Adana’yı “bir lokmayla” avutmak…

ABONE OL
27 Ağustos 2020 20:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Her şey apaçık ortada olunca gizlenemiyor, güneşin “balçıkla” sıvanamayacağı gerçeği bir kez daha kanıtlanıyor!

Resmi Gazete’de yayınlanan son karar bunun örneği…

Salonlarda, gece toplantılarında, kurullarda “Adana’nın yürüdüğü yolun, gelişmişliğinin, yapılan yatırımların, yaptığı büyümenin, topluma kattığı gönencin, üretime verilen önemin” bitmez-tükenmez övgüleri bundan böyle son bulacak mı bilmiyorum!

“Hükümetimizin aldığı kararlar doğrultusunda yakalanan istikrarı koruyacağız” diyenler, bir an olsun düşünecekler mi, bu güne değin Adana’yı-sorunlarını gizlediklerini/ balçıkla sıvadıklarını anlayacaklar mı?

Ah bir anlasalar, ah bir tutumlarının özeleştirisini yapsalar, af bir “Adana bizim” demeyi bilseler, ah bir  “Adana’ya yapılan her şey bize de yapılmış sayılır” diyebilseler…

Adana, kenetlenmiş ellerle uçacak!

***

Resmi Gazete’de yer alan karara göre;

Adana, yatırım “teşviklerinde” ikinci bölgeden üçüncü bölgeye alınmış, üstelik yatırımı Organize Sanayi Bölgesi içerisinde bulunanlar dördüncü bölge “teşviklerinden” yararlanacakmış!

İkinci bölgeden üçüncü bölgeye varmanın gerekçesi şu:

“Teşvik vermezsek, size diğerlerinden ayrı bir destekleme dilimi sunmazsak, ya yerinizde sayar/ ya da daha gerilere gidersiniz!”

Yaklaşımı bir “kompleks” sorunu yapmak istemiyorum!

Ancak bunun bir başka açıklaması da yok!

Sanki Adana’nın varsıllıkları yok, çalışacak nitelikli ustaları yok, iklim koşulları uygunsuz, toprağı verimsiz…

“Haydi, yürüyün” denilmek için “teşvik” veriliyor!

***

İşin acı yanı da o değil mi?

Adana’nın varsıllığı yadsınmıyor, taşı eksen güç verecek toprağın verimi yadsınmıyor, bunu yapacak iş gücünün olduğu yadsınmıyor, her şeyden önemlisi “iş gücünün” istekliliği yadsınmıyor…

Hani halk arasında “suyun var mı, unun var mı, şekerin var mı; helva yapsana” diye bilinen anonim söz dizisi var…

Tüm ürünler, tüm koşullar uygun olmasına karşın, birilerinin uzun bacaklarıyla “çelme takarak” durdurdukları/ önlerini kestikleri “iş gücü” istekliliğini yerine getiremeyince “bugünkü” yaşananlar oluyor!

Matematiksel çıkarımını/ toplamını yaptığınızda başka da bir seçenek kalmıyor!

***

Adana’nın ikinci bölgeden üçüncü bölgeye alınması, “Adana’nın yoksulluğunun/ öz kaynaklarıyla başaramamasının da kanıtı”…

Bu güne değin “öz kaynaklarını” en iyi kullanan kent olduğumuz, “öz kaynaklarıyla” Adana’nın adından söz ettirdiğimiz, ekonomik anlamda boy sürdüğümüz, Adana’nın doymasına olumlu katkı sağladığımız sözlerinin “hiçbir” önemi yoktur bugün için!

Yıllardır bunları yinelerken, özellikle meslek odalarının “iktidar” yanlı söylemlerinin “yaşananla” özdeşleşmediğini söylerken, yoksulluk çemberinde bulunduğumuz yerin altını çizerken “bize kızanlar”, Resmi Gazetenin bu kararı ardından “yine” seviniyorlar ya; daha uzun vadeli/ ucuz kredi “ballı lokma” yanını övüyorlar ya…

Bunun adını; Adana’yı, Adana’nın varsıllıklarını bilmemek olarak tanımlıyorum!

***

Eğer baştan bu yana, Vali Elban’ın da dediği gibi “STK’lar, sanayiciler, tarım sektörü, işçi, yurttaş, bölge basını, memuru, üniversiteleri, öğrencisi arasında diyalog oluşturarak” Adanalıları birbirine kenetlemek yaşama geçirilebilseydi…

Çelme takanlar/ “iktidarı” gücendirmemek için konuşanlar, seçim alanlarında “karşılığı” olmayan sözlerin sahipleri, koltuk sevicileri bulundukları yerlerden uzaklaştırılsalardı…

Değerli deniz/ sanayi/ ormanlık alanlarının önemi “kayıtsız/ koşulsuz” anlaşılmış olsaydı, anlatanlar engellenmemiş olsaydı, engelleyenler toplum önüne çıkarılmış olsaydı…

İkinci bölgeden üçüncü bölgeye alınmaya mı gerek vardı Adana’yı?

Adana’nın ekmeğini azaltanlar, “bir lokmayla” avutmak istiyor şimdi; biliyor musunuz?

 

BAŞKAN KARALAR’IN BİLDİĞİNİ SANMIYORUM…

Seyhan, Tellidere Muhtarlığı yakınında bir ekmek büfesi var. Geçtiğimiz aylarda ekmek çok çabuk bitmesine karşın, son haftalarda satışın azalması nedeniyle kapatılacağı anlatılıyor!

Konunun doğruluk derecesini bilmiyorum, ancak Başkan Karalar’ın da bildiğini sanmıyorum…

Burası yıllardır var. Mahallelinin piyasa ekmeğinden ucuz olması, ayrıca diğer ekmekler gibi üst-kıtırının dağılmaması nedeniyle almayı yeğlediği ekmek…

Geçtiğimiz kurban bayramı sonrasında günlerce kapalıydı. Birkaç gün açılmasının ardından yine birkaç gün kapandı!

Sorduğumuzda, “eleman yetersizliğinden, bir de fazla satış olmadığından kapanacağı” yönünde bilgiler edindim!

Dünyanın neresinde olursa/ olsun, bir işyerini üç gün açar/ iki gün kapatırsanız bu sonucu alırsınız!

Salt “satış azaldı, eleman yetersizliği var” gerekçesiyle bu ya da benzer yerlerdeki “ekmek büfelerini” kapatmak doğru olmaz kanımca!

Mahallelinin “en ucuz” doyum ürününe getirilecek bir engelleme, “gelecek açısından” beklenmeyecek sonuçlara taşıyacaktır!

240820

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP