Çıkmaza sürükleme huyu…

ABONE OL
10 Aralık 2020 16:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Neyi olursa-olsun, çıkmaza sürüklemek için çaba harcamak “huy” oldu sanırım!

Bir acı yaşanacaksa, bir bungunluğun içinden geçilecekse, bir yokluk iz bırakacaksa, ne bileyim genelde ekonomide kullanılan “küresel ”sözcüğü bir başka biçimde yaşamımızda yer alacaksa/ alsın; ancak ne olduğunu/ neler yapılmaya çalışıldığını bilelim/ anlayalım!

Çok “şey” mi istiyoruz?

Bu halk, başına bile vurmadan birçok olguyu sessizce izlemeyi, susmayı, açlığını tok saymayı sürdürüyor!

Akılla/ bilimle/ matematikle çözülemeyen/ yetirilemeyen, aslında üniversitelerin “tez konusu” olacak “asgari ücretle yaşamınızı nasıl sürdürebiliyorsunuz” sorusuna yaşamıyla yanıt veriyor, bu halk…

Bir kez tadına bakamadığı ürünleri, bir kez göremediği yerleri gerek medya ile gerekse televizyon ekranlarında gözüne sokulsa da susuyor!

Covid 19 sürecinde biraz içten, biraz tutarlı, biraz ne dediğiniz anlaşılır olmak çok mu zor; anlamıyorum!

***

Günlerdir Türk Tabipler Birliği’nin çırpınışını görmesem, dediklerini duymasam, ilk bulaşının görüldüğü günlerden bu yana öngörülerini bilmesem “tamam” diyeceğim; demek ki olan bu!

Ancak Türk Tabipler Birliği’ne İstanbul Anakent Belediyesi de katıldı, Adana Belediyesi de katıldı, İzmir Belediyesi de katıldı, başka yerler de…

“Milli iradenin temsilciliği” adı altındaki yetkinizle, bu ülkenin yurttaşını “açlık sınırı” altında yaşamaya zorlamanız yetmiyor gibi, “örtülü ödenek” harcamalarınız nedeniyle yurttaşı boğmuyorsunuz gibi, kendinize saltanat kurmak uğruna yurttaşı “mülksüzleşmeye” itmiyormuşsunuz gibi…

Covid 19 sürecinde ne yaşanıyor, yitim nedir, ne denli sürer, nasıl önlemler alınmalı sorularının yanıtları büsbütün gizlemeye çalışılırken “amacın ne olduğunu” anlamam öyle zor ki…

Yurdun dört bir yanından gelen covid 19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı öyle çelişkili ki; her akşam, zahmet edip/ zaman ayırıp açıkladıkları rakama inanan yok gibi!

Birçok tanıdıkla görüşüyorum, yaşadıkları semti/ sokağı soruyorum! Konuşurken “sesi” ezilmeyen yok, bu ne “kayıtsızlık” demeyen yok, “benim bile birçok tanıdığım var” diyen çok!

Ya açıklanan rakamlar, ya açıklayanlara yüklenmeler…

***

Günlerdir asansörde karşılaşmadığınız/ sesini duymadığınız komşunuzun pozitif testli evine kapandığını günlerce sonra duyuyorsunuz!

Hastane kapılarında sanki “test olmak” için değil de, “testi pozitif” olsun diye çırpınan/ didinen/ çabalayan bir anlayış eğmen gibi!

“İktidara”, bakanlığa sorsan tamamı yalan!

Peki yurttaşım yaşadıkları…

Daha dün, yirmi kişinin çalıştığı bir atölyede testi pozitif olan emekçi evine gönderilirken, aynı atölyeyi kullanan diğer emekçilerin hiçbir girişim bulunulmadan işini sürdürdüğünü duydum!

Üstelik “çizim bölümünde” çalışanlarla aynı araçta taşındığını duydum!

Patronun bu “gücü” çalışan emekçiden almadığı,” karantina süresinin ondört günden on güne düşürülmesi, PCR test sonucuna göre yedinci günün sonunda sonlandırılmasına ilişkin düzenlemeler” yapan “iktidardan” aldığı gerçek; yalan mı?

Hem önlemler konusunda alınanlar eksik, hem de eksik önlem nedeniyle olgular söylenenden çok yüksek; anlaşılır gibi değil yaşananlar…

***

Yurttaşın, covid 19 sürecinde ”maske, sosyal aralık, temizlik” kurallarına uyabilmesi için gerekli olan koşulları gündeme getirenler neden dinlenmiyor?

Sokakta yürüyeni, parkta bankta oturanı denetlemenin “yeterli” olabileceğini düşünmenin “bilimsel” bir açıklama olmadığını bilmeyen yok!

Açık havadan söz ediyorum…

Asıl gereken kurallara uyulmadan kapalı alan içerisinde çalıştırılan emekçilerin koşulları denetlenmeli!

Gereken havalandırmalar yapılmış mı, atölyeye girmeden önce kontrol edilmiş mi, çalışma ortamları düzenlenmiş mi, sosyal aralık sağlanmış mı? Bu konularda bilgisi, duyumu olan var mı bilmiyorum!

Atölyelerden alınan bir bulaşının, atölye dışında kaç kişiye ulaşacağının hesabını sıkça yapanlar düşünsün!

Emekçinin annesini, babasını, çocuğunu, kardeşini, yakınını nasıl bir yitim beklediğini düşünsün!

***

Dünyada olgu sayıları artarken gözler aşıya çevrildi!

“Aşı gelecek, eskiye dönülecek!”

Nasıl olacak ki bu?

Günlerdir, bilmem nereden/ bilmem kaç tane/ bilmem ne zaman kullanılacak aşılar “kurtarıcı” oldu!

Buna halk inanıyor da, diyenlerin “bir başlarına” neler düşündüğünü bilmiyorum!

Bize, önümüzdeki günlerde gelecek/ kullanılacak olan “Çin aşısının” daha sonucunun ne olmadığını son kez, televizyon ekranları önünde rahatsızlanmadan önce yineledi Mehmet Ceyhan “faz 3 sonuçları daha belli değil” dedi!

Bir de gelecek olan sayı konusu bile çarpık! Nüfusun üçte biri, önü “açık” sürede kullanacak; öyle söyleniyor!

Yine “bulaşı” taşıyacak, yine yayacak, yine ”maske, sosyal aralık, temizlik” sürecek, yine kırmızılı kentlerimiz olacak, yine eğitimden uzak kalınacak, yine patronun çıkarına yasalar çıkarılacak, yine açlıktan hasta olmalar sürecek…

Neyi olura-olsun, çıkmaza sürüklemek için çaba harcama “huyu” neden?

091220

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP