Zaman zaman “bizdeki odalar, dernekler ne iş yapar” diye soranlardanım…
Yeni atanan bir bürokratla tanışmak,
Yeni seçilen bir başkanla buluşmak,
Kentin ileri gelenleriyle yemek düzenlemek,
Gelen “iktidar” sözcüsünü övmek,
Kentin yoksunluklarını gizleyip, geleni onurlandırmak,
Sokak yaşamını sorgulamamak,
Pazar esnaf-müşteri iletişiminden uzak olmak,
Halkın sıkıntıları yerine, yanındaki üç-beş kişinin yaşam standardını ele almak,
Koltuklarını korumak…
***
Onlarca oda-dernek ismi sayılabilir…
Her toplantılarında “tozpembe” tabloların dışına çıkmadan, birlikte oldukları “iktidar” sözcülerini gücendirmemek adına, yaşanan yanlışları-sorunları elden geldiğince görmezden gelen açıklamalarını duyarız!
Yurttaş yaşamını zorluklar içerisinde sürdürürken, insanların yaşamlarını göz ardı etmemeleri gerekirken, sorunlara çözüm yolları aramaları düşünülürken;
O zorluklara neden olanlar,
O yaşananlara neden olanlar,
O sorunlara neden olanlar ödüllendirilir sanki…
“Giden gitti,
Gelen bizim” der gibi…
***
Bir buçuk ay önce yapılan yerel seçimlerin ardından, kazanan belediyelerin mazbatalarını almalarıyla birlikte başkanlarla buluştu oda-dernek yetkilileri…
Buluşmada, fotoğraf karesinde yüzler gülümsedi, iyi dileklerde bulunuldu, Adana için yapılacaklar konusunda “destek” olunacağı söylendi!
Aynı sözler bir önceki belediye başkanına da söylenmiş, gülümseyen fotoğraf karelerinde yer alınmış, o dönem onlara da el uzatılmıştı!
Beş yıl geçti aradan…
Geçen beş yılda neler olduğunu, Adanalının yaşam çıtasının nerelere indiğini, çizelgede yoksulluğun toplumu yaralayacak denli nerede durduğunu, işsizlik boyutunun etkilerinin neler olduğunu yeniden yazmak istemiyorum…
Üreticiyle-sanayiciyle iç içe olan, kendi sektörlerini ayakta tutarken sektörün ürettiğinin pazarlanmasını sağlayan, pazardaki tüketicinin ürüne istemini artıran, tüketicinin alım gücünün oluşması için ‘istihdam’ konularında destekleyici-bilgilendirici çözümler üretmesi gereken oda-dernek yetkilileri bugün yeni seçilen belediyeleri kutluyorlar.
***
Toplum içerisinde birlikte yaşamaya zorunlu olan canlılarsak eğer; bu tür buluşmaların olabileceğini benimsememiz gerek!
“Buluşma” derken…
O kent için alınacak kararlarda söz söyleme hakları olanların birlikte olmaları, birbirilerine destek sözü vermeleri, desteklerinin arkasında durmaları, o kentte yaşayanların yaşamlarına katkı koymaları, yoksulluğu azaltmaları gerektiği düşünülür değil mi?
Akşamları “oruç açımı” nedeniyle bir araya gelmek için öncesinden hazırlıklar yapılan, sonrasında çarşaf çarşaf bültenler oluşturulan, fotoğraf karelerinde yer bulan, gazete sayfalarına taşınan, yemekte masaları dolduranları incelendiniz mi bilmiyorum…
O ‘oda’, ya da o ‘dernek’ ‘koruması-desteklemesi’ gereken katman yerine kimlerle birlikte, kimlerle ‘oruç açımı’ nedeniyle birlikteler?
Odalardan, derneklerden birçok isim…
En önemlisi de ‘oruç’ neydi, nasıl açılmalıydı, nasıl yenmeliydi, eldeki nasıl kullanılmalıydı, kimlerle birlikte olunmalıydı?
Burada “yanıtları” alınamayacak sorular…
***
Bunları, dün yapılan Anakentin Mayıs ayı oturumunda yaşanan, polemik konusu olan tartışmaların ardından düşündüm.
AKP Grup Başkan Vekili Ozan Gülaçtı’nın “afakanlar mı basıyor, sürekli borç konuşuyorsunuz, sizden hizmet bekliyoruz” sözüne, Başkan Zeydan Karalar “dört milyar borç var, her ay altmış milyon açık var, döküm (envanter) çıkarıyoruz, ilçelerden makineleri çektim, ivedi olan gereksinmelere yanıt vereceğiz” diye karşılık veriyor!
Bir buçuk ay geçti, seçimden bu yana…
Yaz ayının sıcakları yavaşça kendini gösterirken, Adana’nın bazı bölgelerinde sivrisinekler ortaya çıkmaya başladı. Yollarda onarım yapılacak yerler var. Trafiğin yoğun olduğu bölgelerde zorluklar yaşanıyor, kaldırımlar birçok yerde yayaların yürümesine izin vermiyor…
Belediyelerin kendi kadrolarıyla iş yapmaya başlaması, ne yazık ki oda-dernek buluşmaları da içinde olan benzeri zaman yitiminden dolayı sağlanamıyor…
Tanıdığımca Başkan Zeydan Karalar, zamanını boşa harcamak istemiyor.
Adana’da kendine destek olan Adanalılar için somut, yararlı, yaşam niteliğini artıcı adımlar atmak için çözüm üretmek istiyor.
İki önemli durum:
Bir, Başkan Karalar yapacağı ayıklamaları-eklemeleri ivedi biçimde yerine getirmeli…
İki, Başkan Karalar’ın zamanı yitirtilmemeli…
140519
EĞİTİM
Az önceYAZARLAR
Az önceYAZARLAR
Az öncePOLİTİKA
19 dakika önceYAZARLAR
37 dakika önceYEREL HABER
1 gün önceDÜNYA
2 gün önce