Yakında tövbe ederler mi?

ABONE OL
24 Nisan 2021 10:39
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İtalya’nın şirin turistik bir kasabasında hafifmeşrep çok güzel bir kadın varmış.

Kasabadaki erkeklerin çoğunu kandırıp beraber olmuş! Canlarına tak eden kasabalı kadınlar Papaza durumu anlatmışlar. Papaz, kadını çağırıp nasihat etmiş. Kadın, tövbe edeceği ve artık namuslu bir yaşam süreceği konusunda söz vermiş.

Huylu huyundan vazgeçmeyeceği için kadın bir hafta sonra bir cüce ile basılmış. Papaz, hani tövbe etmiştin, bu işi bırakacaktın, diye sorunca kadın cüceyi göstererek şunu söylemiş; “Ne acele ediyorsunuz ya, görüyorsunuz işte ufak-ufak bırakıyoruz…”

Bademlerin ilk “Yol Bulma” işi Cami Yaptırma Dernekleri ile başlar. Müslümanların inançları istismar edilerek, Püskevit (Bahçeli’nin dediğinden) kutularında toplanan makbuzsuz bağışlar, besmele çekilerek taksim edilir. Besmele çekilerek yapılan ilk hırsızlık böyle başlar.

Sonra, partiden alınan yardım paraları ve özellikle Almanya’da gurbetçilerden toplanan bağışlara sıra gelir. Avantalar o kadar büyür ki, denizdeki fenerler bile gerçeği saklayamaz.

Eğer Belediye Meclis Üyeliğine terfi edilirse, avantanın da boyu artmaya başlar.

Hele içlerinden Belediye Başkanlığına seçilen olursa, bir dönem sonunda 1,5 Milyar Dolar servete sahip olduğu, ülkenin en büyük işadamı tarafından söylenir ve gazetelere manşet olur.

Dışarıdan alınan desteklerle siyasetin basamakları yükseldikçe yandaş müteahhitlere ve paydaşlara verilen devlet ihalelerinden yurtdışı gizli hesaplara aktarılan avantalar, 24 saatte eritilemeyecek boyuta ulaşınca oda-kasalarda saklanmaya başlar!

Esas vurgunlar, bazı devlet bankaları kullanılarak uluslararası dolandırıcılarla birlikte yapılır. Gem o kadar azıya alınmıştır, suratlar öylesine köseleye dönmüştür ki, artık ne Allah’tan ne de kuldan korkmak, utanmak kalmıştır.

Sonunda her hırsızın yakalanacağı gibi, Bademlerin yurtdışındaki paraları, yatırımları, gökdelenleri, gemileri, rafinerileri ve yurtiçindeki gizli ortaklıkları emperyalist devletlerin istihbarat örgütlerinin eline geçer.

Benzeri olaylar, dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşandı! Kendi ülkesini soyanlardan bazı yöneticiler, kendi insanları tarafından paramparça edilerek öldürüldü. Tunus Cumhurbaşkanının başına gelenler tam bir ibretliktir. O da ülkesini soymuştu, halkı ayaklanınca önce kendisini kabul edecek ülke aradı.

Sonunda Suudiler onu kabul ettiler ve dağ başında bir eve kapattılar.

Tüm paralarına altınlarına el koydular, onu sadece beslediler. Hırsız bir süre dayandı ve öldü!

Balık baştan kokunca, Bademlerin altındakiler de ufak-ufak tırtıklamaya başladı!

En son Bakanın biri, kocasının dezenfektanı ile bakanlığı yıkamaya kalkınca, Badem’in tepesi attı; “Ne oluyor ulan! Buranın başı benim. Ben ne dersem o! Bundan böyle herkes namusuyla çalışıp, öyle yaşayacak. Duyarsam ki biriniz yanlış yapar, onu silerim, tamam mı?”

Tamam olmasına tamam da, alışmış kudurmuştan betermiş. Bu defa genç Bademler başladılar. Hem de büyük boyutta!

Burnundan kokain çeken mi ararsınız, Milletvekili çocukları ile ortak olup,

400 bin kişiyi tokatlayan mı ararsınız, hırsızlıklar durmadan devam etti…

Bu arada ülkenin bir yöresinde işten çıkarılmış bir genç, cebindeki son 12 lirayı eşine vererek evinden çıktı gitti. İntihar etmeden önce ağzından şu sözler döküldü;

“Lanet olsun böyle düzene, lanet olsun ülkesini soyanlara, lanet olsun bize din satmaya kalkıp hırsızlık yapanlara, inşallah benden beter olsunlar” dedi ve köprüden aşağı atladı…

Değerli Okurlar;

Siz ne düşünürsünüz bilemiyorum. Bademler tövbe ederler mi, tövbeleri geçerli olur mu, sustuğunuz için sizlerin de içiniz rahat mı, bunları çok merak ediyorum.

Kafanızı kuma gömmeye devam edecek misiniz?

Yoksa siz bu vatanda kiracı mısınız?

24 Nisan 2021

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP