Akalın ve Enginyurt

Akalın ve Enginyurt

ABONE OL
8 Mayıs 2024 11:38
Akalın ve Enginyurt
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye’de siyasette her partinin bir  “her şeyi ben yaptım, falancayı ben indirdim, filancayı ben yükselttim” diyen bir üyesi var..

Her partide bir kişi çıkıp, kendince başarılı gördüğü eylemleri, uygulamaları sahipleniyor..

Bunun ilk örneğini MHP’deyken ve MHP’den ihracından hemen sonra Cemal Enginyurt’ta görmüştük..

Cemal Enginyurt, MHP’deki malum tarla kurultayını kendisinin engellediğini ve Devlet Bahçeli’yi genel başkanlıkta tuttuğunu iddia etmişti..

Anlı şanlı fondaş medya da bu iddiaları ciddi ciddi ekranlarına taşımıştı..

Cemal Enginyurt, o açıklamalarıyla televizyonların vazgeçilmez adamı olmuştu..

Has, sonrasında yeni partisi Demokrat Parti’de de aynı durumu yaşadı..

Hala, fondaş medyanın gözdesi olması sürdürüyor..

Neredeyse bir iki kanalın kadrolu konuşmacısı oldu..

Arık o kadar mesai karşılığında televizyon kanallarından para alıyor mu, yoka babasının hayrına mı çıkıp konuşuyor bilemem….

Bugünlerde nur topu gibi ikinci bir Cemal’imiz oldu: İyi Partili Mehmet Tolga Akalın..

Mehmet Tolga Akalın, TGRT Haber kanalında katıldığı bir programda, İyi Parti olağanüstü kongresinde genel başkanlık yarışında Koray Aydın’ın önünü kestiğini, Müsavat Dervişoğlu’nun kazanmasına vesile olduğunu iddia etti..

Bir başka iddiası da, Meral Akşener’in siyaset dışında kalmasına kendisinin neden olduğu şeklinde..

Bu konuşmalar dinlerken, aklıma Cemal Enginyurt’un MHP’deki son dönemlerinde ve partiden ihracından sonra yaptığı “tarla kurultayını önledim, Bahçeli’yi genel başkanlıkta ben tuttum” şeklindeki sözleri geldi..

Gözümün önünde Cemal Enginyurt canlandı..

Belli ki, Cemal Enginyurt’un medyadan gördüğü ilgiyi görünce aynı yolu izlemeye karar vermiş..

Açıklamalarıyla İyi Parti’nin Cemal’i olmaya soyunmuş..

 

Alanların hiç mi suçu yok!

Bugünlerde gündem, Adana başta olmak üzere hemen hemen tüm il ve ilçelerde başkan ve parti değişen belediyelerde yaşanan işten çıkarmalar..

Yandaş medyaya bakıyorum, CHP’li belediye başkanların işçi kıyımı yaptığını iddia ediyorlar..

Adana’ya bakıyorum, Cumhur İttifakı içerisindeki partilerin başkan ve yöneticilerine, Cumhur İttifakı’ndan yana duruş gösteren gazetecilere göre CHP’li belediyeler ilk iş olarak çalışanları işten çıkararak, çalışanları ekmeklerinden ettiler, seçim öncesi verilen sözleri tutmadılar..

Önüne gelen CHP’li belediye başkanlarının çalışanların ekmekleriyle oynamakla eleştiriyorlar..

Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay ve Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, Cumhur İttifakı’nın hedef tahtasındaki ilk adlar..

Bu başkanlar, gerek medyada, gerek sosyal medyada işçi kıyımı yapmakla, işçi düşmanı olmakla suçlanıyorlar..

Yoğun eleştirilere uğruyorlar..

İnsan, Nasrettin Hoca misali söylemeden edemiyor:

Çıkaranlar suçlu tamam da, alanların hiç mi suçun yok?..

Hani derler ya, bir gece Hoca’nın eşeğini çalmışlar. Eşeksiz, Nasreddin Hoca ne yapsın? Fukara, önüne gelene yalnızca bu adi hırsızlık vakasını değil, çalınan eşeğinin faziletlerini de anlatıp duruyormuş.

Kim yanar Hoca’nın eşeğine? Her ağızdan bir avaz:

– Kış uykusuna mı yattın Hoca?
– Kapıya niye parmaklık yapmadın?
– Kapıyı kilitlemeyi mi unuttun yoksa?

Hoca dayanamamış:

  • Bre, demiş, domuzdan yana mısınız, benden yana mısınız? Hırsızın hiç mi suçu yok?

Aynen o hesap..

Sürekli işten çıkaran belediye başkanları suçlanıyor..

Yüzlerce, belki de binlerce kişiyi işe alan, belediye kadrolarını ulufe olarak dağıtan eski başkanların hiç mi suçu yok..

Yoksa, kadroları şişirmek, eşe dosta partiliye peşkeş çekmek, kamu kaynaklarını yandaşlara maaş olarak dağıtmak iyi bir siyaset de, şişkin kadroları indirmek, bankamatikçileri kapı dışarı etmek mi kötü siyaset oluyor?..

Yeni başkanları işçi çıkarıyor diye eleştiren siyasetçilere ve algı operasyonu yapan diğer kişilere sormak lazım; seçime aylar kala belediye kadrolarını eşe dosta dağıtan eski başkanları neden eleştirmiyorsunuz?..

Bu arada, Cumhur İttifakında siyaset yapanlara, sizin belediye başkanlar iş başına geldiklerinde hiç mi çalışanları kapı önüne koymadılar, diye ayrıca sormak gerek..

 

Karalar’dan işbirliği vurgusu

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar,31 Mart seçimlerinden sonra bütünleştirici, Adana için işbirliğini hedefleyen bir politika izliyor..

Toplum her kesimini kucaklıyor..

Aynı gün Yörük Türkmenler etkinliğine de, Balkan Türklerinin etkinliğine de, Cem Evi etkinliğine de katılarak, Adana’daki toplumsal gruplar arasında birliği sağlama yolunda önemli adımlar atıyor..

Karalar’ın politikasının içeriğiyle ilgili ipucunu, Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileriyle yaptığı toplantıdaki konuşmasından bulmak mümkün..

Karalar, konuşmasındaki, “Bir şehrin kurumları ile üniversiteleri mutlaka iş birliği yapmalı” ifadesi Karalar’ın misyon ve vizyonunu apaçık biçimde gösteriyor..

Şöyle diyordu Karalar:

Adana’daki kurum ve kuruluşların, Çukurova Üniversitesi gibi önemli bir üniversiteden yeteri kadar faydalanmadığı kanaatini taşıyan, bu ilişkiyi yoğunlaştırmaya çalışan ve bunun için çaba gösteren bir belediye başkanıyım.”

Ne kadar haklı..

Yıllarca, Çukurova Üniversitesi’ni Adana’dan, Adanalılardan kopuk olduğu konuşuldu..

Gazetelerde bu kopuklukla ilgili yüzlerce yazı yayımlandı..

Çukurova Üniversitesi, bugüne değin, kentten kopuk, içine kapalı bir loca görünümündeydi..

Üniversite yönetimleri adeta sırça köşkte yaşıyorlardı..

Başka bir yerleşim yeri gibiydi..

Adanalılar da ulaşamadıkları için üniversite soğuk bakıyorlardı..

Zeydan Karalar’ın Seyhan Belediye Başkanlığı döneminden beri Çukurova Üniversitesi için attığı adımlar, üniversite ile Adana’yı birbirine yakınlaştırdı..

Meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının, iş dünyasının Karalar’ın yolunu takip ederek, Çukurova Üniversitesi ile işbirliği yollarını aramaya başlamaları Adana için bir ödev olarak karşılarında duruyor…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP