Siz hiç belediye ekmek büfelerinde kuyruk gördünüz mü?
  • OLAY NET
  • Yazarlar
  • Siz hiç belediye ekmek büfelerinde kuyruk gördünüz mü?

Siz hiç belediye ekmek büfelerinde kuyruk gördünüz mü?

ABONE OL
6 Aralık 2021 16:38
Siz hiç belediye ekmek büfelerinde kuyruk gördünüz mü?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ne düşündüklerini bilmiyorum, nasıl bir yargılama yöntemini benimsediklerini hiç bilmiyorum, yaşanan tabloyu anlatırken neleri kurguladıklarını göremiyorum!

Gerçekten böyle!

Bir yerde okumuştum, zaman zaman mahalle aralarında/ dar sokaklarda/ kapı önlerine yığılmış komşuların gülüşerek konuşmalarına dalar gidermiş yazar! Kitaplarda okusa inanamayacağı görüntülere tanık olurmuş! Saatlerce orada kalmak, kaba etinden birinin çimdiklemesini beklemek istermiş!

Okuduğumda garipsemedim değil, ancak şu an yandaşların hangi kanala çıkarlarsa/ çıksınlar, çizdikleri tablo öylesine bilindik değil! Bir bilinmez fotoğraf karelerinin içine dalarak, izleyiciyi öyle “kendinden” olmayan yerlere sürüklüyorlar ki…

“Tüik’in verilerinin doğru olup olmadığını bilmiyorum, demek ki doğru söylüyorlar” diyor, bir yandaş örneğin! Ne dediğini kendinin anlamadığı gibi ben de anlamıyorum!

Karşısındaki “kirada bir ayda yüzde bir artış mı oldu” diyor. Yandaş “Tüik’in bir bildiği var, buradan yola çıkarak kuruma leke çalamazsınız” diyor!

Diyorum ya; nasıl, neye bakarak düşündüklerini bilmiyorum!

***

Kapalı salonlarda, yurttaştan uzak durarak çizdikleri tablo “yaşanılası” yaşam!

Açlıkla sınanan kazançlarıyla, yurttaşın karınlarını doyuracağı bir ekmek kaldı!

Belediyelerin, ekmek büfelerinin önünde oluşan kuyruğun her geçen uzadığını görmeli “iktidarın” yandaşları…

Alacakları birkaç ekmek için saatlerce kuyrukta bekleyen yaşlı, genç, çocuk “şenlik” olsun diye orada değiller!

Daha bunun kışı var, sağanak yağışların bastıracağı günler var;  hiçbir korunması/ saçağı olmayan büfe önlerinde yaşanacak acıları, yaşanacak zorlukları düşünemiyorum bile…

Corona virüsün, çok konuşulan, bilimsel açıklaması yapılamayan mutasyonların “korku” yayıcı gücünü de ekleyin, kara kışın/ yağışların içerisine…

Daha hangi zorlukların “yaşatılacağı” bu günden belli!

***

Ekmek büfelerindeki satıcı, gelenleri kadın/ erkek sırası biçiminde düzenlemiş!

Sırada bekleyen beşten çok ekmek alamıyor, sorduğumda “herkesin almasını istiyorum, ikinci beş ekmeği almak için yeniden sıraya girmesi gerek” diyor!

Kuyrukta bekleyenlerin, evlerinde kaç kişi yaşadığını bilen/ soran yok! Çoğu ailenin anne, baba, çocuklar, torunlar birlikte yaşadığını bilen/ soran…

Sırada bulunanlardan biri, “on gün önce, kasayla, ya da istediği kadar ekmek alanı biliyorum günlük, onların beş tane ekmek kaçına yetecek, bu insanları bu duruma koyanın başına taş yağsın” dedi.

Kuyruk, bekleme süresi uzayınca herkes “ilenç” duygularını kusuyor!

Büfeden sırası gelen ekmeğini almasana karşın, kuyruk kısalmıyor, hep yenileri geliyor. Gelirken de “sıra geldiğinde bana kalır mı acaba” kaygısı taşıyarak!

***

Bu ülkeyi yönetenler ağızlarını açtıklarında tarım ülkesi olduğumuzdan, kendi kendimize yetebileceğimizden, suyumuzun varsıllıklarından söz etmeyi hiç unutmuyor!

Doğrudur! Verimli topraklarımız var, iş gücümüz var, suyumuz var!

Ekmeğin ununu, unun buğdayını “kendimizce” üretmeyi becerememek acı!

Ekmek kuyruğunda bekleyen orta yaşlarda biri “bu insanlara bu acıyı neden yaşatıyorlar, hiç karışmasalar bundan iyi birbirinin eksiğini tamamalar bu insanlar” dedi. Sözünün bitmediği belli ki, üstüne bastırarak sürdürdü: Bu insanlar en zor koşullarda bu yurdu savunmak için cepheye gider, bu yurdun tüm acılarını çekerler, toprağını ekerler, suyunu kullanırlar, dinlenmeyi bilmezler, zorlukları yaşasalar bile içlerine atarlar; karşılığı bu mu?

Elbette bu olmamalı!

***

Bunca verimli toprağı bulunan bir ülke, toprağının girdileri için neden dışarı bağımlılığı olur, anlaşılır gibi değil!

Tohumu dışarıdan al döviz öde, gübreyi dışarıdan al döviz öde, işleyecek aletleri dışarıdan al döviz öde, hayvana saman/ yem yedireceksin döviz öde…

Ödenen her dövizde “kuru” yukarı çıkar, eti/ yumurtayı dövize göre endeksle…

Bunları görmüyor/ bilmiyor olmalı “iktidar” ile yandaşları…

Sakının bana “bunları” biliyor demeyin; biliyor da böyle davranıyorlarsa eğer, kuyrukların nedeni olarak yirmi yıldır iş başında olan “iktidarı” sorumlu tutmuyorlarsa, her ekonomiye ilişkin değerlendirmelerinde ekmeğin küçüldüğünü anlamıyorlarsa, çok uzun yıllarımız gitmiştir demektir, çok yazık!

***

“Biz sokağı çok iyi biliriz” demekle olsaydı, sokak şu an yaşadığı kaygıyı, acıyı yaşamazdı!

Sokağı bilmiyorsunuz, mahalle aralarındaki dar sokaklarda yaşayan kalabalık aileleri de bilmiyorsunuz, “komşusu açken, tok yatan bizden değil” demenin ne anlama geldiğini de bilemezsiniz!

Öyle kolay değil, salon toplantılarında “gezdik, gördük, yaşananları biliyoruz” demek…

Siz hiç belediye ekmek büfeleri önünde birkaç ekmek almak için sırasını bekleyen kuyruk gördünüz mü, arasına karıştınız mı, dediklerine kulak verdiniz mi?

Oysa bir kez denemiş olsanız…

041221

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP