Kanal İstanbul gerçekte acaba kimin projesi?

ABONE OL
18 Haziran 2022 10:29
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Selma ERDAL

Kitapların yazdığına göre 1912’de Amerikan Başkanı William H. Taft “Yıldızlı ve çizgili bayrağımızın birbirinden eşit uzaklıktaki üç noktada; Kuzey Kutbu, Panama Kanalı ve Güney Kutbu’nda dalgalanacağı gün yakındır. Irkımızın üstünlüğü gereği manevi anlamda zaten bizim olan bütün yarımküre, gerçekten bizim olacaktır” demiş.

Aynı dönemde Eski Başkan Teddy Roosvelt Kolombiya’yı nasıl başarıyla kesip biçtiklerini çekinmeden hatırlatıp, Nobel Barış Ödülü’nün sahibi bu başkan, Panama’yı nasıl bağımsızlaştırdığını anlatarak “Kanal’ı ben aldım!” diye haykırmış.

Bu arada Nobel Barış Ödülü’nün kimlere verildiğini, ne denli barışçıl olduğu da tartışılmalıdır düşünce mekanizmamızda!

Bu olayın ardından Kolombiya kısa süre sonra 25 milyon dolarlık bir tazminat almış.

ABD’nin iki Okyanus arasında bir yola sahip olabilmesi için doğmuş bir ülkenin fiyatı işte bu kadarmış.

Bir kez daha TARİH tekerrür mü edecek?

26 Haziran’da temeli atılacağı duyurulan Kanal İstanbul’la birlikte, bizim topraklarımızdan çalınanların üzerinde de yeni bir ülkecik mi doğacak?

ABD’nin Marmara’dan Karadeniz’e geçme isteğinin bedeli acaba kaç milyon dolar olacak?

Ve olası bir kanalın iki kıyısında var olan toprakları satın aldığı ileri sürülen/bilinen/söylenen Qatar…

Acaba Qatar bunun neresinde mi?

İşte o ülkecik ki adı Qatar… Arkasından İngiltere ve Amerika bakar.

Öncelikle bunu tutun belleğinizin bir yerinde…

Ve ABD’nin Latin Amerika Ülkeleri’nde çıkan ya da çıkarılan ayaklanmaların arkasında olup, göreve getirdiği / atadığı BAŞKAN(cık)ları nasıl da desteklediği gerçeğini de sürekli tutun belleğinizin bir yerlerinde…

Kıssadan, hisse… 20. yüzyılda toprakları çalınan Kolombiya’dan sonra, 21. yüzyılda da birileri gözlerini dikmiş bizim topraklarımıza…

Ne demişti çikolata renkli şarkıcınız değil elbette, ablanız Contalasa?

– Ortadoğu’da pek çok ülkenin sınırları değişecek…

Çoğunluk bu sözleri yalnızca Ortadoğu petrol yatakları bağlamında algıladı ama işte atılan adımlar ki o adımlar; Dünyanın Efendiliği ‘ne soyunanların gerçek amaçlarını birer, birer koyuyor ortaya…

Bilindiği gibi ülkemizde; Atatürk İlke ve Devrimlerini göz ardı ettikleri gibi, Misak-ı Milli sınırlarını ve Lozan Barış Antlaşması’nı da bozmak isteyenler var aramızda… Durumcuklar böyle oldukça; her türlü musibet gelir başımıza! Ama kimsecikler aldırmıyorsa bu olan bitenlere, bana dokunmayan yılan kimi sokarsa, soksun diyorlarsa yandaş basının yayınlarıyla, GDO’lu beslenmeyle ve pudra şekerinden süngerleşmiş beyinleriyle…

Bilsinler ki “rahmetli” Amerikan Mandacıları; alkış tutuyorlardır onlara ruhlar aleminden, huşu içinde…

Ukrayna-Rusya savaşının olumlu/olumsuz dışsallıkları bağlamında; her ne kadar gündemde olmasa da… Gün olur yine düşer gündeme diye, bu sözler de düştü yazımıza… Bakalım neler yazılacak yazgımıza gelecek günlerde? Sağ olursak / kalırsak göreceğiz hep birlikte…

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP