Yine konuşanlar öykünüyor…

ABONE OL
14 Aralık 2020 12:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Halkın, oy verdiği partinin liderine “öykündüğünü” söylediğimizde, “yapma, herkesin aklı var, yanlışa yanlış, doğruya doğru” diyerek tepki gösteren tanıdıklar olmuştu!

Sanki “halkın” aklından kuşkum var gibi…

Yok, öyle bir şey!

Bu insanın doğasında/ yapı taşında olan bir şey bu olgu… Bir kez sevdiği/ gönül verdiği zaman, onun yanlışlarını da sever, anlamadığı kabarmalarını da…

Gün boyunca işinde/ gücünde olanların, akşam evlerine geldiklerinde, televizyonda hangi kanalı açsalar karşılarında gördükleri/ gönül verdikleri/ söylediklerini yere dökmedikleri liderlerinin “her şeye” ama “her şeye” verecek söz bulmasından hoşnut!

Salt liderleri mi; televizyon ekranlarını zapt eden “aynı isimlerin” her konuda “söz söyleme” hakları olduğu yönünde gelişen anlayışın sonucu bu olmalı…

Herkes, her konuda, bir şeyler biliyor “gibi” davranma huyunu elinde bulunduruyor…

***

Yükseköğretim yaşamında fizik, kimya, biyoloji okumayan “konuşmacının” aşı yorumu nasıl olur, düşünün isterseniz!

Ya da fen ağırlıklı derslere yönelen birinden “ortaçağ tarihindeki ekonomik gelişmelere” ilişkin ne duymak istersiniz?

Covid 19 nedeniyle oluşturulan “sağlık kurulu”nun kimlerden oluştuğunu, salt tıp eğitimi alanlardan olmasının eksikliğini, sürecin daha anlaşılır olması için ekonomik/ çevresel/ sosyal konuların da kurulda konuşulması gerekliliğini göz ardı etmek…

Kurulda ekonomiyi kim konuştu, asgari ücretle geçinenleri kim konuştu, evine ekmek götüremeyenleri kim konuştu, hava koşullarının covid 19 için etkisini kim konuştu, yetmeyen aylıkla kurallara uyumanın zorluğunu kim konuştu,  ormanların katledilmesinin virüsün yayılımındaki durumunu kim dile getirdi?

Herkes, her konuda, bir şeyler biliyor “gibi” davranmayı sürdürdü!

Şu an yaşananlar tam bir karmaşa…

***

Günlerdir hem dünyanın, hem de ülkemizin büyük umutlarla beklediği “aşı” konusunda; yine “üstte” konuşulanlar öykünülüyor, yine “üstte” olanların dedikleri yineleniyor!

Bu öykünmeyi/ yinelemeyi ne insancıl buluyorum, ne de bilimsel…

Büsbütün çarpık, büsbütün kafa karışıklığı, büsbütün bilinmezlikler, büsbütün çelişkilerle dolu!

Bilim insanlarının “önde gelen” isimleri, “anımsanırsa” aşının en erken beş-altı yıl öncesinden oluşmasının olanaksızlığını dile getirmişlerdi.

Çizelgenin aslı şöyleydi:

Temel araştırmalar: Hastalığa neden olan etmenlerin laboratuvarda araştırılması, aşı yapısının seçilmesi… Burada, ortaya çıkarılan “aşı adayları” arasında seçim yapılır.

Klinik öncesi çalışmalar: Belirlenen “20 aşı adayı” araştırılmaya başlanır. İlacın güvenliği/ etkinliği, hücre kültür deneyleri/ yan etkiler, laboratuvar hayvanları kullanılarak yapılan deneyler, doz miktarı değerlendirilir. Süresi iki yıldır.

Klinik denemeler/ 1: Belirlenen “10 aşı adayı”, sağlıklı “100 yetişkin” üzerinde denemeler yapılır. İlacın güvenilirliği değerlendirilir, yan etkilerin oluşmasına yönelik testler yapılır, sağlanan bağışıklık incelenir.  Süresi iki yıldır.

Klinik denemeler/ 2: Belirlenen “5 aşı adayı”, 100-1000 kişi arasında denenir. İlacın etkinliği, değişik yan etkilerin oluşup- oluşmadığı, bağışıklık, uygun doz, aşılama yöntemi, aşılama sıklığı araştırılır. Süresi üç yıldır.

Klinik denemeler/ 3: Belirlenen “1 aşı adayı”, 1000’den çok kişide denenir. Aşı adayının plasebo (etkisiz bir ilacın olumlu sonuç ortaya çıkarmasıdır) karşılaştırılması ortaya konur. Süresi dört yıldır.

Devlet denetlemesi/ tescil işlemleri: Belirlenen “1 aşı”nın bağımsız devlet denelerinin yapılması, ilacın tescili, üretim sürtesi… Süresi iki yıldır.

Son aşama: Belirlenen “1 aşı”nın güvenlik- etkinlik değerlendirmesi, başka yan etki test çalışmaları, üretimin düzenli biçimde denetimi, kullanılan aşı niteliğinin kontrolü…

***

Bu bilgiler tr.sputniknews’de “aşıların test ve geliştirme aşamaları” başlığıyla yer alıyor!

Bu bilgiler, üç- beş ayda değil/ , üç- beş yılda bile “aşı” konusunda nitelikli/ elle tutulur bir sonuca ulaşılamayacağını, söylüyor!

Daha işin başında yapılan “klinik öncesi çalışmalar” bile “süresi iki yıldır” deniyor!

Bunlar hiç anlatılmadan/ anlaştırılmadan; yılın başında egemen olmaya başlayan covid 19 için, yılın sonu gelmeden “aşı bulundu, yılbaşından önce aşıyı kullanmaya başlayacağız” denilince herkes uçtu!

Kurtarıcı “aşı”, bilimi/ araştırmaları/ deneyimleri ters-yüz ederek kimi ülkelerde kullanılmaya bile başladı!

Şaka mı bu ya?

Sakının “aşı karşıtı” olduğumu düşünmeyin, “kuşkularımı” belirtmek zorundayım!

Yoksa, daha işin başında “bu işte bir karmaşıklık var, yeni tip covid de/ aşısı da önceden biliniyordu, hazırlıklar yapılmıştı” diyenler doğruyu mu söylüyordu?

Her konuyu bildiğini söyleyenler “yine” konuşuyor! Yine konuşanlar öykünüyor; iyi mi?

131220

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP