Yaşananların hızını yetişmek olanaksız…
Daha düne değin sokaklarımız, mağazalarımız, pazarlarımız “Çin Malı” ağırlıklı tüketiciyle buluşuyordu.
Salt biz mi, dünya üretimini Çin’e yönlendirmişti!
Nüfus çok, gelişmeleri izlemek de lüks değil, üstelik “emek” ucuz…
Kapitalizmin, gününü kurtarmak için “beklediği” başka bir şey de yok!
Ülkemizden kaç fabrika “mitili” Çin’e attı, dünyanın birçok ülkesinden kaç bin fabrika üretim yeri olarak Çin’e yöneldi; bilen var mı?
Fabrikalar kapanırken, çalışanların birçoğunun işine son verilirken, ülkelerde arasında başka “istihdam” yolları bulamayanların düştüğü durumu anlatmaya gerek var mı?
Kapanan fabrikaların yerine oteller yapılarak, alış veriş mağazaları yaparak soruna “geçici” çözüm olduğunu anlamayan ilkelerden biri değil miydik ayrıca?
Bu nedenle acılarımız, ağrılarımız ‘tutunmasız’ kalmadı mı?
* * *
Adı her neyse…
Kimi kapitalist sistemin ‘vazgeçilmez hastalığı’ diye yorumladı, tüm bu gelişmeleri…
Kimi ‘küresel yapılanma’ dedi.
Kimi ‘sorgulanmasının’ zorunluluğunu dile getirerek, tüm dünyanın ‘ayağını denk almasını’ istedi. Marksizm’ e göre bu gidişin sonu büyük toplumsal patlamalardı, dünyanın yeniden ‘yapılanabilmesinin’ ön adımıydı, ya da üçüncü dünya savaşının ‘nedenleri’ oluşmaktaydı…
Bunları düşünürken ağrı-acı kaplanmayanımız var mı?
* * *
Çin’de ortaya çıkan corona virüsü, nasıl ortaya çıktı…
Geçtiğimiz haftalarda Çin-ABD arasında “bu günlerdeki gelişmelerin” yaşanılması yıllar öncesinden öngörülmesine karşın anlaşmazlık yaşanmıştı!
Adına “ticaret savaşı” deniyordu!
Şimdi “nereden-nasıl” ortaya çıktığı bilinmeyen, işin içerisinden çıkılmak için bu güne değin yedikleri besinleri inatla gösterenlerin bile inanmayacakları gerekçeler akılcı gelmiyor bana!
Geri bıraktırılmış ülkelerin insanlarını konuşacak bir konu…
Ülkelerindeki fabrikaların birer birer kapanışını izleyen yurttaşalar, “ucuz Çin malı” edindikleri için sevindirilirken, şimdi Çin’den yayılmaya başlayan corona virüsü nedeniyle “daha henüz” şaşırtılmıyor!
Al vur Çini, ABD’yi birbirine…
Çıkaracağı tozu-toprağı düşünmüyorum diyen var mı bilmiyorum; şu an konuşulan o değil mi?
Her yer toz-toprak…
İktidar; üretim yerine, ‘sosyal devlet’ olmanın bilincini hep poşetlerde, çeklerde, hayır çarşılarında, kömür torbalarında, yeşil karnede, beleş yaşatmakta, dilenen gençlikte, el açan insanda buluyor ya…
Muhalefet sanki ayrı; durmuyor, böyle yurttaşları etkilemek kolay ne de olsa…
Taşıdığını ‘sandığı’ ideolojinin “içerisinde” var olması gereken koşulları değil, “iktidar” gibi günü kurtarmak için gerekli koşulları izlerken buluyorum “muhalefeti”…
İşlerini, çalıştırdıkları makineleri yitiren emekçilerin, bugün varlıklarını korumak, yaşamlarını sürdürebilmek için gerekli olan gereksinmelerini sağlamak için ne yapmalıydı ki?
İçinde ne olduğu, nasıl yapıldığı, kimlerinin ellerinin dokunduğu, değil; “ucuzluğu” nedeniyle albeniyle tüketiciye sunulan ürünlerdi önemli olan kapitalizme göre…
Anadolu, bizim bildiğimiz Anadolu değil mi?
Bizim Anadolu insanına ‘haksızlık’ değil mi?
* * *
Hep böyle olur!
Komplo teorileri, günümüzün “savaş” biçimidir unutmayalım!
Hem karşısındaki “düşmanı” var eder, büyütür; hem de günü geldiğinde düğmeye basıp işini bitirir!
Ülkemizde, yaşadığım bölge Çukurova’da, pamuk üretiminin dillere pelesenk olduğu yıllar anımsanır, Orhan Kemal romanlarında geniş yer verilir, anımsayın!
Yabancı patentli tarım ilaçları ile, pamuğa bulaştırılan bir virüs nedeniyle, yeni bir tarımsal ilaç kullanımı zorunlu kılınmış, bu nedenle de üreticilerden “haksız” kazanç elde edilmişti…
İşin en önemli yanı da, pamuk üretiminde kullanılan tarımsal ilaçların “girdi” bedelini artırması nedeniyle de, üreticilerin birçoğu ekimden uzaklaşmıştı!
Bugün üreticilerin yaşadıkları da buna benzer değil mi?
Çin’de corona virüsü bunlardan başka mı?
Geçtiğimiz aylarda “ABD-Çin ekonomik savaşı” diye adlandıran durumun sonucu olarak karşımıza çıkan bir komplo teorisi dememek için bir neden var mı bilmiyorum!
Yaşananların hızını yetişilemeyince; düne değin sokaklarımızda, mağazalarımızda, pazarlarımızda satışa çıkan “Çin Malı” ağırlıklı ürünlerin güvenilirliğine ne denli inanılacak?
İnce emeği çaldılar, bugün sağlığı “tehdit” ediyorlar; görüyor muyuz?
020220
EĞİTİM
Az önceYAZARLAR
3 dakika önceYAZARLAR
19 dakika öncePOLİTİKA
1 saat önceYAZARLAR
1 saat önceYEREL HABER
1 gün önceDÜNYA
2 gün önce