Sinan…

ABONE OL
29 Mayıs 2018 21:18
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Tabii ki Tanyıldız.
Yusuf Sinan Tanyıldız.
46 yıl önce Hürriyet’te işe başladığı sırada, ben  Hürriyet’te üç yıldır Benelüks temsilciliği yapıyordum.
O’nunla çok hoş anılarımız vardı.
Önce Sinan Tanyıldız’ı tanıyalım isterseniz:

1952 yılında Trabzon’un tarihi ilçelerinden biri olan Maçka’da dünyaya gelen Sinan Tanyıldız, küçük yaşlarda ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti. Tahsilini İstanbul’da tamamlayan Tanyıldız, 1972 yılında Hürriyet Gazetesi’ne girdi. Hürriyet Gazetesi’nin tüm birimlerinde çalışan Tanyıldız, Anadolu’nun neredeyse her bölgesine gönderildi. 13 yıl Hürriyet’in İstanbul merkezinde yazııişleri görevinde bulundu. Çetin Emeç’in talimatıyla Adana’ya yazı işleri müdürü olarak atandı.
1983 yılında, sevgili dostumuz İskender Ayvalık’ın ölümünden sonra,  Hürriyet’in Adana Bölge Temsilciği görevini yürüten Tanyıldız, Hürriyet’in Çukurova-Gap ekinde Dostça köşesiyle birikimlerini paylaştı. Dostça köşesi Çağ Üniversitesi tarafından kitap haline getirilirken, Tanyıldız’ın yazdığı ‘Bir Yazarı Öldürmek’ ve ‘Elveda Ankara’ adlı romanlar da büyük satış rakamlarına ulaştı. Tanyıldız ayrıca, Adana Rotary Kulübü Yönetim Kurulu’nda da görev aldı. Evli ve 2 çocuk babası olan Tanyıldız, önce İstanbul’da benim haberlerimi değerlendirdi, daha sonra da atandığı Adana’da sık sık beraber olduğum bir dost oldu.

  

İlk günkü tek sütun haber & ikinci günkü Çukorava ilavesindeki iki sayfalık yazılar

 

İşte o Sinan Tanyıldız’ın ölüm haberini 22 mayıs 2018 günü Hürriyet’in birinci sayfasının sağ alt köşesinde tek sütun olarak okuduğum zaman çok şaşırdım ve kızdım. Zira, tam 46 yıldır Hürriyet’e hizmet veren bir meslektaşımın ölüm haberi tek sütun olmamalıydı.
Aynı gün Hürriyet’in Çukurova ilavesine baktığım zaman daha çok üzüldüm. Zira, Sinan’ın ölümü ile ilgili tek satır yoktu.
O an, ‘Ben gazetede olsaydım ne yapardım’ diye düşündüm. Sinan için sayfalar dolusu yazı ve fotoğraf dizerdim.

Sakin kafayla düşünürken, bölge ilavelerinin çok erken hazırlandığını ve bu nedenle Sinan’ın ölüm haberinin baskıya yetişmeyeceğini düşündüm ve ertesi günü bekledim.
Ertesi gün Hürriyet’i elime aldığım zaman hem ana gazetede ve hem de Çukurova ilavesindeki manşetleri görünce yüreğime su serpildi. Sağ olsular, Adana’daki arkadaşlar büyük bir özen göstermişler ve Sinan’ın ölümü ile ilgili tam iki sayfa doldurmuşlar.
İnsanlar, ölümlerinden sonra kendilerinden söz edilmesini isterler.
Ben de hep düşünür dururum. ‘Acaba, benim ölümümden sonra neler yazılacak ve söylenecek’ diye. Bu tabii ki, ölüm şekline, yerine ve zamana bağlı.
Sinan için çok üzüldüm. Ölümünden sonraki minnettarlığa da sevindim.
Nur içinde yat Sinan kardeşim.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP