Önce tanısanız…

ABONE OL
17 Ağustos 2020 16:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Geçtiğimiz ay İstanbul Sanayi Odası İSO, en büyük beşyüz kuruluşu açıklıyor. Açıklanan kuruluşlar arasında Adana’dan onüç, Gaziantep’ten de yirmialtı firma yer alıyor…

Adana ile Gaziantep’de bulunan meslek örgütleri, odalar durumlarını değerlendirmek için toplantılar yapıyor!

Adana’daki meslek örgütleri/ odalar, geçen yıl onbir olan sayının onüç olmasından gurur duyarken,

Gaziantap’in odaları da, yirmialtı sayısının yetersizliğine değiniyor, bir yandan da “salgın sürecinin” aşılmasıyla daha iyi soncular alınacağına vurgu yapıyor!

Çalışmadan, çabalamadan, uğraş vermeden “iktidarı” sarsmamak uğruna olanı “kabullenmek” böyle bir şey olmalı;

Düşündürücü…

***

Ülkemizin her yöresi gelişsin,

Ülkemizin her bireyinin hem yapacakları olsun, hem de yaptıklarının/ emeklerinin karşılığı doysun,

Biri/ birinin gözünün içine bakmasın, çelme takmasın/ ayağını kaydırmasın,

Baba şeker alabilsin çocukların yemesi için/ mutfaklar kaynasın,

Pazar yerlerinde gereksinmeler sağlanabilsin,

Yapana “gerçekten” yapacak çok iş olsun…

İstenmez mi?

İstemeyenin gözü çıksın!

***

Adana varsıllığı, değerleri, dönüşebilecek ürünleri olmayan bir yer değil!

Tohumu, taşına atsan zorlanmadan yeşertecek gücü varken,

Geçmişte, ülkemizin “en önemli” sanayi merkezi olması bilinmekteyken,

Her tür iklimsel kolaylar taşıması yadsınmazken…

Bu “bendencilik”, bu “yazgıcılık”, bu “kabul edicilik”, bu “eylemsizlik”, bu “durağanlık” Adana’ya daha çok zararlar getirir!

Birkaç gün önce, salt ülkemizdeki gelişmeleri değil, tüm küresel devinimleri de içine alarak, yaşadığım bir olaydan aklımda kalan sözü yinelemiş, “bozduğu gibi yapsın” demiştim!

Adana’yı kim bozduysa,

Adana bozulurken kimler bozanın elinden tutmuşsa,

Adana’nın bozulurken kimler gözlerini yummuşsa…

“Bozdukları gibi yapsın!”

***

Antep’te gelişsin, Maraş’ta gelişsin, Hatay’da gelişsin…

Ama Adana’da gelişsin…

Her platformda, bölgenin yönlendiricileri/ sözcüleri olduklarını ileri sürenler, bilsinler ki; “orada” olmalarının nedeni “bölgelerini” bir üst çizgiye çıkarmak, yurttaşlarını daha yaşanılır bir kentle buluşturmak, bunun için tüm siyasetçilerin kapılarını aşındırmak içindir!

Sistemin “her” dediğini “evetlemek” için değil,

“İktidarı” bölgede sevdirmek için değil,

“İktidarın” sözcülüğünü üstlenmek için değil,

Yurttaşın sıkıntılarını gizlemek için değil…

Yanlışları, eksikleri, olması gerekenleri Adana için dile getirmek/ tırnakla kazıyarak inandırmak için oradalar…

***

İSO’nun beşyüz sayılık listesine geçen yıl onbir verip, bu yıl onüç sayısı gerçekleştirildiği için; “sosyal aralığı” bir yana bırakıp halay çekelim, horon tutalım, davul-zurna eşliğinde çiftetelli oynayalım…

Nasıl olsa iki firmamız daha İSO listesine girmeye hak kazanmış!

Nasıl olsa yurttaşlar yoksullaşırken, işsizlik oranı doruklarda gezinirken, açlık sınırı denen bedel “asgari ücreti” sollayıp tırmanırken “sanayi üretim endeksi “normalleşme döneminde bile artmış…

Tüm Adana olmasa da onüç kurum sevinmiş!

Toplantıda Adana Sanayi Odası Başkanı “İSO ilk 500’de yer alan firma sayısının bu yıl geçtiğimize yıla göre 11’ten 13’e yükseldi.  Bu durum bizim için sevindirici” demeden önce sonuçtan “gurur” duyulduğunu, sonrasında da “Adana sanayisi için yeterli değil” deniyor!

“Gurur” ile “yetersizliği” nasıl anlamlaşmışsa…

***

“Adana sanayisi için yeterli değil” tümcesi, her zaman bakıp/ saklayacağım bir tümce…

Sanıyorum bunun gerçekleşmesi için gün boyunca masalarda, geceleri localarda bir yerlere övgüler yağdırıp, bir yerlerin yanlışlarını kapatıp, bir yerlerin eksiklerine göz yumarak olmuyor/ olmaz da kanımca…

Tarımda ne yaptınız,

Sanayide ne yaptınız,

Turizmde ne yaptınız,

Sanatta ne yaptınız, diye sorulmaz mı?

Bölgemizde tarımın, sanayinin, turizmin, sanatın nerede olduğu ortada; buraları canlı tutmaya çalışan emekçilerin doyumsuzlukları/ emeğinin karşılığını alamayışları/ bir başınalıkları/ meslek örgütlerinin koltuk sevicilikleri, sorunları çözmekten uzak oluşları, günü kurtarmanın dışına çıkmak istemeyişleri “kral çıplak” denmeden bilinecek boyutta!

***

İstanbul Sanayi Odası İSO’nun belirlediği listenin yarısını da oluştursanız, umurumda olan oradaki “nicelik” değil…

Bu ülkenin insanlarına; Adana’nın, Gaizantep’in, Mersin’in, Hatay’ın, diğer tüm illerin yurttaşlarına “nitelik” bakımından hangi katkıları veriliyor “onu” düşünüyorum!

Örneğin önce Adana’yı, diğer bölgeleri, bu ülkeyi tanıyalım,

Ardından varsıllıklarımızı bilelim,

Bu varsıllıklarla nasıl doyacağını sorgulayalım olmaz mı?

Yoksa “her gün” biraz daha bozulan “gelir adaletsizliği”, biraz daha büyüyen “anlaşılmazlık”, biraz daha aralanan “gördüğünü bilmemezlik” yeni “bilinmezlikleri” de birlikteliğinde getiriyor!

Gelişme, “koltuk severek” sağlanmıyor!

140820

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP