Seçmen/ örgüt unutulursa…

ABONE OL
30 Eylül 2020 16:34
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Siz istediğinizce “bir şeylerin” doğrulması için çaba harcayın, istediğinizce uğraş verin; her yerde köşelerde oturtulanların yükselen sesiyle karşılaşıyorsunuz, tersleniyorsunuz, güç gösterilerine tanık oluyorsunuz!

Onu/ bunu ayırmıyorum; çünkü hepsi birbirini öykünüyor, hepsi güçlü olan gibi etkili olmak istiyor, hepsi “biat” edilmesinden yana, hepsi koltuğunu korumanın derdinde, hepsi dört yanını çevirenlerin sesini/ kendini yanında görmek istiyor!

Burada hep “iktidar” üzerine kurgu yapsak da, gerisinden gelerek, elinde bulunan olanakları ölçüsünde “muhalefette” aynı tavır/ tutum sergilemekten yana olduğu gözlemleniyor!

El öpmüşse, boyun eğmişse korunan/ kollanan “yandaşların” arsında yer buluyor!

***

Birkaç gün önce şunları yazmıştım:

“Kılıçdaroğlu’nun, “oylarını arttıramıyor, demek haksızlık olur; ama yeterli bir artış olmadığı konuşulabilir” sözü, işin kaçamak/ oyalama yönü…

Yaşananların “iktidarı” değil, “muhalefeti” yukarı taşıması gerekirken, bizde ters-yüz…

Bunca sorunlar, kaygılar içerisinde eğer “iktidar” belli bir banttan aşağı inmiyorsa; “muhalefet” kendini sorgulamalı, özeleştirisini yapmalı/ parti içi demokrasisini çalıştırmalı…

Öyle çok uzağa gitmeye gerek yok! Covid 19 süreci bile, “iktidarın” bant/ mant gözetmeksizin aşağılara inmesini gerektirirdi; yurttaşın gereksinmelerini karşılamada, eğitimin sürekliliğini sağlamada, üretim yapılmasında, ekonomiyi insan için kullanmada, sağlıkta tutarsızlıkta “öyle çok şey” sıcağı/ sıcağına “inandırıcılığı yüksek” biçimde anlatılmalıydı…”

Bazı partililerin canlarını incitmiş olmalıyım ki;

Benim gibi entel/ dantel köşe yazarlarından dolayı AKP’den kurtulamıyormuş ülke. Bunca yaşananlara karşın CHP saldırdığımdan söz etmişler…

Kalıplaşmış, sorgulanmayan, bağnaz “statükocu” anlayış…

***

Son yerel seçimde CHP’nin başarısını kimse yadsımıyor!

Ancak beklenen sonucun “bu” olduğunu söylemek doğru olmaz!

İstanbul’da, Ankara’da neler olduğu, kadroların nasıl oluşturulduğu, görevlerin/ yetkilerin nasıl konuşlandığı konusunda ayrıntılı bilgimiz yok!

Eğer “her yer” Adana gibiyse, “her yerde” Adana’daki karmaşa yaşanıyorsa, “her yerde” Adanalı seçmenin yaşadığı bungunluk varsa, “her yerde” Adana’daki gibi seçmen yüz üstü bırakılmışsa, “her yerde” Adana’daki gibi her dönemin şaklabanları “partili” sayılmışsa, “her yerde” Adana gibi parti örgütü gerilere itilmişse…

Biraz ileri gideyim; yerel yönetimdeki bugünkü anlayışla/ partiliye yaklaşımla bundan sonraki seçimlerde Adana’da CHP’nin durumu kaygı verici.

Burada sürekli eleştirdiğim “iktidar” oldu, “iktidarın” yaklaşımı oldu, “iktidarın” harcamaları oldu, “iktidarın” göz boyamacılığı oldu! Sanki “muhalefetin” bunlarla uzaktan/ yakından ilgisi olmadığı biçiminde yorumlayanlar oldu!

Olur mu? “Muhalefet” her ne denli eleştirmiş olsa da/ kınasa da fırsatını bulduğu yerde “iktidarı” öykünmeyi ilke edinmeyi yeğledi!

***

Yazıyı yazarken, Maliye Bakanı Berat Albayrak 2021-23 dönemine ilişkin “yeni” ekonomik programını açıklıyordu!

Sözde, göstergeler “v” tipi toparlanması orta koymuşta, iyiye gidiliyormuş da…

Bugüne değin açıklanan programlardan hangisinin “tuttuğunu/ gerçekleştiğini” bilen varsa söylesin!

Bakanın bunca “sıkıntılı” tutumundan da anlaşılacak olan şu: yurttaşın alım gücü her geçen gün zayıflıyor, aldığı aylık pahalılığın çok gerisinde kalıyor, yaşamını sürdürmesi zorlaşıyor, emekli ek iş bulma peşinde, üniversiteli genç çalışmak istiyor, ev kadını tenceresini kaynatabilmenin uğraşını veriyor…

Bir de buna altı aydır yurdumuzu da etkisi altına alan covid 19 sürecini ekleyelim…

Yerel yönetimlerin kapıları bu nedenle “daha da” zorlanıyor!

“Aş, ekmek, çorba” değil, yapabilecekleri bir iş/ çalışacakları bir yer arama peşinde!

***

Adana Anakent Belediyesi’nde, “şu an” çalışanların büyük çoğunluğunun geçmiş dönemlerden geldiğini, “yenilerin” ise birçoğunun “ittifak ortağı” İYİP’in üyeleri olduğu söylenirken bir şey daha ekleniyor:

“Geçmişte MHP’li olarak işe girip, şimdi İYİP’li olarak çalışmayı sürdüren olduğu gibi, her dönem ‘kazanan partili’ olarak işinden kalanlar, koltuklara sarılanlar var!”

Entel/ dantel olmak değil amacım; cumhuriyetle eşleşen felsefesinden söz edilen bir partinin seçmeninin yaşadıkları, örgütünün içinde bulundukları sıkıntıları görmezden gelinip, yıllardır beklenen özlemin sonucunda gönül verenlerin kapı eşiğinde bekletiliyor/ oyalanıyor/ görülmüyor/ bilinmiyor/ dinlenmiyor olmasının acı sonucu olacağını söylüyorum!

Tersleyin/ kovun aranızdan isterseniz; ama sizi omuzlayanları/ bugün geçim kaygısı yaşayanları/ yalnız bırakmayan örgütünüzü unutmayın!

290920

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP