0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kent içerisindeki sulama kanallarında serinlemek için koşuşan/ kaçışan çocukları görmek çok zor değil!

Tüm zorluklarına, tüm yasaklarına, tüm önlemlerine karşın bir yolunu bulup suya girenler çocukları görmek çok zor değil!

Sorsanız, “haklı” gerekçelerini sıralayan çocukların “başka” seçeneksizlikleri gün gibi ortada…

“Denize gidemedik, burada çimsek kötü mü” diyene tanık olmak da zor değil!

Her yıl, yaz sıcaklarının başlamasıyla birlikte yaşanan “boğulma” yitimini göze alarak suya girmelerin önündeki engele tepkiler oluşur zaman zaman.

Bir yolu olmalı ama…

Çocukların, ya da suya girmek isteyenlerin “kolayca/ baskı görmeden” serinlemelerinin bir kolay yolu…

Çoğu yoksul aile çocukları olan “koşuşan/ kaçışanların” yıllardır boy almayan, çözüm üretilemeyen “serinleme” sorununun “bir yolu” olmalı…

Belediyelerin yaptığı çalışmalar yok değil; çocukların oralara yönlenmemesinin bir nedeni olmalı…

Gözetilebilecek, denetlenebilecek, önlemleri alınmış, çocuklar için albenisi olan bir alan olmalı…

Adana’da yaz; temmuz sıcak…

***

Duymuşsunuzdur…

CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, sosyal medya üzerinden paylaştı.

“Seyhan ilçemizin köylerini kapsayan, otuz köyümüze sulama kaynağı sağlayan Mavi bulvar sulama Kanal’ında bayram boyunca su kesintisi yapılacağı bildirildi” dedi.

Kimse çıkıp “bayram boyunca su kesintisi yapılmayacak” demedi!

Bu kararı verenler, Adana’da temmuz sıcağında “otuz köye” su sağlayan kaynağını kesenler hangi amacı güderek böyle bir girişimde bulunduklarını bilmiyorum!

Bayram süresinde “kanal suyuna” gereksinim olmayacağı mı düşünülmüştür?

Bayram süresinde “çocukların” boğulma yaşamalarını istemedikleri için mi böyle bir karar alınmıştır?

Yoksa “suyun” kullanımını önemsedikleri, gereksiz sulamanın önünü kesmek için mi bu uygulama seçilmiştir?

Gerekçe “ne olursa/ olsun”, anlayabilene aşk olsun…

***

Yarın Kurban Bayramı…

Yurttaşın serin/ temiz yer bulmak için çaba harcadığı bir süreçte, yüksek beton yapıların arasındaki boşluklara konuşlanan “kurbanlık satıcılarının” çevreye yaydığı “genzi yakan” keskin kokuların nasıl bir denetimi yapılıyor bilen yok!

Öyle sanıyorum, “satıcılar” kafalarına göre buralarda değiller; verilen bir izinle “kurbanlıklarını” boşlukta oluşturdukları ağılın içinde tutabiliyorlar!

Adana’da yaz; temmuz sıcağı… Elli metre ileriden “sası koku” alınıyor!

Burası kentin orta yeri, insanların her zaman yaya geçiş yaptığı bir yer, on metre ileride ünlü Tellidere Caddesi, yüz metre ötede mahallenin muhtarlığı, muhtarlığın hemen altında haftada bir kurulan “kapalı pazar yeri”; en önemlisi de, günün her saatinde televizyon kananlarına çıkarak covid 19 korkusu yayan “bilenlerin” bitmek bilmeyen sözleri…

Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlaştırmamak için verilen çabalar Adana sıcağında çekilir gibi değil!

***

Otomobilinizi bırakıp, toplu taşımayı kullanır mısınız?

Bu sıcakta, çarşıda araca yer aramak, toplu taşımayı kullanmaktan daha zor!

Adana’yı anlamayan, sıcağın verdiği bungunluktan ders çıkarmak istemeyenler olmalı…

Geçtiğimiz günlerde de yazdım; iklimlemesi çalışmayan toplu taşıma aracıyla yolculuk yapan, daha araç yüz metre gitmeden ter içinde kalan, işine “ter ekşisi” kokuyla başlamak zorunda olan Adanalının sorunu çözmek için bir yol olmalı…

Toplu taşıma kaptanı iklimlemeyi çalıştırırsa zarar edeceğinden söz ediyor, yolcu rahatsız olduğuna vurgu yapıyor…

Sonuçta “yolcu” ana etmen!

Yolcu “iki gün”, toplu taşımaya binmiyorum, dese…

Ya da toplu taşıma “iki gün” işi durduruyorum, dese…

Bundan zararı kimin olmaz ki?

Yerel yönetimler, taşıma işini yürüten kurumlar; “bir yolunu” bulmalı Adana sıcağında gerek yolcuların, gerekse araç sahiplerinin sorunlarının çözümü için…

Yeni yollar mı oluşturulmalı, yeni düzenlemelere mi gidilmeli, dolmuş/ otobüs fiyat aralığı akılcı mı olmalı…

Adana’da yaz; temmuz sıcak…

170721