“Farklılıklara, bireysel tercihlere hoşgörü…”

“Farklılıklara, bireysel tercihlere hoşgörü…”

ABONE OL
12 Nisan 2024 18:19
“Farklılıklara, bireysel tercihlere hoşgörü…”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Tarihi Kazancı Çarşısı’nda, Büyük Saat yanında yıllardır buluşma amaçlı düzenlenen “Rakı Festivali”; önce adı “Kebap-Şalgam Festivali” olarak değiştirildi, ardından da çeşitli “gerekçeler” dile getirilerek bu yıl yasaklandı!

Valilikçe alınan böyle bir karar gerek sosyal medyada, gerek toplumda, gerekse mecliste tartışma konusu oldu.

Kimi “kararı” sonuna dek destekleyip, gelenek-göreneklerde yeri olmadığını belirtti.

Kimi “kararı” sonuna dek kınayıp, gelenek-göreneklerde yeri olduğunu söyledi.

“Kararla”, gelenek-görenek içselleşmesi nasıl buluşturuluyordu ki?

***

Adına “festival” de denilse, bu bir buluşma…

Her yılın son ayında, çarşının ortasına dizilen masalarda yer alanların buluşması…

Ne billboardlarda reklamları yapıldı, ne dışarıdan bindirilerek-bedel ödenerek birileri getirildi, ne yerel yönetimler bunun için bedel ödedi, ne de zorlama vardı…

Katılımcılar, sosyal medyadan yapılan duyurular üzerine, masraflarını kendileri karşılayarak, konaklama-yeme-içme bedellerini kendileri ödeme koşuluyla geleceklerdi.

Aralık ayının ortasında yapılan bir “festivalin”, yaz aylarında yapılan “etkinliklerle” benzerliği olsa da, yaşanacak zorluklar bakımından ayrılıkları vardır!

Doğu bölgeleri gibi olmasa da hava soğuk, zaman zaman da yağışlı…

İşte, buluşmada yer alacaklar bunları “göze” alacaklardı…

***

Adana’da Film Festivali yapılır…

Portakal Çiçeği Festivali (inatla karnaval denilmesi beni bozuyor) yapılır…

Lezzet Festivali yapılır…

Havacılık-Yamaç Festivali yapılır…

Hepsinin, içleri doldurularak yapılmasının yeri var bende…

“Kebap-Şalgam Festivali” bunlar gibi değildir.

Organizasyon, ağırlanacak konuklar, gelenlerin nasıl karşılanacağı, bunlar için ne kadar harcama yapılacağı, bu harcamaların nereden karşılanacağı…

Öncesinden buna benzer kurgular yapılmaz.

Kazancı Çarşısı’ndaki esnaf, bunu kendince çözer!

Yapılan her festivalin ardından “harcamalar”, kime ne kadar yapıldığı merak edilen ödemelerden söz edilir!

“Kebap-Şalgam Festivali” bunlara benzemez!

***

Festivale, belirtildiği gibi ne “yasak”, ne de “gelenek-görenek” penceresinden bakmanın doğru olduğunu düşünmüyorum.

“Yasak”, artık tüm yönetimlerde üzeri kalın çizgilerle belirtilen bir kavram; bastırılmış duygunun daha belirgin biçimde gerçekleşeceği öne sürülüyor!

“Gelenek-görenek” denirken, çocukluk yıllarımızı anımsadım… Düğünlerde-nişanlarda masalar kurulurdu. Yemekler yenir, içkiler içilir, davul-zurna eşliğinde horon oynardı konuklar!

Biri çıkıp da, “neden düğünde içki içiliyor” diye sormazdı!

Bunları geçiyorum…

***

Adana’nın katma değer kazandıracak ürünleri olmasına karşın,

Ürünlerini pazarlaması için elinde fırsatları bulunmasına karşın,

Geçtiğimiz yıllarda yirmibin konuğun ağırlandığı düşünülecek olursa, bir şeyler “kaçırılmış” sayılmıyor mu?

“Kebap-Şalgam Festivali”nin yasaklanmasını istemezdim!

Yer Kazancılar Çarşısı; sokak belli, alan belli…

Önce alanı “koruma” altına alır, gelen konukların “en iyi” biçimde ağırlanmasını sağlar, “kayıt dışı” harcamalar varsa onların önüne geçmeye çalışırdım…

Zamanla, “alanın” yetersizliği söz konusu olduğunda da; uygun bir yer belirlerdim…

Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın dedikleri anlamlı:

“Türkiye’nin Osmanlı, Selçuklu, Orta Asya’dan bugüne gelen en köklü değerlerinden biri de farklılıklara, bireysel tercihlere hoşgörülü olmaktır.”

 

KANTİNLERDE DENETİM

Okul kantinlerinde yapılan “denetimler” için, “belirtilen ürünler olmadan, simitle şalgam satarak nasıl işin içinden çıkılacak” dendiğinde aslında “bir şeylerin” çürümüşlüğü anlaşıldı!

Öyle ki; okul, devlet tarafından karşılanmayan masrafları nedeniyle temizlik, bakım gibi yapılması gereken zorunlu işleri karşılamak için kantinlerini kiraya veriyorlardı.

Yalnız kantin mi; okul bahçesini oto park olarak kiralatan da vardı.

Kantinlerin yıllık kirası el yakacak biçimde…

Kantinler kiraya, çalışanlara yaptıkları ödemeyi çıkarmak için “simit-şalgam” satmanın yanı sıra, başka ürünler de satmalıydı ki…

Şırınga çikolata, boyalı şeker, paketlenmiş cips…

Burada, “akıllara” durgunluk getirecek olan kantin kiraları mı,

Kantinlerde, “ne olduğu” bilinmeyen ürünlerin satılması mı,

Okulların bir çok masraflarının devletçe karşılanmaması mı,

Yoksa öğrencileri tehdit edecek sağlıksız ürünlerin varlığı mı sorgulanacak?

Okul kantinlerinde “denetimler” için yola çıkmadan önce yapılacak “şeyler” olmalı…

Herkes için sağlıklı besin, okullara devlet desteği, kantinlerde öğrenciye sağlıklı-ucuz ürün…

Herkesin “sağlıklı besin” tüketmeye hakkı olmalı…

161219

 

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP