Davranışlar, alışkanlığa dönüşmüşe eğer…

ABONE OL
28 Eylül 2020 09:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Sanırım “bir konuya” nasıl girileceğine karar verememek bu olmalı!

Covid 19 sürecinin yurttaşta oluşturduğu gerilim mi denmeli,

İnsanların içinde bulunduğu çıkmazın göstergesi olarak mı dile gelmeli,

Yokluğun, yoksulluğun, umarsızlığın sonucu olarak mı gösterilmeli…

Yoksa…

Bizim insanımız, bizim yurttaşımız, bizim birlikte yaşayıp/ yazgı birliği oluşturduklarımız; taa baştan bu yanan kokuşmuş/ bozulmuş, kendinden başkasının haklarını tanımayan, yemesini/ barınmasını/ geçinmesini/ doymasını istemeyen benzeri davranışları ilke mi edinmiş de bilmiyor muyuz?

Kararı siz verin…

***

Adana’nın en işlek/ yoğun bölgelerinden Küçük Saat dolayı…

Katlı/ büyük/ marka mağazaların yer aldığı Büyük Saat girişi…

Belediye, belli aralıklarla/ bazı işyerlerinin önüne “askılı çöp kovaları” koymuş; gerek yaya yurttaşın elindeki atığı, gerekse mağazalarda ortaya çıkacak çöpü atması için…

Bunda her hangi bir eksiklik ya da kötülük olmadığını Adana gibi bir yerde yaşamını sürdüren herkesin bilmesi/ bilmiyorsa da “gördüğünden” sorması gerekir!

Bunlar ne işe yarar, nasıl kullanılır, nasıl korunuz öğrenilmesi gerekir!

Öğrenmek/ bilmek değil, öğrenmemek/ bilmemek bir lüks!

***

Konuya “nasıl gireceğimi” bilemediğimden “sözü” uzatıp duruyorum!

Ne olmuş biliyor musunuz?

Bir marka mağazasının müdürü, “gördüğümde şaşırdım” dediğinde içtenlikle dinledim.

“Neyi gördüğünde” dediğimde de yanıtladı:

“Mağazanın önünde bir çöp kovası var. Kaldırıma bırakılacak ya da yürürken atılacak çöpleri buraya atarlar. Üstelik bazıları önce yere atar, sonra yerden alır çöp kovasına atar! İnsan kovayı gördüğünde yere atsa bile utanıyor sanırım… İşte böyle bir yer burası. Bugün gördüklerim şaşırttı beni! Nedeni, askısı yerinde duruyor, ancak kova yok; alınmış!”

“Ne düşündün peki?”

“Bilemiyorum ki! O kovayı alacak kadar durumu kötü mü örneğin! Yoksa satılır/ al götür mantığıyla mı alındı- götürüldü? İnsanların ya durumu çok kötü, ya da “ortalık zaten kötü, hiç olmazsa ben kendimi kurtarayım” düşüncesinde gibi… Yazık ama!”

***

Geçtiğimiz yıl, Çukurova Belediyesi’nin Cuma günleri düzenlediği “halk günü” etkinliğinde duymuştum bir benzerini, belki de daha ağırını…

Bir yurttaş, belediyenin kısa süre önce koyduğu çöp konteynerini zincirlemelerine karşın alındığından söz etmişti.

Belediye Başkanı da, “tamam, yokluğundan dolayı kaygınızı anlıyorum da, ne yapmamız istiyorsunuz? Biraz da yurttaşlarımız koruma yöntemlerini geliştirmeliler” demişti!

Çöp konteyneri de olsa, çöp kovası da olsa; “kişiye özgü” bir yararlanma aracı olmaması, herkesin kullanması amaçlanarak konuşlandırılması gereği “sahiplenilmesi” zorunlu!

Başında yedi/ yirmidört nöbet mi tutulması isteniyordu, ya da alanı yakalayıp bir güzel pataklamak mı; karmaşık…

Mahalle aralarında yer alanlar için bu ne denli geçerli bir tutum görülse de, cadde kaldırmalarında bulunanlar için bunu söylemek yanıltıcı olur; gecenin sessiz saatlerinde sepetleriyle, tekerlekli araçlarıyla yola çıkanları hiçbir mağaza yetkilisinin ne izleme, ne de kim olabileceğini bilme olanakları vardır!

***

Konuya neresinden bakılırsa- bakılsın düşündürücü…

Kağıt toplayarak yaşamlarını kazananlar da olabilir, başka “özel” bir ekip de olabilir, özellikle çöp kutusu ya da konteyner toplayıcı da olabilir…

Covid 19 süreci nedeniyle birçok konuda “kafa karışıklıkları” olan yurttaşın, özellikle cadde/ sokak “temizliği” üzerine de yaşayacağı sorun “normal yaşamı” geciktireceği açık!

Nasıl giriş yapacağım konusunda ikirciklendiğim, ancak “doyum” zorluğu yaşayan yurttaşların “iktidarın” dar gelirlilere özgü uyguladığı sıkı ekonomik politikayı unutmaması gerekiyor kanımca.

Ayrıca, bu davranışlar, alışkanlığa dönüşmüşe eğer; işte o zaman sorun büyük!

270920

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP