Asgari ücrette kafalar “yine” karışık…      

ABONE OL
8 Aralık 2020 10:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk’un “Bakanlık olarak bu süreçte bir hakem rolü üstlenerek işçi ve işverenlerimizin mutabakatıyla asgari ücreti tespit etmeyi hedefliyoruz” sözlerini duyan, “iktidarın” emekçi yurttaşın da haklarını koruduğunu sanır!

İşçi ile işveren “sözcülerinin” görüşmeleri/ anlaşmaları için uğraş veren bir “iktidar”!

“İnsaf” demek kimin içinden geçmiyor?

AKP iktidarı ile birlikte emekçi/ dar gelirli yurttaşın, köylünün, çiftçinin durumu ortada…

Belli aralıklarla “müjdesi” verilen “büyümenin” hangisinin kime/ nasıl yansıdığı ortaya çıkan olgulara bakılarak anlaşılmıyor mu?

Nerede, ne zaman işçinin/ çalışanın/ emekçinin/ emeklinin/ üretenin yanında olduğunu bilen varsa söylesin!

***

Yurttaş geçimindeki, alım gücündeki, doyumundaki standardı neye göre değerlendirir?

Yanıtı apaçık ortada: aylık “emeğinin karşılığı” olarak verilen bedelle yılın başında neler alabiliyordu/ bugün neler alabiliyor!

Ya da örneğin pazara çıktığında, aylığının ne kadarını harcıyordu, bugün için ne kadarını…

Ya da örneğin onyıl önce/ onbeşyıl önce bir ev/ bir araç almak için aylığından hangi oranda veriyordu/ bugün ne denlisini veriyor?

Bugün pazardan yine aynı ürünleri alabiliyorsa, yine aynı koşullarda ev/ araç sahibi olabiliyorsa durumu “aynı” sayılır!

Yok eğer, bugün pazardan yararlanırken daha çok üründen alabiliyorsa, ev/ araç almakta daha da rahatsa durumu “iyileşmiş” sayılır!

Bugün, bunlardan ikisi de değil, pazardan eskisi gibi alış-verişini yapamıyorsa, ev/ araç sahibi olmak olanaksızlaşmışsa durumu “kötüleşmiş” sayılır!

Yaşam/ insan/ özgürlükler/ aşklar/ sevmeler/ yarınlar aşkına söyleyin;

Emekçinin, dargelirlinin durumu hangisi sizce?

***

Bakan Selçuk “hakem rolü üstlenerek işçi ve işverenlerenlerinin mutabakatıyla” asgari ücreti belirlemeyi amaçladıklarını söylüyor ya…

Geçtiğimiz yıl da böyle olmuştu sanırım…

Yine “işçi ile işverenlerinin” temsilcileriyle görüşmüşlerdi…

“İktidara” yakın kaynakların, işverenlerin istemi doğrultusunda oluşturulmuştu, asgari ücret; işçi temsilcilerinin beklentilerinin yakınından bile geçmemişti!

Ekonomistler, bilim insanları “bu yılın” geçmiş yıllardan ”ayrı” bir yanının olduğunu, küresel covid 19 sürecinde yaşananların anaparadarları/ patronları/ işverenleri/ iktidarları “ayrı” tutum sergilemeye, karar vermeye zorlayacağı yönünde açıklamalar yapıyorlardı.

Covid 19 ile başlayan, sürecinde iklim değişikliğine giden yolların açılacağı, üretimde sıkıntılar yaşanacağı, zorlamalar olacağı konuşulurken; doğayı işleyecek, üretecek emeğe her zaman gereksinim duyulacağı da öngörüler arasında…

İşvereni değil, üreteni sevindirmeden/ anlamadan/ doyumunu sağlamadan olmayacağını söylüyorlar…

Üstelik anlaşılan bir dille…

***

“ Asgari ücret insanca yaşanabilecek bir ücret” olmalı.

Çalışanın istediği de bu! Ekmeğini, yağını, şekerini, temizlik malzemelerini marketten alırken/ çocuğuna eğitim harcaması yaparken/ mutfağında kazanı kaynarken zorlanmasın…

“Asgari Ücret Belirleme Komisyonu” üyeleri arasında olup da, örneğin asgari ücretin üçbin lira olması gerektiğini düşünenler insanların gereksindiği ürünlerin son aylarda ne denli arttığını bir sorsun!

Biliyorum, onlar için TUİK’in açıkladığı/ nereden nasıl ulaştıkları tanımlanamayan veriler var!

TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç açıklamasında “siyasi polemik konusu edilmesini, komisyon dışında konuşmaları” doğru bulmadıklarını, asıl kayıt dışı ile uğraşılması gerektiğini, söylüyor!

Kim “kayıt dışının” yanında ki, ya da “kayıt dışını” ortaya çıkaran etmenler ne, asgari ücretle çalıştırılanlar mı; emekçinin aklıyla oynamayı sürdürüyorlar!

Daha çok kazanmak için, ürettiklerini “kayıt dışı” satmak için, “vergi kaçırmak” için…

Çalışanların “insanca yaşanabileceği bir ücret” istediklerini unutuyorlar!

Burada benim merak ettiğim konu şu: TİSK’in temsil ettiği firmalar yıl içerisinde ne denli büyüyorlar/ ne denli kazanç sağlıyorlar/ büyümeye koşut çalışanlarının yaşamına ne denli katkı sağlıyorlar?

Bu soru “hiç” olmadı değil mi?

***

Bir kaç gün önce asgari ücreti belirleme çalışmaları için ilk toplantı yapıldı. Toplantı için işçi, işveren, hükümet temsilcilerinden oluşan komisyon bir araya geldi.

Covid 19 nedeniyle çevrim içi düzenlenen toplantının başkanlığı ile açılış konuşmasını yapan bakan Selçuk,  “bu süreçte bir hakem rolü” üstelendiklerini belirterek “asgari ücretin bu sene uzlaşıyla çıkmasını istiyoruz” dedi.

Bundan önceki yıllar “uzlaşı” olmadığını doğruladı!

Bir de/ bundan sonraki toplantılara “asgari ücretle” yaşamını sürdüren işçi çağrılsın yine, bir de patron! Ama dinlensin ikisi de! Dedikleri üzerine kafa yorulsun! Salt “işte geldiler, dinledik” biçiminde olmasın! Gerçekten, yaşamın sürdürülebilmesi için gerekliliklere özen gösterilsin! Yiyeceği, giyeceği, dinleneceği, barınacağı, ısınacağı ortamların sağlanması için adımlar atılsın!

Haydi, var mısınız?

061220

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP