Güne düşen sözler

Güne düşen sözler

ABONE OL
21 Ekim 2021 16:16
Güne düşen sözler
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Şu eşi, benzeri yeryüzünde görülmemiş “ileri” demokratik düzenimizde… Burunlarını sokmadıkları bir tek dilimiz, Türkçemiz kalmıştı; onu da yaptılar, günlerimizin başlangıcında kullandığımız o en anlamlı söz olan GÜNAYDIN sözüne bile saldırdılar. Ne diyelim? Geçer; bunlar da geçer! Türklük bilinciyle, Türklük kimliğiyle yapılanmamış olanlar; Türkün güzel sözlerini ne eyler? Oysa bizler ezgiler söylemişiz

Günaydın sevgiliye günaydın

Günaydın gönül aydın

Dalında biteviye, biteviye

Şakıyan ben olaydım

Sözlerini içeren

Hangi kendini bilmezdir ki o

Güzel Türkçemize zincir vurmaya kalkışan?

Öyleyse ne diyelim?

Günaydın…

Tünaydın…

İyi günler…

Hoşça kalın…

Sağ olun…

Sağlıcakla kalın…

Sonsuza dek; Güzel Türkçemizle kalın…

*Hayatım roman diyerek üç, beş satır karalamağa kalkışsa bizim feleğin sillesini yemiş gariban…

Hemen eleştirilir.

Oysa son yıllarda en çok okunan yazarlardan Stefan Zweig “Satranç” ya da “Geleceğin Ülkesi Brezilya” adlı kitaplarında kendi yaşamını anlatır.

Ve onun kadar çok okunan yazar Herman Hesse’nin sanki “Bozkır Kurdu” adlı yapıtındaki özne kendisi değil midir?

Ve de özellikle Albert Camus “İlk Adam” ile “Yabancı” romanlarında bal gibi de kendi yaşamını temel alıyor.

Öyleyse üretmek yerine, sürekli başkalarını eleştiren çokbilmişler; hayatının romanını yazmak isteyen sıradan ölümlülere NEDEN alaycı çelmeler takıyor?

Bırakınız yazsınlar, bırakınız içlerini döksünler.

Liberalleşme yalnızca ekonomide değil, yazın alanında da olsun; değil mi ya?

*Bir dönem gezdiklerimizi, gördüklerimizi, yediklerimizi, içtiklerimizi paylaştık; görgüsüzce…

Oysa şimdilerde gülümseyerek bakıyorum ve günler içinde akıyorum…

Felsefe, Tarih, Siyaset, Çevre üzerine sürekli okuyorum

Ama…

Çizgi Roman kitaplarım her geçen günle birlikte çoğalıyor, çoğalıyor.

Okuduğum kitapların, bir de Çizgi Roman uyarlamalarını edinmek bende bir tutkuya dönüştü desem yeridir.

Ev, ev değil; sanki kitaptan ev.

Bu arada kitaplar, sayfalar, kağıtlar arasında kaybolmuşken, tüm kitapseverlere Carlos Maria Domingues’in KAĞIT EV adlı kitabını okumalarını öneririm.

*Bir kitap hakkında bir kaç söze de değinmek isterim ki o kitap Yaşlı Adam ve Deniz…

Kitap hakkında yazarı Ernest Hemingway demiş ki?

“Kitapta sembolizme ilişkin hiçbir şey yok. Deniz bildiğimiz deniz, yaşlı adam da yaşlı adam. Kitaptaki köpekbalıkları, denizdekilerden daha iyi veya daha kötü değiller. İnsanların kitapta buldukları sembolizm örnekleriyse zırvadan ibaret.”

İşte bu nedenle; öykünün içinde define ararcasına, kendilerince bulmaca çözüp, anlamlandırma yarışmasına girişircesine beynini zorlayıp, totosunu yırtan entel-dantel varlık… Oku işte kitabı; karışma başkalarının kitap okurken canlandırdığı düşlere eğer kitabın yazarı bile bu sözleri söylüyorsa…

*Ve bu arada…

Aşı olmayanların; Aralık ayında maaşları kesilecek.

Eğer yine de olmuyorlarsa; Ocak ayında işlerine son verilecek.

Nerede mi?

Elbette ki Amerika’da, oğlumun çalıştığı “dünyaca ünlü” Mayo Clinic’de…

Hani birileri de aynı uygulamayı getirebilir mi acaba diye paylaşıyorum. Ne de olsa “aşı karşıtları” oldukça çok… Kış da geliyor; virüs-yayar gibi, canlı bomba gibi, ölüm makinası gibi dolaşmasınlar sokaklarda…

Herkes kalsın sağlıcakla!

Didim, 20 Ekim 2021

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP