Cezalar tüketiciye kesildi; anlamıyor musunuz?

Cezalar tüketiciye kesildi; anlamıyor musunuz?

ABONE OL
16 Kasım 2021 11:30
Cezalar tüketiciye kesildi; anlamıyor musunuz?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Akşam, bir televizyon kanalında yer alan izlencede, “iktidar” yanlısı bir gazetecinin saptamasını izlerken, “sıkıntının” gizlenemeceğini düşünmekle birlikte, artık bilmemezliğin “tutunacak” yerinin kalmadığını görmemek olanaksız…

İlk tümce; “geçiş güvenceli köprü / yol yapımına anlam veremiyorum, açayım bir bakkal dükkanı, ulaşamadığım kazancın üstünü belediyeden bekleyeyim…”

İkincisi; “AKP iktidarının ilk yıllarda yaptığı beton yapılar insanları sevindiriyordu/ umutlandırıyordu, ancak bugün olanları izlerken/ görüyorum ki, insanlar artık ceplerinin yaşamlarını sürdürmede yeterli olmasını istiyorlar, bugün atılan temel/ açılan yol/ yapılan yatırım birçok partiliyi mutlu etmiyor…”

Bu sözleri “muhalefet” söylemiş olsaydı, “bir şey bilmiyorlar, ekonomiden anlamıyorlar, yatırımı savsaklıyorlar, gelecek için çalışmıyorlar” diyen “iktidar” yanlılarından geçilmezdi!

Devletin “geçiş/ hasta güvencesi” verdiği yollar, köprüler, hastaneler az mı eleştirildi?

Beton yapılara yapılan “yatırımın” bunca büyük rakamlara ulaşmasının sancısı olacağı, insana/ eğitime/ bilime/ sağlığa/ üretime yapılmayanların “geleceği” yaralayacağı az mı yazıldı?

İktidarın” kulakları duymayı/ gözleri görmeyi bilmeyince…

***

Bazı “iktidar” yanlısı yazarların “söylemlerindeki” değişkenlik, geçmişte onbeş temmuz sürecinde de yaşanmıştı!

Bir gün önce Fettullah için en “güzel” tümceleri kullananlar, onun “önemini” vurgulayanlar, ülkemiz için “kazanç” olduğunu dillendirenler, “muhterem için böyle söyleyemezsin” diyerek mecliste gözdağı verenler, bir/ iki gün sonra/ son hızla giden aracın el frenini çeker gibi “geri dönüş” yapmışlardı; anımsayın!

Sütten çıkmış kaşık gibi “ak”, gün gibi gerçektiler! Asıl kara olanlar, asıl karalara bulalı olanlar, asıl suçlu olanlar, asıl “cemaatin” göbeğini kaşıyanlar, asıl “abiler/ ablalar” başkalarıydı…

Anlattılar/ inandırttılar; ama şimdi de…

Bu “tür” yazarlara sorarsanız, “şu an yaşanan gerçek” bu!

Yurttaş “yatırımın” geleceğine, ilerleyen süreçte yaşama katkısına bakmıyor bugün; marketten gereksinmesini alabilecek mi, pazardan meyvesini/ sebzesini  sağlayabilecek mi / ısınmak için zorlanacak mı, çocuğunun eksiklerini giderebilecek mi…

Bunlar sanki geçmişte o denli önemli değildi…

Emekçi asgari ücretiyle geçinebiliyor, emekli maaşını ay sonuna yetirebiliyor, küçük esnaf zincir marketler arasında kalmıyor, üretici simsarlara boğdurulmuyordu sanki…

Duydukları bir fısıltıya kulaklarını vermiş gibiler!

***

“Muhalefetin” tüm yurdu dolaşması, yurttaş ile yakınlık kurmaya çalışmasının “yararını” gözlemleyen “iktidar” da sokakta olduğunu söylüyor!

Nerede, kiminle görüştüklerini bilmiyorum!

Genelde kapalı alan, bazen de yanındaki kalabalıkla üç/ beş yurttaşla birlikte oldukları servis edilen görsellerini biliyoruz!

“İktidar” milletvekillerine bakarsanız, “kapı kapı, ev ev, yurttaşlarla te tek buluşarak” gönül seferberliğini sürdürüyorlar!

Buna başta, yukarıdaki sözünü ettiğim yandaş gazeteciler inanmayacaktır!

Diyeceklerdir ki; kapı kapı, ev ev, te tek kiminle buluştun, buluştukların ceplerini göstermedi mi, bu gün yaşananları nasıl değerlendiriyorlar, kış hazırlıklarını yapmışlar mı?

Adana’da gezilerini sürdüren AKP Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu “önümüzdeki günlerde inşallah asgari ücretimizde, emekli maaşlarıyla ilgili konularda, 3600 ek gösterge konusunda güzel gelişmelerin yaşanacağı bir dönem olacak” sözlerini kullanmış!

Bu sözlerin inandırıcı olması için, başta “iktidarın” kurumu Tüik verilerinin “yaşanan” olması gerekir!

Bu güne değin “hiç” yaşanmayan gibi!

Yurttaşın temel gereksinmelerinin yüzde elli arttığı bir dönemde, kurumun verilerine bakarak asgari ücreti/ emekli maaşını nasıl “güzel gelişme” olarak gerçekleştirecekleri belirsiz!

Konuşmanın yapıldığı salonda kimler vardı, kimlere inandırıcı geldi, kimler “tozlu esintiler” yaşadı?

Yandaş “bazı” gazeteciler bile “nasıl” sorusunu soruyor!

***

Birkaç hafta önce “fahiş fiyat” konulu birçok tartışma yaşanıyordu!

Yandaş tartışmacılardan bazıları “artan kuru” değil de/ marketlerin “fiyat artışında” etken olduğu söylemlerini artırınca, bir zamanlar “iktidarın” ağzını sulandıran/ küçük bakkalları birleşmeye zorlayan/ birçok mahalle bakkalının kepenk indirmesine neden olan “zincir marketler” masaya yatırıldı!

Denetim kurulları oluşturuldu, “beşli zincir marketlerin” alış/ satış belgeleri incelendi, “sözde” tüketiciyi kurtarmak için “tarım marketler” açıldı, “beşli zincir marketlere” cezalar kesildi…

Sonucun “ne” olacağına bakıyordu yurttaş!

Bu kesilen ceza “fahiş fiyat” sorununu çözecek miydi, “tarım marketleri” tüketiciyi sevindirecek miydi, raflar tüketicinin elini yakmayacak mıydı…

Bunlardan hiç biri olmadı, üstelik “etiketler” aralıklarla değiştirilirken, bu gün günlük bile “ulaşılamadığından” söz ediliyor!

“Zincir marketlerin”, kesilen cezayı ceplerinden ödemeyeceği, “cezanın” fiyatlara yansıyacağı, “cezayı” tüketicinin ödeyeceği belli oldu!

Bu “cezalar” görülmüyor/ bilinmiyor gibi değil!

Televizyon kanalında yer alan izlencelerden anlamıyor musunuz?

151121

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP