Dünyanın birçok ülkesinde yasaklanan naylon poşet kullanımı, ikibinondokuz ile birlikte ülkemizde de fileli poşetlere yönlendirilecek.
Geçiş sürecinde müşterilere file ya da bez çanta kullanımını özendirmek için ücretsiz dağıtılacak.
Müşterilerin, kendilerine verilen karton ya da bez çantalarla alışverişe gelmeleri istenecek.
Birçok ülkede alışverişe gelen müşterilerin ürünlerini koyacakları file ya da çantaları yanlarında getirdikleri anlatılacak.
Çevre-Şehircilik Bakanlığı’nın ‘atık yönetmeliği’ kapsamında aldığı karar çerçevesinde naylon poşetin insana, doğaya verdiği zararlara engel olunmuş olacak…
Ayrıca, müşteri alışverişe file ya da çanta getirmemişse, ‘bedelini’ ödeyerek alışveriş yaptığı yerden alabilecek!
***
Naylon poşetlerin diğer ‘yan etkileri de şöyle sıralanıyor:
Plastik poşetler kanserojen etkiye sahip ayrıca güneş ışığıyla buluştuklarında bu kanserojen etki daha da artıyor.
Çözünme aşaması hem çok uzun sürüyor hem de çözünürken toprak ya da suyu zehirliyor.
Plastik poşetler yok olma sırasında çok tehlikeli, zehirli gazlar ortaya çıkartıyor.
Uluslararası bilim akademisinin açıkladığına göre denizlere her yıl milyonlarca kilo plastik poşet atılıyor, bu plastik poşetler hayvanlarca yiyecek sanılıp yeniliyor. Daha sonrasında ise deniz hayvanlarında acılı ölümlere neden oluyor.
Bu yaşananlar da ‘poşet’ kullanımının yasaklanmasına neden oluyor!
***
Yeni yılla birlikte market, pazar alışverişi sırasında ‘poşet yasağını’ düşünemeyen o denli çok müşteri tezgahların önünde yer alacak ki; uygulamayı unutan olacak, file ile gelmediğinden aldıklarını taşırken zorlananlar olacak, satıcıyla tartışan, aldığını bırakıp gidenler olacak!
Bu arada Çevre-Şehircilik Bakanlığı’nın aldığı bu kararı denetlemek için belediye zabıtaları sokakta olacak; yasağa uymayanlar uyarılacak…
Amaç çevreyi, doğayı, canlı sağlığını bozan etmenlerin ‘zararsız’ duruma getirilerek tüketime sunulması…
***
Naylonun ‘ilk’ piyasaya sürüldüğü yılları düşünüyorum. Toplum ne denli sevinmişti; kim bilir?
‘Poşet’ sözünü seksen darbesinin ardından sıkça duymaya başlamıştık. Bildiğimiz ‘torba’, ‘poşet’ olmuştu. Kullanımı kolaydı, albenisi vardı, sistem de yaygınlaşması için çaba harcıyordu, siyasetçiler ‘torba’ demeyi bırakmış ‘poşet’ demeye odaklanmıştı!
Çocukluğumuzda pazardan, mahalle bakkalından yapılan alışveriş sırasında ‘kağıt torbalar’ kullanılırdı. İnşaatlardan toplanan çimento torbaları temizlenir, belirli ölçülerde ‘hamur tutkalla’ yapıştırılarak evlerde yapılırdı. Meyve, sebze bu torbalarda yer alırken, şeker, pirinç, mercimek benzeri alışverişler için de daha ‘temiz’ kağıtlardan yapılan torbalar kullanılırdı.
Oniki eylül gibi bir süreçten geçilirken ‘ret etme’ olasılığı yoktu yurttaşın! Manavda, bakkalda, konfeksiyonda, ekmek fırınında, sıcak çerez satıcılarında bile ‘poşet’ kullanımı yaygınlaşırken ‘poşetin’ yapımında kullanılan kimyasalların ‘ne’ olduğu, canlıya, doğaya, çevreye nasıl kalıcı ‘zararlar’ verdiği bilinmiyor muydu?
Hepsi ‘daha önceden’ planlanmış teoriler!
Ekonomik ‘zorluğu’ yaşayan yurttaş, ‘kazanan’ bu kimyasalları piyasaya sürenler…
***
Poşetlerin polietilen denilen petrol türevinden, ayrıca atık plastik malzemelerden elde edildiğini, esnek-dirençli oluşu nedeniyle salık verildiği, ancak yüzde birinin dönüşmesine karşılık doksandokuzunun doğada kalması sonucu havadan suya kirliliklere neden olduğu yıllardır söyleniyor.
Bugün poşetler için söylenenler, günü geldiğinde ‘baz istasyonları’ için de söylendiğinde şaşırmamak gerek!
Market, pazar, ya da başka alanlardaki satıcılar ürünlerinin üzerine geçtiğimiz kriz sürecinde ‘akıllarına gelen’ fiyatı koymaktan, bir gecede fiyatı değiştirmekten uzak durmadılar; o sabah, tüketiciler rafların önüne geldiklerinde şaşkındılar, ancak ‘ret etme’ olanakları yoktu!
Bugünde, bakanlığın aldığı kararla müşteriler ürünlerini taşımak için ya önceden filelerini getirmek, ya da bedelini ödeyip almak zorunda!
Asgari ücretin ikibinyirmi lira olarak açıklanmasının ardından ne mutlu dar gelirliye, emekçiye, işçiye, emekliye; poşetlere bedel ödeyecek artış yapıldı nasıl olsa!
Bir düzeltme:
“‘Emekçinin’, emeğinin karşılığını ‘vermeyenleri’ görmemesi…” başlıklı yazıda, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi yerine Maliye Bakanı Naci Ağbal yazılmıştır. Düzeltiriz…
AFİŞ KİRLİLİĞİ…
Çevre kirliliği, denince ‘poşet kullanmamak’ anlayışı o denli yaygın olmalı ki, AKP’nin karar almasına karşın bilbortlar, köprü yanakları, yüksek yapılar üzerine gerilen afişler hız kesmeden sürüyor. Bundan bir hafta, on gün önce asılıp da, bugün sökülmesi, ardından
YAZARLAR
6 saat önceYAZARLAR
8 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önce