“Askıda” bekleyen sorunlar

ABONE OL
25 Kasım 2020 16:35
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

“Acı reçete” ya da “yargıda reform” gündeme geldiğinden bu yana, yurttaşın “askıda” kalan sorunlarını unuttuk!

İnsanlar neyle doyuyordu, nasıl geçimlerini sağlıyordu, işlerini nasıl korumaya çalışıyordu, toprağını nasıl ekiyordu, borcunu nasıl ödüyordu, işsizin psikolojisi nasıldı, öğrencisi olan anne- baba ne yapıyordu, covid 19 ile nasıl baş edilmeye çalışılıyordu, sağlık emekçilerinin sorunları nelerdi, dar gelirli yurttaş hangi sarmalın içindeydi, gazeteci hangi zorlukları yaşıyordu, esnaf/ emekli/ emekçi ne durumdaydı…

“Önce insan/ önce sağlık” demiyor muyduk?

Onca yıl “tek başına” ülkeyi yönet, devletin duyarlı noktalarını ele geçirmek için “birlikte yürüdüğün arkadaşlarınla” işbirliği yap, ezilen yurttaşın yanında oluyormuş gibi ezen patron yanında olmayı erek edin, ülkenin her bölgesinde “yabancı” tohumlar yeşert, yurttaşına geçim yetmezliğini uygun gör, eleştirenlere gözdağı ver/ tüm susturma yolları dene…

Yaşananların sorumlusu yerine, yurttaşa “acı reçete” verilsin!

Bunca yapılan “yanlışların” ardından “yargıda reform” denilsin!

Birazcık umut olsa, ucundan tutacak bir yer olsa; hiç inandırıcılığı yok!

***

Çocukluğumuzda “iktidarlar”, sıkıntılar nedeniyle yapılacakları anlatırken “kemer sıkma” adını verdikleri daralmalardan söz ederlerdi! Yağdan şekere, tekel ürünlerinden akaryakıta tüm temel ürünlere zam yapılırdı! Muhalefet, sivil toplum örgütleri, dernekler “kemer sıkma” uygulamasını alanlarda protesto ederdi!

Bir şekerin/ yağın fiyatı yükseldi diye yapılan protestolar bile; herkesin önünde, karşı koyulmadan, coplanmadan, göz yaşartıcı gaz kullanılmadan yapılırdı!

Daha on-oniki yaşındaki çocuklar sokakta/ geceleri elektrik direklerinin dibinde bunları konuşurdu. Ekmeğin kaç lira olduğunu,  oyuncağın/ topun/ horoz şekerin fiyatını konuşurdu; “iktidarın” yanında olan ailelerin çocukları konuşabilir miydi hiç! Susar- kalırlardı!

Yurttaş neyi/ hangi fiyattan aldığını/ alacağını biliyor, yurttaş gelen zammın “geçiminde” hangi kaymalar oluşturacağını anlıyor, yurttaş “bu günden” farklı kimin/ neden yanında olmasını gerektiğini görebiliyordu!

Bir yıllık, iki yıllık, üç yıllık hükümetler, koalisyon partilerinden oluşmalarına karşın “bu denli” yanlışlarına arka çıkmazlardı!

Devraldıkları “enkazın” bile ardına sığınmakta zorlanılırdı!

Onsekiz yıl sonra ortaya atılan hem “acı reçete”, hem de “yargıda reform” bir çıkışsızlığın/ dağılmışlığın/ yapacak bir şey bulamayışın kanıtı gibi…

***

 

Yine bunları söylerken, için için “covid 19 nedeniyle başımıza geleni bilmiyor musun, tüm dünya ekonomik sıkıntı yaşıyor, bizim durumumuz birçoklarından daha iyi” diyenlere kanmayın!

Fransızcadan günlük kullandığımız dil arasında yer bulan “manipülasyon”  sözcüğünün belki de “en yakıştığı” yer; bir başkasını, kendi çıkarları doğrultusunda “yönlendirme” anlamında…

Şu an içinde bulunulan kaymanın, “acı reçetenin” covid 19 nedeniyle bu denli kabardığına inanıyor musunuz gerçekten?

Ya da tün dünya da “aynı boyutta” sıkıntıların yaşandığına…

Artık her şeye ulaşmak daha kolay; Google aracılığıyla dünyadaki tüm ülkelerin paralarının değerlerini görebilir, bir yıl öncesiyle karşılaşılabilirsiniz! Bizim kadar, döviz karşısında eriyen ülkeler hangileriymiş, o ülkeler nasıl yönetiliyormuş, insanları hangi zorlukları yaşıyormuş, iktidarları neleri görmezden geliyormuş, iktidara arka çıkanlar nasıl palazlandırılıyormuş…

“Manipüle” konusunda öyle “başarılar” kazandı ki “iktidar”; “düdük sesiyle” birlikte ekranların “ayrılan” koltuklarına kurularak “sahibinden” aldıkları sesi dalgalandırdılar, karşı gelenle yeri geldi alay ettiler, yeri geldi sırtarık biçimde dişlerini gösterdiler, gelişmelerin övgüsünü yapmakla zaman geçiriyorlar!

***

Halkın zorlandığı, “askıda” bekleyen sorunların sonu gelmiyor ki…

Ekonomi sorun, eğitim sorun, adalet sorun, geçim sorun, gelecek sorun, sağlık sorun…

Onsekiz yılda bir yerlerinden başlanılan, bir ucundan çözülen, yurttaşın “oh” diyebileceği “bir şeyler” olmalıydı, bugün açıklanan “reform” konusunun inandırıcılığı bakımından!

“Hiçbir yerim doğru değil hörgüçlerimden” denilmesi gibi…

Ancak “en acısı da”, her sorunun nedeni olarak “muhalefetin” ortaya sürmesi!

Anlaşılacak “bir durum” değil!

 

SEYHAN’DA PARK YAPIMI NEDEN DURDU?

Geçtiğimiz günlerde, Seyhan Belediyesi’nin allı-pullu bültenlerle duyurduğu parklardan, özellikle de Tellidere Muhtarlığı yakınlarındaki “apartmanların yoğun olduğu” alanda yapımı süren park sessizliğe büründü!

On gün kadar önce, bülten medyaya servis edilirken çekilen fotoğraflardaki görüntüler aynı duruyor! Kıyıları bordürle çevrilmiş, orta yerleri çukur bırakılmış, yürüyüş bölümleri kilit taşlarla kapanmış durumda…

Alana yakın yerlerde oturanlar “yapacakmış gibi başladılar, yarıda bırakıp gittiler” diye yakınıyor!

“Her şey çok güzel olacak” diye başlayan şarkıyı, “her yan kan/ revan” biçimine dönüştürmekten vaz geçseniz, yapacaklarınıza sarılsanız, halkın yaşamına dokunsanız olmaz mı?

“İktidar” gibi davranmamak zor mu?

241120

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP