İstanbul ile Adana Belediyelerine “haciz”…

ABONE OL
18 Temmuz 2020 18:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Yüklenicinin, yaptığı işin karşılığını almak için çaba harcamasını, alamaması durumunda da “yasal/ haciz” işlemine başvurmasını anlarım.

İşin içerisinde yapılan işin, harcanan emeğin, hak edilen bedelin verilmemesini; yüklenicinin zorluklar yaşamasını da hoş bulmam.

Hem yüklenicinin koşullara uyarak zamanda/ belirtilen ürünleri kullanarak işini bitirmesini,

Hem de işi yaptıranın “söz verdiği” sürede ödeme kurallarının etil olduğuna inanırım.

Burası böyle…

***

Geçtiğimiz günlerde Adana Anakent Belediyesinde, hemen ardından İstanbul Anakent Belediyesinde yaşanan “haciz” olayının da beni “zorlamamasını” beklerdim.

Bir yıllık süreyi birkaç ay önce doldurmuş Başkan Zeydan Karalar ile Başkan Ekrem İmamoğlu’nun, geçmiş dönemlerde yapılan borçlanmalardan dolayı;

Adana’da, belediyenin makam odasında bulanan mobilyaya, 2016’da yapılan bir işle ilgili,

İstanbul’da, yarım kalan bir metro hattı için yurtdışından bulunan 565 milyon lira krediye, Ocak 2018-Mart 2019 döneminde borçlanmayla ilgili “haciz” kararı alınıyor.

Geçmiş dönem belediyelerinin Adana’da dört, İstanbul’da iki yıl sonra “yaptıkları “borçlanma” için;

Adana’da makam odası boşaltılıyor,

İstanbul’da metro kattı için yurtdışından bulunan krediye el konuyor!

Neresinden bakarsanız bakın “topal ördek” benzetmesine “en” belirgin örnek!

***

Anımsarsınız…

Anakent belediyelerinin birçoğunu CHP’nin almasının, üstelik İstanbul’da “uyduruktan” gerekçelerle seçimin yenilenmesinde alınan sonuçların ardından “iktidarın” içine sindirememe “hırdı” daha akıllardan silinmedi!

“Başkanlığı alsanız bile, meclis çoğunluğu bizde” biçiminde başlayan “tehdit/ iş yaptırmayız/ ayaklarına dolanırız” söylemi daha unutulmadı!

Kent için kararlar “ne” olursa-olsun, yararlı-yararsız olduğuna bakılmaksızın engellenecekti!

Başkana “en” zorunlu gereksinim için bile “borçlanma” yetkisi verilirken; “topal ördek” benzetmesi gibi “işi” zorlaştırılacak, “yetki” tırpanlanacaktı!

İşin acı yanı, “iktidar” fırsat buldukça bunu yinelemekten uzak durmuyordu, sıkça yineliyordu!

Geçtiğimiz günlerde Adana’nın Kozan ilçesinde yaşandı benzer bir olay…

Belediyesi’nin daha önceden istediği “borçlanma yetkisine” olumlu bakan/ onaylayan belediye meclisi, geçtiğimiz günlerde yapılan oylamada “ret” oyu vermişti; “borçlanma yetkisi” Kozan için önce “gereksinimken”, sonrasında “gereksinim olmaktan çıkarılmıştı!

Bu nasıl bir anlayışsa…

Tüm bunlar belleklerde…

***

Bu gelişmeler “sevinenler”, neyi düşünerek yaşananları coşkuya dönüştürür; anlamıyorum!

Adana Anakent Belediye Başkanı açıklamasında “geçmiş dönemde, bizim dönemimizde yapılan protokoller çerçevesinde, 2020’de yalnız 6 ayda, 6 milyon 480 bin lira ödenmiş, ödemeler sürmesine karşın haciz işlemi yapılmıştır” diyor.

İstanbul Anakent Belediyesi’nden yapılan açıklamada da şu sözlere yer veriliyor:

“Mahkemelerce henüz tedbir talebi açısından bir karar verilmeden bank tarafından haczi caiz olmayan proje kredilerinin bulunduğu döviz hesaplarında bulunan paralar Türk lirasına çevrilmek suretiyle cari hesabımıza virman yoluyla aktarılmış, şartlı bağışlar ile vergi, resim ve harç gelirlerimizin bulunduğu diğer hesaplardan da virman yoluyla aktarım yapılan cari hesabımızdan üç ayrı icra dosyasına yaklaşık 565 milyon TL aktarılmıştır.”

Adana belediyesi “ ödemeler sürmesine karşın”, İstanbul Belediyesi de “haczi caiz olmayan proje kredileri” diye tanımlıyor “haciz” yaptırımını…

“Topal ördek” iş başında mı; ne dersiniz?

***

Yüklenicinin “hak ettiği” alacağı konusunda denilecek söz yok!

Ancak; sorgulanması gereken “neden” önceki belediye döneminde yapılan borçlanmanın, yine o dönemde “neden” istenmeyip, CHP’li belediyeler göreve gelince “haciz” yoluyla makam odası eşyalarına/ yurtdışından belli amaçla alınan krediye el konulduğu…

Adana Belediyesi’nin makam odasının mobilyasız oluşu,

İstanbul Belediyesi’nin yarım kalan metro çalışmasını yapamaması “yerinde” bir karar mı?

Neresinden bakarsanız-bakın; tutarsızlık!

***

Dünyanın her yerinde olduğu gibi, ülkemizde de covid 19 salgını nedeniyle yurttaşlar “gerektiğinde tedirgin, bezgin, doyumsuz!

Yarım yıl öncesinden “başka” bir dünya, başka bir yarın, başka bir yaşam olacağı konusunda ileri sürülen on-yüz-bin söz duyduk, duydukça içe kapandık, kapandıkça kendimizle baş başa kalırken, “biz bize yeteriz” sözü nakarat biçiminde yinelendi durdu!

Belli ki buna özellikle “iktidar”, ardından diğerleri bile inanmadılar ki; geçmiş davranışlarından/ hırslarından uzak kalmadılar!

İstanbul ile Adana Anakentlerinde yaşanan “haczin” anlamı da bu!

Var mı “başka” biçimde tanımlayan/ yorumlayan?

150720

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP