Fiyat artışına, dövizdeki değişimin yansımaları gerekçe…
  • OLAY NET
  • Yazarlar
  • Fiyat artışına, dövizdeki değişimin yansımaları gerekçe…

Fiyat artışına, dövizdeki değişimin yansımaları gerekçe…

ABONE OL
28 Eylül 2021 12:51
Fiyat artışına, dövizdeki değişimin yansımaları gerekçe…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçtiğimiz yıl, eski Maliye bakanı Berat Albayrak’ın “maaşı dolarla mı alıyorsunuz” sorusuna yanıt vermeyen, soru karşında susması gerektiğine inandığı için söz bulamayan, bu eğikliği yaşam biçimi yapanları tek tek saymama gerek var mı?

Merkez Bankası politika faizini indiriyor, hemen ardından döviz tırmanışa geçiyor, borsa düşüyor…

Hiç kimseyi ilgilendirmiyor, bu olgu ekmeğinden/ emeğinden çalmıyor sanki!

Bunun gerekliliğini savunacak denli düşünecek yerleri “bulanık” yüzleri gördüğümde yüzümü çeviriyorum!

Ama nereye dek sürecek ki?

Yirmi yıl öncesinde yaşanan koalisyon süreciyle karşılaştırmak bile istiyorlar!

Anlaşılır bir yanını, benzerliğini, bugün için yararını “nasıl” bir arada tutuyorlar anlamak zor!

Bu halktan korkun, diyeceğim de; yirmi yıl geçmiş aradan, bunca yıldır “iyi” gelecekten söz etmişsiniz, halkın erincini düşündüğünüzü belirtmişsiniz, yaşam pahalılığını çözerim demişsiniz, işsizliği sona erdireceğinizin sözünü vermişsiniz, üretimde yaşanan kaygıları bitireceğinizin altını çizmişsiniz…

Merkez Bankası’nın bir puanlık indirimi sonunda bu yaşananlar ne öyleyse?

***

Sözde “fahiş fiyat” engellenecek, hem üreten/ hem de tüketici sevinecek!

Yirmi yıl içerisinde, mahalle arasındaki işyerlerinin kapanmasına göz yumarak, onları potansiyel işsizler arasına katmak, aldığını veremeyecek duruma getirmek, vergisini/ bağ-kurunu ödemede zorlanmasına neden olmak, birçoklarının kapanmasını zorunlulaştırmak…

“Birleşerek, benzer marketler açın” denilerek; küçük esnafın işyerlerini kapatması, zincir marketlerle/ “birleşerek” karşı koymaları bile istenmişti!

Ne olacaktı? On, yirmi, belki de daha çoğu bir araya gelecekler, bölgelerinde/ yurdun dört bir yanında şubeleri olan “zincir marketlerle” yarışacaklar…

Ne denli mantıklıydı?

Zincir marketlerin arkasında “iktidar” vardı,  kendi markalarını oluşturuyordu, çiftçiden ürünü tarlasında ya da bahçesinde alıyordu, aldığı hiçbir ürünün satılmama/ elde kalma yitimi yoktu, yurdun her yerinde aynı ürünü/ aynı fiyatla satmayı biliyordu…

Adı ne denli “serbest piyasa” olsa da, “tüketiciyi koruma yasaları” da vardı; kim bunların karşısında sessizdi, kim bu denli piyasanın içinde yer almasına izin veriyordu, kim yeni şubelerin kent içinde her köşede açılmasına fırsat vermekle birlikte/ dış alımla gelen ürünlerin “buralarda” satılması için kararlar alıyordu?

Paketlenmiş/ ucuz etleri anımsayın!

***

Kime sorarsanız- sorun, marketlerin rafında bulunan ürünün fiyatını “artırmak” için “geçerli” gerekçesi vardır!

Haydi, “maaşını dolarla mı alıyorsun” diyenden ya da Merkez Bankası’nın bir puan düşmesi nedeniyle oluşan gelişmelerden etkilenmeyin!

Yurttaşın maaşını “dolarla” alması sağlanmış olsa kim “ekmeğim küçüldü” diyecek ki?

Örneğin gerek asgari ücret, gerekse emekli maaşı istenenin çok altında olmuş olsa da; daha yılın baaşında dolar 7.43 lira/ avro 9.07 lira iken, bugün dolar 8.9 lirayı/ avro 10.5 lirayı zorluyor.

Yüzdesini merak edenler üzerinde çalışsın!

İğneden ipliğe zam gelmiş, marketlerdeki fiyatlara bakılıp geçilmiş, pazar tezgahlarında kilolar bölünmeye başlamış, bir hafta önceki alınanlardan uzaklaşmak zorunda kalınmış, çocuklar sevindirilememiş, evde tencere kaynatmak zorlaşmış, insanlar vitrinlerden uzaklaşmış, parkların yaz cıvıltıları azalmış, üreten zarar etmiş, tüketen zamlı ürünlerden uzaklaşmış…

Biri çıkıp, “faiz düşünce döviz fırlamadı, dövizin fırlamasıyla elektrikten doğalgaza, sudan yağa zam gelmedi” desin de, gördüklerimin/ yaşadıklarımın/ bildiklerimin yalan olduğunu anlayayım!

Pazarda bir hafta önce gördüğüm domatesin, üzümün, daha birçok ürünün fiyatı değişmişti. Sorduğum bir satıcı “halde fiyatlar arttı” dedi!

Aynı yanıtı, dövizdeki artışın yansımalarını gerekçe göstererek, hal esnafından da alacağımı biliyorum!

***

Merkez Bankası’nın bir puan düşmesi, borsada lirası olanın “düşüş” nedeniyle anaparasını dövize çevirmesi, döviz “isteminin” alım/ satımlarda devinim oluşturması…

Siz adına ne derseniz-deyin; adı “üretime” vurulan kıskaç olacaktır!

Üretmiyorsan, genç emeğini/ gücünü değerlendiremiyorsan, toprağını ekemiyor/ suyunu iyi kullanamıyorsan, üretiminden katma değerli ürünler elde edemiyorsan, en önemlisi de “bunların” önemini anlayamıyorsan; ne dememem gerekir ki?

Üniversite öğrencileri, kalacak yer sorunlarını dile getirmeden önce “kira artışından” dolayı tepki gösterdiler! Ev kiralayacak olan öğrencilerin barınacak bir yerden başka istekleri yoktu ki…

Sonra parklara gittiler, geceyi orada geçirmek isterken de suçlandılar…

Bir milyona yakın yurt kapasitesi olduğu söyleniyor; aslı dokuzyüzbin bile değil!

Peki, mantar gibi açtığınız üniversitelerde “kaç öğrenci” var? Bunların ekonomik yapısını, iki katına çıkan kiraları karşılamakta zorlanmalarını, birçoğunun “öğrenimini dondurmak” için girişimde bulunacaklarını hiç düşündünüz mü/ tanımak istediniz mi/ sorunlarını çözmeyi gönülden istediniz mi?

“Ne dememem gerekir ki” diye sormuştum ya; öyle ya, ne dememem gerekir?

260921

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP