Çarpıtılan tarihimiz

Çarpıtılan tarihimiz

ABONE OL
15 Kasım 2021 17:42
Çarpıtılan tarihimiz
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türk’e yurtluk etmemiş bir kıta yoktur.(Atatürk)

1873 yılından sonra, Fransız Tarihçi-Arkeolog Ernest Renan, batılı arkeologlara şöyle sesleniyordu; “Arkeolojik bulgular Türkleri işaret ediyorsa da, siz onları Türklere mal etmeyin. Sonu kötü olur. O zaman Türkleri Anadolu’dan sürmek zorlaşır. Türkler hiçbir uygarlık kurmadılar. Aksine kurulmuş uygarlıkları yıktılar. Türkler Barbardır. Kızılderililere ne yapıldıysa, Türklere de o yapılmalıdır.”
(1873’e kadar, Anadolu’daki arkeolojik bulguların Türklere ait olduğu belgelenmişti)

8 Ocak 1918’de ABD Kongresinde okunan ve tarihe “Wilson Prensipleri” olarak geçen bildirinin 12. Maddesi; “Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki diğer ulusların yaşam güvenlikleri ve özerk gelişimleri sağlanmalıdır.”

10 Ağustos 1920 Sevr’e geldiğimizde, 62-63-64’üncü maddeleri şöyleydi;
“Fırat’ın doğusunda Kürtlerin özerkliğini İngiltere-Fransa-İtalya’dan 3’er üyeli komisyon hazırlayacak. Osmanlı, komisyon kararlarını 3 ay içinde kabul etmeyi ve yürürlüğe koymayı şimdiden kabul eder. Kürtler 1 yıl sonra bağımsızlık için Milletler Cemiyetine başvurursa, Türkiye bölgedeki tüm haklarından vazgeçer…”

Atatürk, Türk Tarihini çok iyi inceleyen ve gerçekleri bilen bir liderdi. Anadolu’nun en az 7 bin yıllık öz be öz Türk Yurdu olduğunu biliyordu. (Göbeklitepe’den sonra bu tarih M.Ö 13 binli yıllara kadar gitti)
Atatürk, Kurtuluş Savaşımız sonunda, bu emperyalist oyunu yırttı attı!
Bir daha böyle tuzaklara düşmeyelim diye de “TÜRK TARİH TEZİNİ” anlatan dört cilt olarak tarih kitabını yazdı. Buna bağlı olarak da gerçek Türk Tarihini anlatan Tarih Kitapları hazırlattı.

10 Kasım 1938’da  Atatürk vefat edince, bu kitapların hepsi rafa kaldırıldı.
1939 yılında, daha sonra Başbakan olacak Şemsettin Günaltay’ın, yazdığı
tarih kitabı okullara dağıtıldı!

O andan itibaren, Atatürk’ün yazdığı Türk Tarih Tezi kalkmış, yerine Grek Tarih Tezi oturtulmuştu.
Bu teze göre, Anadolu’daki tüm medeniyetlerin kaynağı Greklerdi. Doğal olarak Anadolu da bir Grek yurdu oluyordu!

12 Mayıs 1939’da, Kültür Reformu kapsamında Türk-İngiliz Ortak Beyannamesi imzalandı ve yabancı ülkelerin eğitimcileri, eğitim sistemimizi istedikleri gibi değiştirdiler. Halkevlerinde dahi, İngiliz öğretmenler görev yapmaya başladı. (Cengiz Özakıncı’nın You Tube videoları ve kitaplarında, isim ve yer belirtilerek yazılıdır)

Köy Enstitülerinin, gerçek işlevlerinden uzaklaştırılmalarının esas nedeni, yabancı eğitimciler ve onların devletlerinin baskılarıdır. Nitekim, Köy Enstitülerinin Kurucuları Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç, tek parti döneminde yani 1946 yılında R. Şemsettin Sirer (Bakan) ve R. Peker (Başbakan) imzaları ile görevden alındılar.
09.05 1947’de Köy Enstitülerinde Kız-Erkek Öğrencilerin birlikte ders görmesi yasaklandı. 1954 yılında da kapatıldı.

İngilizler 1949 yılına kadar hem eğitim sistemimizi, hem de tarihimizi diledikleri gibi çarpıttılar.
Amaç, Türklerin Anadolu ile, geçmişimizle olan bağlarını kopartmaktı!
1947 yılında Marshall Yardımı kabul edildi!
1949 yılında da bu görevi Amerikalılara devrettiler!
1949 yılında Türkiye-ABD bir anlaşma imzaladı. Anlaşmanın bir adı, “Fulbright Eğitim Komisyonu”, diğer adı ise; “Türkiye-ABD Kültürel Mübadele (değişim) Komisyonu idi. Komisyon, Türk Eğitim sistemini yeni baştan hazırlayacaktı.
9 Üyeli komisyonun 4 üyesi Türk, 4 üyesi Amerikalı, Başkanı da
ABD Ankara Büyükelçisi olacaktı!

Tarihimizin nasıl kendi elimizle çarpıtıldığını anlatabildim mi?
Bu komisyon hala görevdedir ve merkezi Ankara’dadır.
DOĞRU Parti bu komisyonu, sorumluluk aldığı ilk gün kaldıracaktır.

“Helalleşme” kavramının Türk Siyasetine sokulmasından hemen sonra,
Atatürk’ün Türk Tarih Tezinin, nasıl Grek Tarih Tezine çevrildiğini, tarih gerçeklerle anlatmaya çalıştım.
“Helalleşme “ kavramını, Türk Siyasetine ilk sokan Erdoğan’dı!
17/25 Hırsızlık-Soygun-Rüşvet olaylarından sonra, FETÖ tarafından kandırıldığını söyleyip, Türk Milletinden helallik istemişti!
Şimdi de Kılıçdaroğlu “Helalleşme Turlarına” çıkacağını söyledi!
İnşallah yazdıklarım helalleşmek isteyenlere ışık tutar…

Tarikat ve Cemaatlerden başka hiçbir yerde “Helalleşme” diye bir kurum yoktur. Ne Anayasamızda, ne Cumhuriyet Tarihimizde, ne de Türk Devlet töresinde ben “Helalleşme” görmedim. Gören, bilen var mı?

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP