Basın emekçileri yazgısına terk…

ABONE OL
24 Temmuz 2019 20:24
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Bundan yirmiiki yıl önce, İstanbul’da “yerel basın eğitim semineri” adlı etkinlik

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Konrad Adenauer Vakfı’nın katkılarıyla gerçekleşmiş.

O dönem cemiyet başkanı olan Nail Güreli’nin açılış konuşması, ardından da vakfın Türkiye temselcisi Wulf Schönbohn söz alması ile sürmüş.

İki gün boyunca “yerel basın” konuşulmuş, eleştiriler yapılmış, olmazsa-olmazlar tartışılmış.

O günlerde konuşulanlar “Yerel Basında Gazetecinin Tanımı, İşlevi, Çalışma Koşulları, Sorunları” adlı yapıtta toplanmış.

Dün elime aldığım çalışmanın “ilk bölümünü” bitirdim.

O günlerde konuşulan, ancak şimdi de süren sorunları gördüğümde; “etkinliğin” ardından yapılması gerekenler gerçekleşmediği gibi, elde olanlar da gitmiş, “yerel basın” yazgısına terk edilmiş…

Peki, yitiren kim olmuştur dersiniz?

***

Yapıtın ilk bölümü “Yerel Gazetecilin Özellikleri, Önemi”…

Güreli, “gerek yaygın, gerekse yerel basında bir kimlik sorunu yaşandığını söyleyebiliriz” diyor açılış konuşmasında…

Yerel Basının önemini de şöyle dile getiriyor:

“Demokrasimizin yerel birimlerde önemsenip, sindirilip yaşama geçirilmesi ülkedeki demokratik rejimi besleyecek, yönlendirecek, koruyacak sağlıklı bir etkendir. Yanı sıra yaygın basına yerel bölgelerde hizmet veren gazeteciler, basının kimliğini korumak, meslek ilkelerine sahip çıkmak bakımından büyük sorumluluk düşmektedir…”

Sözlerinde “yerel basının güç kazanması” durumunda, bunun “yaygın basına” da yarar sağlayacağı belirtilmiş…

Bugün konuşulanlar da aynı değil mi? Bir de içlerinin doldurulamayıp, “asıl” saydıkları sorunların sürmesinin nedeni oluşlarını gizlemeleri ya…

Yerel basının “güçsüzlüğü”, yerel basını olması gereken yerden uzaklaştırmamış mı?

Vakıf yöneticisi Schönbohn, vakfa adını veren Konrad Adenauer’un, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya’nın ilk başbakanı olduğunun altını çizdikten sonra şu sözlere yer veriyor:

“Yerel basınla deneyim konusunda mesleki girişimin sağlanması, iyi bir konuma sahip olmaları, daha iyi yetişebilmeleri, daha iyi donatılabilmeleri, olanaklarının aranıp bulunabilmesi…(..) Türkiye’deki yerel basınla ilgili olarak bize yol gösterecek, sayıları, nitelikleri hakkında bilgi verecek hiçbir kaynak bulunamamaktadır… (..) Almanya’da insanlar öncelikle bir yerel gazeteye abone olurlar. Yaygın gazetelere oranla, yerel gazeteler Almanya’da daha büyük önem taşırlar…”

Yirmiiki yıl önce yapılan seminerin ardından, hangi kentin “basınla” ilgilenmesi gereken başkanları bu konuları irdeleme gereği duydu bilmiyorum!

Schönbohn, yerel basının niteliği, sayısı konusunda bilgi alamadıklarını söylerken, “o yıllar da” bile biri çıkıp “eksiklik” konusunda bilgilendirmiyor!

Bir seminer düzenleniyor, konusu belli, ancak “konunun” içeriğine ulaşılamıyor…

İlginç değil mi?

***

Basın nasıl bir şey; yenilir mi, yutulur mu, kullanılır mı, yönetir mi, yönlendirir mi?

Konuşmasında Nezih Demirkent soruyor:

“Türkiye’de yerel basın bir gereksinmeden doğmamış, tersine tepeden bir takım zorlamalarla gelişir duruma dönüşmüştür!”

Yüzey ölçüsü, ya da nüfusu göz önünde bulundurularak birçok ülkeyle bile karşılaştırılamayan İstanbul, yaygın medyanın merkezi olarak düşünülmüş ol da, büyük kentlerde yaşananlar, “yerel basını” gereksindirmediği düşünülemez!

İsterseniz Adana’yı konuşalım…

Günlük onbeş yerel gazete çıktığı söyleniyor.

Gazetenin beş tanesini yan yana getirdiğinizde; belediyelerden, kurumlardan gelen bültenlerin başlıklarını bir yana bırakın, haber içerisinde yapılmış “yanlışın” bile aynı biçimde yer aldığına tanık olursunuz!

***

Necdet Güngörsün “gazetecinin kimliği kalemidir” diyor.

Nezih Demirkent “yayıncılık yapmıyoruz, propaganda aracıyız” diyor.

Yerel basın için “en düşündürücü” olanın da; basınla ilgisi olmayıp, kalemle ilgilenmeden, “basın” sözüyle başlayan koltuklara, kartlara ulaşanların kentlerde “propaganda” işlevi görmesi…

Yerel basın bunca sorun içerisindeyken, üstelik sayfa azaltmaya giderken; cemiyet tıkır tıkır aidatını alıyor! Ya sonra?

Basın emekçilerini yazgısına terk ediyor!

230719

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP