‘Ne söz verdiysek yerine getirdik…’

ABONE OL
24 Kasım 2018 14:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Görev başında bulunan belediye başkanları ‘yeniden’ aday olabilmek için yola çıkarken, sloganlarını
da belirlediler…

‘Ne söz verdiysek yerine getirdik…’

Verdikleri sözler arasında, kentlerini ‘daha’ yaşanılır, ‘daha’ temiz, ‘daha’ rahat konuma getirmek için
‘sözler’ vermişlerdi oysa.

Sözler arsında ‘çevreye’ zarar, ‘ranta’ ödün vermeyeceklerini de dile getirmişlerdi!

Şimdi ‘ne söz verdiysek’ deniyor ya…

En küçük bir alanda yaptıkları değişiklikleri ‘verdikleri söz’ gibi bilbordlardan ildirmemelerine ne
demeli ki?

Doldurma alanlara dikilen beton yapılara verilen izinler,

Altyapısı olmayan yerlerde yapılan inşaatlar,

Park alanlarına yerleştirilen büfeler,

İnadına sökülüp yapılan kilit taşlı yollar-kaldırımlar,

‘Verilen sözler’ mi bunlar?

Onca çalışmaya, çalışırken yaya-araç trafiğinin altının-üstüne geçtirilmesine karşın bir türlü
çözülemeyen sorunlar,

En küçük yağmurda altyapının görev yapmamasından yaşanan sorunlar,

Festival ya da şenlik diye tanıtılan, ‘panayır’ özelliğini aşamayan etkinliklerdeki yaşanan sorunlar
‘Verilen sözler ‘ mi bunlar?

İktidarın yurttaşın aklıyla oynadığı gibi oynuyor yerel yönetimlerde!

Yurttaşın yaşadıklarını yok sayarcasına, yaşanan kentin yaşanılırlıktan ne denli uzaklaştırıldığının
bilinmediği gibi oynuyor yerel yönetimlerde!

‘Ne söz verdiysek yerine getirdik…’

Yapmayın!

Zamanında ‘yanlış’ bulup da benimsemediğiniz o denli ‘işler’ yaptınız, söz verdiğiniz öyle işleri
gerçekleştirmediniz ki; sizin için olumlu değil ama kentinizin yurttaşları onların hepsini biliyor.

İktidarın yaptığını yapmayanı, siz yerel yöneticiler de yurttaşın aklıyla oynamayın; olmaz mı?

 

BANKA FAİZLERİ DÜŞERSE; YA SONRA?

Banka faizlerinin yüzde yirmibeşlere dayanmasıyla birlikte yaşanan ‘ekonomik’ sıkışıklık başta iktidar
olmak üzere, piyasada sürüm yapamayan şirketleri –firmaları düşündürüyor.

‘Sürüm’, tüketim ya da yurttaşın alım gücü…

Yurttaşın alım gücü olmadan ne tüketimin, ne de eldeki ürünün ‘sürümünün’ sağlanmasının
olanaksızlığı üzerinde hiç durulmuyor nedense.

Bakanlıktan yapılan açıklamada ‘faizler yüzde yirmibeşin altına inmeye başladı’ dense de, gizlenen-
açıklanmayan yurttaşın alım gücünün unutulduğudur!

Şunu unutmamak gerek:

Bankalar, aldıkları ‘ucuz’ kredileri ‘pahalıya’ satarak kazanç elde ederler.

Yine bankalar, ‘kendine’ en çok kazandıran çalışanlarını ‘üst’ sorumlulukla görevlendirirler.

Yine banklalar, eğer birini müdürlük ya da genel müdürlük koltuğuna oturtmuşsa ‘kendine’ çok
kazandırdığından, ‘kendine’ bolca kazandıracak müşteri bulduğundandır.

İşte burada, bankalar ellerinde bulunan ‘borç verilemedikleri kredilerden’ dolayı sıkışıklık yaşarken,
‘verilemeyen’ bu kredilerden dolayı canlanmayan örneğin inşaat sektörü de aynı yazgıyı
yaşamaktadır.

Bankalar kredi verecek, piyasa canlanacak!

Bakanlık şu sözlerle dile getiriyor:

‘Bu trend aralık ayı sonunda daha da düşecek inşallah!’

Nasılı, yolu, yöntemi; ‘inşallah!’

Bir yandan piyasanın belirsizliği kalkacak mı, bir yandan da fiyatlar düşecekmiş; ‘inşallah!’

Ne garip değil mi?

Üretim konusunda adım atmayın, tarımı bitişe sürükleyin, düşünce üretimini yasaklayın, eğitimi mini
çocukların beyinlerini alt-üst ederek baltalayın; sonrada ‘piyasanın belirsizciliğinin’ aşılacağından söz
edin!

Nasıl?

Ekonomi, bilim diyor ki:

‘Üretmeden, özgürce düşünerek üretime katkı yapmadan, dışarıdan gelen günlük güçle ekonomiyi
ayakta tutmaya çalışan ülkeler yanıldıklarını önceden göremedikleri sürece, daha sıkıntılı günler
yaşamaya tutsaktır!’

Firmaların ürünlerini nasıl satacaklarını, bunun için bankaların kredileri nasıl vereceklerini
konuşmadan önce; bu ülkenin yurttaşlarının üretim kaynaklarını daha özgür, daha verimli
kullanmaları için olanaklar oluşturmadıkça, düşürülen banka faizleri de, canlandırılmaya çalışılan
piyasa da ‘sanal’ olarak yerini alacaktır!

Sorunu daha da büyütecektir!

211118

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP