Benim kaygılarım olduğu için soruyorum…

Benim kaygılarım olduğu için soruyorum…

ABONE OL
10 Eylül 2021 15:07
Benim kaygılarım olduğu için soruyorum…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sokağa çıkan, işinde-gücünde olup yaşamını kazanmak için çaba harcayan, “iktidarın” kötü yönetiminden/ “muhalefetin” tutarsız tutumlarından “gününe” kara perdeler çekilmiş olsa bile umursamadan yolunu sürdüren “yurttaş” ne suç işledi de bu denli “zorluk” yaşatılıyor anlamakta zorlanıyorum!

Biraz rahat bıraksanız, adımlar atmasında “engel” olmaktan biraz uzak kalsanız; aslında öyle güzel olacak ki…

Solumanın “yaşamak” olduğunu anlayacak, “yaşamanın” emek olduğunu/ sevmek olduğunu/ doymak olduğunu anlayacak!

Bir dakika rahat bırakan yok ki;

Doğal yıkımlar olur “iktidarın” gözü yurttaşın cebine dikilir,

Yönetimin beceriksizliğinden dolayı “üretim” durma nokrasına gelir, “iktidar” yurttaşı cezalandırır,

Seçim yaklaşır, o güne değin adı/ sanı bilinmeyen, en kıyı köşelerde yaşayan yurttaşlar tanınır/ bilinir olur,

Dünya corona virüs nedeniyle çalkalanır, “bizde” yanıtsız kalmış birçok sorunun “anlamı” yitirtilsin diye çaba harcanır…

“iktidar” ile “muhalefet” bir elden yırtınırcasına yanı alanda yer alır!

***

Aşının “ne” olduğunu, “nasıl” oluştuğunu, “evreler” nasıl aşıldığını, “kimlerin” bir yıl öncesinden ortaklık için kolları sıvadığını, “nasıl” bir etki oluşturduğunu, ülkemizde en çok kullanılan Çin aşısının üçüncü fazlarının “bizde” yapılmasına neden izin verildiğini, sekiz aylık aşının “ancak” deneklerde kullanılabileceğini, “acil kullanım izin” gerekçeli bir eylemin/ birbuçuk ayda yetişrilen tavuğa “neden” benzetildiğini…

Bunlar konusunda öyle çok yazdım ki; bu konularda yazacak yerlerim ağrıyor artık!

Bugün yerel gazetelerde hem CHP Milletvekili Burhanettin Bulut’un, hem de Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş’in sözleri öyle keskin, öylesine “iktidarın” korku yayıcı tehditlerini destekler biçimdeydi ki; kaygılı olduğumu belirteyim…

CHP’li Bulut, açıklamasında “iktidara güvenmiyorsanız da aşıya güvenin, aşının korona virüs üzerindeki etkinliği bilimsel bir gerçek, toplum sağlığı için herkesi aşı olmaya çağırıyorum” diyor.

Başkan Menteş’in açıklamasının satır araları da şöyle:

“Virüs insanlar arasında yayıldıkça, daha bulaşıcı olan, doğal bağışıklıktan kaçan varyantlar ortaya çıkıyor…  Aşı ile size hastalık bulaştırılmıyor, inaktif aşılarda etkisizleştirilmiş virüs kullanılmaktadır… Virüsler için ölü ya da canlı kavramları terminolojik olarak yanlış… Aşı olmak sizi, sevdiklerinizi korumanın en günlü yolu, yaşamak/ yaşatmak istiyorsan aşı ol!”

***

Tanınması/ benimsenmesi için bir “ürünün” ancak bu denli arkasında durulur, bu denli övülür, bu denli sözü edilir; reklam ajansları kıskanıyordur!

Aşıyı yapan firmanın “vermediği” güvence, “nasıl” bu denli yüksel sesle “muhalif” bilinen isimlerden geliyor; şaşkınlığımı hoş bulun!

Adana’nın büyük çoğunluğu, ilk doz aşısını oldu! Daha aşı odasına varmadan da, “şu koşulları benimsediğinizi onaylayacaksınız” denerek, masa üzerine tomarla konulan “onam formunu” imzaladı!

Çok sayıda “muhalefetin” de çığlık attığı “aşı için”, “onam formunda” yer alan “o” paragraf konusunda “hiçbir” tepki gelmemesine karşın, sonunun nereye varacağı bilinmeyen açıklamalar bitmedi/ tükenmedi!

“Onam formunda” yer alan “o” paragraf şöyle:

“Aşının uzun süre etkilerinin ve verimliliğinin şu an bilinmediği yine aşının henüz bilinmeyen olumsuz etkilerinin de olabileceği, ürünün salgın koşulları altında kişinin kendi istemesi halinde kişiye uygulanacağı bilinmelidir. Bu nedenle üretime ait hataların dışında oluşabilecek maddi/ manevi zararlar konusunda üretici firma sorumlu olmayacağını beyan ederim!”

İstediğince CHP’li Bulut, “aşıya güvenin” desin, istediğince başkan Menteş “aşı bilimin mucizesidir” diye sloganlaşacak tümceler kursun; aşıyı yapan “aşım için güven konusu söz konusu değil, kişi isterse yapılsın, sorumluluk taşımıyorum” diyor!

“Muhalif” olarak tanımlayacağım isimlerin, “iktidarın” sosyal yaşamın birçok yerlerini “aşısızlara” kapatmasından ne ayrıcalığı var; düşünün!

Bir de “kişinin kendi istemesi halinde kişiye uygulanacağı” yalanıyla birlikte…

***

Gerçekten, “bu halk ne yaptı da, bunları yaşıyor” demekten uzak duramıyorum.

Ortada bir salgın varsa, bu da insanların yaşamlarını zora koyuyorsa, halkın yaşamını rahatlatmak/ üzerindeki yükü azaltmak için uğraş verseniz daha iyi olmaz mı?

“İktidarın” corona virüs konusunda beceriksizliğini mi dile getiriyorsunuz; “önce” aşıdaki “güven duygusunu” çözmenin yollarını arasanız/ “işbirlikçi” tutumlarını sorgulasanız/ halka “güven” konusunda güvence olsanız olmaz mı?

Ya da “üretici firma sorumlu olmayacak”  sözünün karşılığının “ne” olduğu konusundaki sorunuzu çığlığa dönüştürseniz olmaz mı?

Bunlar, herkesin olduğu gibi, benim kaygılarım da olduğu için soruyorum; olmaz mı?

Ya da sokağa “gölge” etmeseniz…

090921
 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP