Bir günün ardından

Bir günün ardından

ABONE OL
31 Temmuz 2022 11:37
Bir günün ardından
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Selma ERDAL

Şundan, bundan… Havadan, sudan yazılar yazmak varken… Türk yok diyorlar, Türk diye bir ırk yok diyorlar; oturup yazılar yazıyoruz, arkeolojik kazılar yaparcasına… İsa’dan binlerce yıl öncesinde Türk vardır diyoruz, şu Türk düşmanlarının kafalarına çivi çakarcasına…

Üstelik de bilimsel araştırmaların en doğruları söylediği günümüzde; DNA testleri yapılıyor ve 6. yüzyıla gelindiğinde Alman’ı, Rus’u, Slav’ı YAKUT TÜRKÜ çıkıyor, bir de diyorlar ki Türk diye bir ırk yok öyle mi? Hey gidinin efesi… İnadına rakı kokuyor nefesi… Atasınınki gibi… Var mı ötesi?

Kent Konseyleri, yerel demokrasi, halk katılımı… 21. yüzyılın ütopyası, masalı; sözüm ona halk yönetime katılacaktı. AK yönetimler eliyle; yeniden yazılınca Yerel Yönetimler Yasası, yerel demokrasi ve halk katılımı ideasına da mezar kazıldı.

KİMİLERİNE GÖRE HALK KATILIMI… KİMİLERİNE GÖRE HALK KATLİAMI… HERKES İŞİNE GELDİĞİ GİBİ ANLIYOR BU KAVRAMI…

BATI’DA HALK KATILIMI; YEREL DEMOKRASİ DEMEK… DOĞU’DA; ÖZERKLİK İSTEMLERİNİN ARDINA GİZLENMİŞ BÖLÜCÜLÜK DEMEK…

VERİLEN EMEKLER, BESLENEN UMUT; ey kentsoylu, ey kentdaş, ey hemşeri sen “yerel demokratik haklarını” unut!

O malum gece…

Bülent Arınç’a “suikast girişimi” filminden sonra… Vizyonda 2016 yılının 15 Temmuz gecesinden beri “ezanlarla engellenen darbe” filmi var. İyi seyirler Türkiye; biletler beleş…

Ve bayramlar…

Türkiye’de yaşayanlar 2’ye ayrılır:

1)Artam’ın ulusal bayramlarını kutlayanlar

2)Adam’ın buyurduğu bayramı kutlayanlar

Keşifler ve icatlar çağına ayak uyduramasa da bu topraklarda yaşayanlar

Gölge düşmanları yener, ülkelerini yeniden keşfeder, devrim icad eder.

Üfürükten tayyare… Hayaller aleminde keşfedilen seyyare…

15 Temmuz’da bayram… İç ayran, ol kendine hayran…

Yine de…

15 Temmuz Darbe-i Mesel gününüzün altıncı sene-i devriyesi mübarek ola… İlla ki bu ülke; ATATÜRK aydınlanmasında yol alan yurttaşlarla dola!

250 yıllık zorba geçmişine “Aloma’yı Unutma” diye düzmece bir Tarih yazan USA’dan ders alanların; Darbe-i Mesel gecesinin altıncı sene-i devriyesi mübarek ola!

Ve ne yazık ki ben…

Günde üç saat havuzda yüzmekten; soğuk algınlığı nedeniyle 15 Temmuz günü için sağlık raporum var olduğu için kutlamalara katılamadım. Ama 30 Ağustos’da turp gibi olurum. Ve de düğünümüze çağırdığımızda “takı takmamak için” gelmeyen komşuların düğününe ben de gitmem der gibi… Ulusal Bayramlarımıza “sağlık raporu” alarak katılmayanlara nazire olsun diye rapor aldığım da düşünebilir bu arada… Sakıncası yok; düşünülsün.

Ve de anımsanacağı gibi, günümüzden üç yıl öncesinde 15 Temmuz 2019 günü; üçüncü yıl “kutlamaları” nedeniyle… Akbaşkan diyordu ki kürsüde, onlar bizim sakalımızı kestiler, biz onların kolunu kestik.

Ben de diyorum ki kendilerine; Osmanlı döneminden söylemleri bırakın, darbecilerin kafasını kesebiliyor musunuz siz ona bakın! Elbette ki “kafa kesicilik” mecazi anlamda… Yoksa Suriyeli ticcaniler gibi kafa kesici olamaz bizim ülkemizde yaşayanlar, asla! Değil mi?

Gerçi Sivas’ı ateşe verenleri nefretle anımsadıkça… Olmaz, olmaz da demeli bu gidişle…

15 Temmuz üzerine söylenen “onlar bizim sakalımızı kestiler, biz onların kolunu kestik” sözleri bağlamında da yapalım bir küçük açıklama:

Burada vurgulamaya çalıştığımız Osmanlılık, başka Osmanlılık… Çünkü bu sözler daha önce Sokollu Mehmet Paşa tarafından söylenmişti. Haçlı donanması, İnebahtı’da Osmanlı donanmasını yenince /yakınca, bilindiği üzere Osmanlı toparlanıp yeni bir donanma kurar ve daha sonra Kıbrıs’ı alır. Bunun üzerine Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa, Venedik Büyükelçisi’ne; “Biz sizden Kıbrıs’ı alarak kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı kestiniz. Kesilen kol yerine gelmez. Ama kesilen sakal eskisinden daha gür yerine gelir” demiş. İşte AKBaşkan 15 Temmuz 2019 günü yaptığı konuşmasıyla Sokollu Mehmet Paşa’dan copy paste eylemiştir.

Bilindiği gibi bu ülkede ne mavi yakalılar, ne de beyaz yakalılar; fiyakalı bir devrim yapamamıştır. Gücü, kuvveti yerindeyken; asker ise hiç boş durmamıştır. Bununla birlikte; çarıklı erkan-ı harb ki nam-ı diğer köylü milleti; yedi düvel işgal ettiğinde topraklarımızı, evine düşman girip de kızına, karısına saldırana kadar kıpırdatmamıştır elini… Değil ki Cumhuriyet döneminde; devrim yapsın toprağı için, ekmeği için, emeğinin hakkı için… Amma ve lakin sarıklı erkan-ı harb; bir devrim yapmıştır, bir destan yazmıştır 15 Temmuz 2016 gecesi, AKREİS’leri için… Ve o günün altıncı yıldönümü nedeniyle; kutlamalar yapmıştır, belki de Atatürkçüleri külliyen bertaraf ettiklerine sevindikleri için…

Ne yazık ki geleceğimiz bilinmezlere gebe…

Didim, 16 Temmuz 2022

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP