İktidar hastalığı…  

ABONE OL
3 Haziran 2018 13:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Şu üç sorunun yanıtı arayalım:

İktidar,

Hükümet,

Muhalefet…

İktidar; siyasi gücü ‘temsil’ eden, devletin yönetimini elinde bulunduran, devletin gücünü kullanma yetkisi olan…

Hükümet; bir devletin yasama, yürütme, yargı organları ile birlikte bunlara bağlı devlet yetkisini kullanan siyasal yönetim…

Muhalefet; demokrasilerde iktidarın dışında olan, karşı görüşlü topluluk…

Her ‘hükümet’ iktidar olamasa da, devletin duyarlı organları üzerinde söz sahibidir.

Bunun için çok partili sisteme geçişle birlikte oluşan yapının ortaya çıkardığı ‘iktidar’ gücü, bu güne değin kurulan tüm ‘hükümetleri’ kendi kurgusu içerisinde etkilemiştir.

Yarım yüzyılı aşkın süredir temelleri oluşturulan ‘sistem’, hangi siyasal parti ‘hükümet’ olursa-olsun ‘iktidara’ koşut davranmadığı sürece ‘zaman’ ayarlaması yapılmıştır!

Devletin kurumlarını elinde bulunduran, alt yapısını oluşturan ‘iktidar’, istemediği hükümeti çeşitli ürünleri piyasadan çekerek, kuyruklar var ederek, kimi hizmetleri yavaşlatarak ‘yaşam süresini’ belirler!

Sağdaki partilerin genelde uzun, soldakilerin ise çok kısa süreli ‘hükümet’ oluşları bunun kanıtı…

Ancak ‘sağ’ hükümetlerin çok partili yılardan bu yana, geniş biçimde ‘iktidar’ ergilerinden yararlanmalarına, temelinde etkili olmalarına karşın, zaman zaman konuşmalarında ‘sol’ hükümetleri ya da ‘sol’ muhalefeti suçlamaları sistemin ‘iktidar hastalığı’ gibi bir şey olmalı!

Daha dün bir AKP’li ile söyleşilirken ‘muhalefet ne yapacak, dün dediğini neden bugün değiştiriyor, vaatlerinin içi neden boş, ekonomik sorunları nasıl aşacak örnek verebilir misin’ diye sordu.

Bu bir ‘iktidar hastalığı’…

Muhalefetin sözcüsü değilim ama gerek muhalefetin, gerekse iktidar-hükümetin bildirgelerini yüzeysel de olsa inceledim. Ne demek istediklerini, kimin inandırıcı olup-olmadıklarını da yer yer köşeye taşıdım.

Ancak şöyle bir şey var, iktidar-hükümet sözcülerinin konuşmaları bu yönde olunca, seçmen de bunun dışına çıkmıyor. Sözcülerin, yaşanan sorunları anlatırken yaklaşık onyedi yıldır iktidar-hükümet oluşlarının üstünü örterek ‘muhalefeti’ çok kolay biçiminde suçlamaları bile seçmenince destekleniyor, doğrulanıyor!

Yukarıya iktidar, hükümet, muhalefet tanımlarını almamın nedeni seçmenin çoğu zaman ‘anlam’ dışına kaymalarını anlatmak içindi.

Onyedi yıllık ‘hükümet’ artık ‘iktidar’dır.

Onyedi yılda tüm organları, kurumları istedikleri gibi düzenleyip, içini doldurdular.

Muhalefetin ‘iktidar’ dışında kalan olduğunu, ne yazık ki ‘bilmek’ istemiyorlar!

ÖNCELİK İNSAN…

24 Haziran seçimleri yaklaşırken, yurttaşın en çok düşündüğü konulardan biri ‘geçim kaygısı’…

Emekli ya da çalışarak aldığı maaşla yaşamını sürdürürken üç-beş gün öncesiyle bugün arasında nasıl bir ‘ayrım’ var onu düşünüyor!

Fırından aldığı küçülen ekmeğini,

Pazardan almakta zorlandığı gereksinmelerini,

Marketin el yakan fiyatlarını…

Yurttaşın her an, bire bir yaşadığı bu tür sorunlar yaşamın her evresinde görülebildiği gibi, bazı toplumsal olgularda da ‘belirleyici’ olmuştur.

Tam bunları düşünürken Bakan Bülent Tüfenkci’nin basına yansıyan ‘piyasa noktasında canlılık olduğunu görüyoruz, ekonomi kötü diyenlerin çarşı Pazar gezmesi gerek’ sözleri dikkat çekiciydi!

Yaşamımızı Adana’da sürdürüyoruz. Piyasasın ‘canlı olduğunu’ duyunca ister-istemez sokaklara, caddelere, dizili koca cam vitrinli işyerlerine baktım.

Başka bir yerde miyiz biz? Bir başka ülke, bir başka yurt, bir başka coğrafyada mı?

Bakanın anlattığı ‘yerin’ neresi olduğu konusunda ‘bilgisi’ olan varsa bilgilendirsin bizi. Ayrıca tümcenin sonundaki ‘ekonomi kötü diyenlerin’ biçiminde yer alan sözcüklerin ‘aynı’ dizgide yer almasını da anlamlandıramadım!

Evet, ekonomi kötü!

Bunu ben demiyorum salt, ekonomiden sorumlu Mehmet Şimşek, diyor.

Yeniden dengeleme sürecinin başladığını, enflasyon-carı açık öneminin sürdüğünü, seçim sonrası yapısal reformların hızlanacağını, söylüyor!

Ekonomi doktorunun ‘acı reçetesi’ seçim sonrasına…

Şimşek’in ‘dam akıyor’ dediğinde alınması gereken önlemleri itekleyenlerin yanlışı, bugünkü sorunları yaşattı!

Bugün de bakan Tüfenkci, benzer yanlışla yurttaşın karşısında.

Her şey 24 Haziran seçimleri için olmamalı…

Öncelik insan…

310518

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP