Nereden, nereye ülkem?

Nereden, nereye ülkem?

ABONE OL
2 Ekim 2021 14:43
Nereden, nereye ülkem?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ATAM; devrimler ve değişiklikler yapıyor, tam bağımsız bir devlet oluşturmak için…

1923’de Ankara başkent oluyor. Yine 1923’de Halk Fırkası kuruluyor.

1924’de Hilafet kaldırılıyor,1924’de de Medreseler ve Şeriat Mahkemeleri kaldırılıyor ve 1924’de Yeni Türkiye Cumhuriyeti Anayasası onaylanıyor… En önemlisi de 1924’de Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğretim ve eğitimin birliği sağlanıyor, kız ve erkek ayrımı yapılmaksızın herkese öğrenim hakkı veriliyor.

1925’de Kıyafet Kanunu yürürlüğe giriyor. Yine 1925’de Takvim ve Saat değiştiriliyor.

1926’da İsviçre Medeni, İtalyan Ceza ve Alman Ticaret Kanunları temel alınarak Türk Kanunlar yapılıyor.

1928’de Latin Alfabesi kabul ediliyor, Türk Dili’ni değiştirme çabaları ve yine Latin Rakamlarının Kabulü gerçekleştiriliyor.

1929’da Arapça ve Farsça dilleri yabancı dil olarak okullardan kaldırılıyor.1931’de Metrik Sistem kabul ediliyor.

1932’de Ezanın ve ibadet dilinin Türkçe olarak yapılması gerçekleştiriliyor.

1934’de soyadı kanunu kabul ediliyor.

1935’de Pazar günü; tatil günü olarak kabul ediliyor.

1936’da Batı müziğinin icrası amacıyla Devlet Konservatuarları kuruluyor.

Bütün bu devrimler ve yenilikler; Türkiye’yi kesin olarak Batılılaşma anlayışına yönelten adımlardır. Bu devrimleri ve yenilikleri gerçekleştiren yeni yönetim tarafından; halka Türk kimliği de verilmek isteniyor. Osmanlılar ve Selçuklular atlanarak, Orta Asya’ya kadar iniliyor ve Batılılaşma ile birlikte Orta Asya Türk Kültürü pekiştirilmeye çalışılıyor.

En önemlisi de ÜMMET toplumu olarak tanımlanan Osmanlı’dan; Millet, Türkçesi ile ULUS (Öztükçesiyle de BUDUN) toplumuna geçiş sağlanmak isteniyor.

Ulus toplumunu gerçekleştirmek için, kaynaklar aranıyor. Bu kaynaklar da Anadolu Eski Uygarlıkları (Sümerlere kadar iniliyor) ve Orta Asya Türk Uygarlıkları olarak belirleniyor.

Bütün bu yenilikleri, görüşleri parti kanalıyla yaymak amacıyla da CUMHURİYET HALK PARTİSİ kuruluyor.

Partinin görüşleri altı başlık altında toplanıyor. Bir kez daha anımsamak gerekirse bu başlıklar sırasıyla şöyledir:

MİLLİYETÇİLİK

CUMHURİYETÇİLİK

HAKKÇILIK

DEVLETÇİLİK

DEVRİMCİLİK

LAİKLİK

Bütün bu devrimlerin ve yeniliklerin yanı sıra, en önemlisi de 24 Temmuz 1923’de; Uluslararası LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI ile Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapusu sağlamlaştırılıyor.

Ve dana sonrasında yaşanan onlu yıllar boyunca;

1920’ler; Siyasal, toplumsal, kültürel yönden BATILILAŞMA ve ekonomide LİBERALLEŞME dönemi olarak geçiyor.

1930’lar; Atatürk’ün düşündüğü anlamda siyasal, toplumsal ve kültürel anlamda Batılılaşmanın tamamlanması ve ekonomide DEVLETÇİLİK anlayışının benimsenmesi yılları oluyor.

1940’lar; ekonomik yapıda baskın bir devletçilik dönemi yaşanıyor ve daha sonra zorlanarak da olsa demokrasiye geçiş dönemi oluyor. Bununla birlikte İkinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı bu yıllarda; Türkiye içine kapalı bir dönem geçiriyor.

1950’ler; siyasal ve toplumsal liberalizm dönemi, karma ekonomi siyasalarının benimsendiği, Demokrat Parti’nin iktidar olmasıyla hem siyasal, hem toplumsal alanda serbestliğin başladığı, özel teşebbüslerin önem kazandığı dönem oluyor.

1960’lar; çoğulcu demokrasi ve planlı ekonomi dönemi oluyor.

1970’ler;siyasal, toplumsal ve kültürel istikrarsızlık dönemi oluyor.

1980’ler; Türkiye’nin temelden değişimi, devletin ekonomiden elini çekmesi, liberalizmin temel ilkesi “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” anlayışının ülkeye yerleştiği yıllar oluyor.

1990’lar; kendi yağıyla kavrulan ülkeden, tüketim toplum yapısına savrulan bir ülkeye dönüşüm yılları oluyor, ülke IMF kontrolünde bocalıyor.

2000’li yıllar; Cumhuriyet devrimlerini, değerlerini yok sayarak, küreselleşme bağlamında ulus devlet yapısından uzaklaşma yılları oluyor, daha açık bir deyişle; ATATÜRK İLKE ve DEVRİMLERİ günden, güne soluyor, yok oluyor.

Cumhuriyetin partisi; içsel çekişmelerle uğraşırken bir devlet batıyor.

Kurtuluş Savaşı sonrasının Amerikan mandacılarının ruhları göbek atıyor, bu devletin bağımsızlığı için can vermiş olan şehitlerin kemikleri sızlıyor, ruhları azap çekiyor.

Yıllardır TÜRK EKONOMİ YÖNETİMİ yabanın yörüngesinde, yabanın iradesine teslim ediliyor.

Sanki bu ülkenin ekonomisini idare edecek bir ADAM yokmuşçasına…

Mübarek olsun!

Tez günde önce YEŞİL KARTLAR ve daha sonra da USA damgalı pasaportlar dağıtılsın diye bekleşenler ve dua edenler var mıdır acaba?

Nereden, nereye ülkem, ulusum

Nereden, nereye?

Çakallar indi; kuzuların su içtiği dereye

Buğday ambarı ülkem

Avuç açtı, yabandaki darıya

Bebelerin al, al yanakları soldu

Boyandı sağlıksız bir sarıya

Bütün bunlar nasıl sığdı

Bunca yıllık bir süreye

Almadı usum gitti bir türlü…

Didim

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP