Kafalar karışık…

ABONE OL
7 Aralık 2020 11:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Bugün yaşanacaklar “daha” o günlerde biliniyor muydu, insanların “bugün” yaşayacaklarının çalışması yapılıyor muydu, çalışma içeresinde olanlar ayrılmayı düşünmeleri durumunda başları ağrıyor muydu, yıllardır “binlerce yıldır donmuş durumda olan topraklarda saklı olan virüsler/ bakteriler, küresel ısınma ile birlikte açığa çıkabilir, insanlığın sonunu getirebilir” denmesi kafaları karıştırıyor muydu?

Bundan bir yıl önce/ bugünlerde duyulmaya başlandığında, Çin’den gelen görüntüler herkesi şaşkına döndürüyor, yürürken yere düşenler, yattıkları yerde dayanılmaz ağrılar çekenlerin çırpınışları “paranoya” kapılmaya yetiyordu!

O gün de “aşı” konuşuluyordu bu günde, ancak o gün yaşanan “çırpınışları” bir başka yerden; İran’dan, İtalya’dan, İspanya’dan, İngiltere’den, Amerika’dan gelen haberler arsında gören/ duyan oldu mu bilmiyorum!

Adına covid 19 verilen küresel “mikrop” dünyayı sarmış, tüm gelişmiş ülkeleri de içine alan bir kıskacın ortasına sürüklemiş, varsıl/ yoksul demeden herkesi etkilediği/ etkileyeceği öne sürülmüştü!

Halkın eli/ kolu bağlı, piyasa “neyi” uygun bulursa onu vitrine asıyor, onu gereksindiriyor!

Bir yanda hastanelerin doluluk oranları, bir yanda tanıdık yüzlerin aranızdan eksilmesi, sokakta karşılaştığınız ağzı/ burnu çevreli/ maskeli yüzler, mevsimsel grip nedeni olabilecek bir öksürükte kuşkuları üzerine çekenler…

Ama asıl önemlisi de, küresel firmaların “aşı” üretmek için yarışları, Almanya’da yaşamını sürdüren/ Türk asıllı olduğu söylenen/ Türkçe konuşmayan bilim insanının “her dediğini” gözlem altına almak…

Biz “böyle” olmayı çok mu istiyoruz, yoksa “böyle” olmaya mı itekleniyoruz?

***

“Üretimden koparılıp pazara gereksinen duruma getirilen insanın gıda/ beslenme konusunda kafası çok karıştırılıyor! Tüketicinin ilgilendiği tek konu, hangi koşullar altında, nerede/ kimler tarafından üretildiğinden çok, istediği ürünü en ucuza kolayca nerede satın alabileceği…”

Soner Yalçın, geçtiğimiz yıl yayınladığı “Saklı Seçilmişler” adlı yapıtının daha ilk sayfalarında bu tümceye yer veriyordu!

Yapıt “aşı” konusunu sorguluyor, “yanlış aşılamanın” insanda oluşturacağı sorunları/ salt sorunu değil, neden olan küresel güçleri isimleri/ tarihleri/ kanıtlarıyla ortaya koyuyordu! Aşı bir bölüşümdü!

Burada “anlamaya” çalıştığım konu “üretimden koparılan yurttaş”! İçerisinde yer alacak öyle çok olgu var ki… İşsizliğimiz örneğin; üniversiteli gençliğimiz, iş bulmak için yıllarını harcayanlarımız, iş aramayı “iş” sayanlarımız, iş aramaktan vaz geçenlerimiz…

Dün de, bu günde “kafası karışık” denecek katmanlar! Hem işsizler, hem covid 19 aşısı için yarışanları izlemekteler! Adları sıkça geçen firmaların “hep” bir adım önde olduklarını, “üçüncü faz” çalışmalarının sonuna geldiklerini, buldukları aşının dayanım süresini/ yararlılık durumunu duyuyoruz!

Önce bulan, bir adım önde olan kazanacak!

Birçok sorunun yanıtını vermeden…

***

İnsanların kafa karışıklığı yetmiyor gibi, bizde uzman isimlerin “aşı” konusunda yaptıkları açıklamalarda, aslında “işin” neresinde olduklarını gösteriyor gibi.

Sağlık Bakanlığı Çin aşısı CoronaVac’dan elli milyon geleceğini söyledi de, Prof. Dr. Mehmet Ceyhan yaptığı açıklamasında “Çin aşısının etkinliği ile ilgili açıkçası çok bir veri yok. Henüz Türkiye’deki çalışmaların hiçbiri tam anlamıyla neticelenmiş değil” demesiyle birlikte soru işaretlerini de kafalara soktu!

Ceyhan sözlerini sürdürüyor: “İnaktif aşılar özel dağıtım koşulları gerektirmez. Çin’den alınan inaktif aşının Biontech/Pfizer ile Moderna aşılarından fiyat olarak da çok bir farkı yok. Amerikan Pfizer şirketinin mRNA aşısının -70 derecede saklanıp uygulanacağı noktaya gönderilmesi gerek.”

Aşıların karşılaştırmaları şöyle:

Biontech / Pfizer: YÜzde 95  /   50 – 74 dolar

Moderna: Yüzde 92   /  39 Dolar

Oxford / Astra Zeneca: Yüzde 79   /   6 dolar

Sputnik V: Yüzde 92  /   20 dolar

Sinovac / Coronavac: Yüzde 97  /  60 dolar 

İnsanların kafa karışıklığı içinde “aşı savaşı” da başlıyor!

***

Dün akşam cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “aşı yaptıracak mısınız” sorusuna, “tam bir” politikacı gibi yanıt verdiler!

“Gerekirse elbette”, “doktorlarımıza danışarak karar vereceğiz” demekle yetindiler! Kuş gribi aşısını “yaptıracaksınız, yaptırmayan kalmayacak” dendiği günlerde, şimdi Fox Tv’de Çalar Saat izlencesini sunan İsmail Küçükkaya Akşam’ydı o zamanlar! O dönemin bakanının da olduğu bir karede, kolunu uzatarak “ ben aşı oluyorum” demişti; ne güzel!

Açlığı, işsizliği, bu günlerde konuşulan asgari ücretin belirlenmesini, eğitimi unuttuk; tek odak noktası aşı!

Yurttaş bir yandan üretimden kopuk, hem de piyasaya tutsak; istenen bu değil miydi?

İstenen kafaları karıştırmak değil miydi?

061220

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP