Sulama Birlikleri’nin DSİ ya da yerel yönetimlere bırakılmasına ilişkin tasarıya, MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı’dan da tepki geldi…
Mevsimlik tarım işçilerinin sorunları üzerine çalışmalar yapan,
Yerli otomobil konusunda, geçmişte ‘şimdi, yerli otomobilden söz ediliyor; çok güzel, ama sen eti dışarıdan al, yerli otomobil yapmanın ne anlamı var’ diye soran,
Bugünlerde de özellikle sulama gereksinmesinin önemsendiği bölgemizde Sulama Birlikleri’nin işlevine son verilmesi yönündeki tasarı…
***
Sayın Varlı diyor ki:
‘Sulama birliği başkanlarını görevden alıp, yerine memur atanacağını, söylüyorlar…
Arkadaşlar…
Gece onikide su olmadığı zaman çiftçi arkadaşım sulama birliği başkanını arar, ona ulaşır…
Saat gece üçte arar ona ulaşır…
Sulama birliği başkanı o saatte ya personeli, ya da kendisi yerine giderek sorunu çözmeye çalışır…
Çoğu zaman da çözer…
Atanacak memur –sabah sekiz, akşam beş, grand tuvalet- olacak…
Çiftçi arkadaşım nerede, nasıl ulaşacak bunlara?
Biri bana bunun açıklamasını yapsın!’
Bir ek tümce daha:
‘Bu tasarının özelleştirmeye varacak kadar ucu açık…’
***
Sulama birlik başkanlarının görevden alınması…
Tasarının özelleştirmeye açık olması…
İki konuyu çağrıştırdı bana.
***
İlki:
Mahalle ile özdeşleşen ‘mini marketleri’ anımsattı bana.
Gecenin kaçında olursa-olsun; ağlayan çocuğunuza yalancı meme, hastanıza aspirin, yemeğinize tuz gereksindiğinizde kapısını çalabildiğiniz…
Ya da maaş alana dek alış-veriş yapabildiğiniz…
Ya da yetişmeyen yerde borç bırakabildiğiniz…
Ya da kısa süreli borç alabildiğiniz…
Ya da evden çıkınca bir çift söz edebildiğiniz mahalle bakkalları vardı.
Başlarda ‘kent merkezinden’ belli uzaklıkta olması koşuluyla konuşlanan, daha sonra ‘küçülttük’ denilerek mahalle bakkalının yanına dek gelen ‘alış veriş merkezleri’nin albenisi ile neler oldu biliyor musunuz?
Küresel anaparacılar kapı önümüze değin geldi!
İnsansı ilişkiler, insansı üleşimler, insansı gülüşlerin yerini ‘robotumsu’ canlılar aldı!
Girdiğiniz markette gördüğünüz ‘mimikleri’ düşünür müsünüz?
***
İkincisi:
Bir çırpıda sayabilecek onlarca kurum sayabilirim son yıllarda özelleştirilen…
En son şeker fabrikalarının özelleştirilmesi…
Kimi zaman ‘kamu mallarının elden çıkarılmasına verilen desteğe, direnenlerin üzerine saldırılmasına’ bu denli tepki göstermeyişe anlam veremiyorum!
Kamu malları elden çıkınca sorun çözülmüş olacak mı?
Bu güne değin özelleşen hangi ‘kamu malı’ toplumun esenleşmesini sağladı?
Örneğin bir Tekel Fabrikası vardı. Yüzlerce çalışanıyla, binlerce üreteniyle ülkemiz için bir değer olduğunca kazanımdı da.
Bugün o fabrikalar yok!
Bugün o çalışanlar yok!
Bugün o üretici de yok!
Raflarda yer alan tekel ürünlerinin markasına, tütününe bir bakın…
Nereden, hangi koşullarla sağlandığını düşünün düşünebildiğinizce…
***
Bir gün, bir yerde; bir şiir okur, ya da bir şarkı dinlersiniz ya…
Sizi alır-götürür bir yerlere…
Sayın Varlı’nın anlattıkları da beni aldı-gitti…
Sulama birliklerine memur atanması, ardından sulama kanallarının özelleştirilmesi, özelleştirmeyi göstermelik yerli katılımcıların alması, bir süre da sonra sulama kanallarının yabancılara satılması…
Bugüne değin olduğu gibi; şeker fabrikalarında da böyle olacak, sulama kanalları içinde ‘ucu açık’ maddelere şimdiden yer verilmiş bile!
Ucu açık…
170418
EĞİTİM
Az önceYAZARLAR
Az önceYAZARLAR
Az öncePOLİTİKA
7 dakika önceYAZARLAR
24 dakika önceYEREL HABER
1 gün önceDÜNYA
2 gün önce