Hişt-hişt; ‘14 Şubat Dünya Öykü Günü’

ABONE OL
14 Şubat 2018 19:11
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

14 Şubat ‘Dünya Öykü Günü’ için kurucusu Özcan Karabulut şunları söylüyor:

Her hangi bir gün de olabilirdi ama neden 14 Şubat olmasın? Size şaşırtıcı gelebilir, Dünya Öykü Günü olarak 12 Eylül’ün olmasını öneren şair dostlarımız da vardı. Bu öneriyi kabul edemezdik, değil mi? Sait Faik, ‘sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey’ diyor. Biz ‘paylaştıkça, çoğaldıkça bir anlam kazanır’ diye ekledik ve Sait Faik’in bu sözünden hareketle dünya öykü gününün kutlanacağı gün olarak 14 Şubat’a karar verdik. Ankara’da Kitapkurdu’nda ülkemizin dört bir yanından gelen öykücülerimizle tartıştık, bu günü benimsedik. Öyküyle, sevgiyle, Sevgililer Günü’yle birleştirilen bir gün oldu 14 Şubat. Öte yandan hiç de basit bir değerlendirme olmaz diye düşünüyorum, öykü bizim sevgilimiz aynı zamanda…

Dünya Öykü Günü, Uluslar arası Ankara Öykü Günleri Derneği’nin çabalarıyla 2002 yılından bu yana ülkemizde kutlanırken, iki yıl sonra sözümona 2004’den beri de dünyanın birçok ülkesinde kutlanıyor.

***

14 Şubat, denilince hep tüketim ya da ‘tükettirme’ eylemi gelir ya insanın aklına; adına da ısrarla ‘Sevgililer Günü’ denir hoyratça…

Sevgiliyi, sevme-sevilme nedenini çarşaf çarşaf gazete ilanlarında, izlencelerin arasına sıkıştırılmış ‘açlık’ duygusu hiç bitmek bilmeyen reklamlarda karşımıza çıkaranların kutlaması…

Siz hiç sevgiliye ‘kitap’ verilmesinin tanıtımını duydunuz mu?

Ya da siz hiç sevgiliye ‘bilgi’ verecek bir eylemin 14 Şubatta önerildiğini gördünüz mü?

Kapitalizmin ürettiği, alalı-bulalı süs eşyalarını tükettiremediği, tükettiremeyince de ‘insan aklıyla’ oynanmanın olanaksızlığını görüp de eyleme geçmemesi düşünülemez…

Bugün açtığınız gazete sayfası, tuşuna dokunduğunuz televizyon, cep telefonuna gelen iletileri de buna ekleyecek olursak; çılgınca, çılgınca olduğunca da aptalca bir ‘tüketim’ yarışının içerisinde kendini yitirip giden bir topluluktan söz etmemek olası mı?

İsimleri ‘yabancı’ patentlilere uydurulmuş mağazalar, vitrinleri göz boyamaya odaklanmış kuyumcular, alışveriş mağazaları…

Her günkünden daha çok satmak, her günkünden daha çok tükettirmek için 14 Şubatı bekliyor.

Sistem yurttaşın çıkmazlarıyla, sorunlarıyla, işsizliğiyle, açlığıyla, yarınsızlığıyla, verdiği savaşla, yaşanan adaletsizlikle, ocağa düşen yangınla, eşsiz kalmış kadınla, babasız kalmış çocukla uğraşmak, toplumsal dinamiğe güç katmak için değil; 14 Şubatta tükettirmek için var…

***

14 Şubat Dünya Öykü Günü, Sevgililer Günün ile birlikte anılmak istenirse…

Okuduğum bir yazıda ‘öykü, yaşamın hişt-hişt sesidir’ diyordu bir tümce…

Hişt- hişt ‘yaşamın sesi’ olmalı…

‘Hişt-hişt’ bir uyarıcı ses, bir uyarıcı çimdik, bir titreyip kendine gelme eylemi…

Öykü öyle bir şey olmalı…

Liseli yıllarımızda Bekir Yıldız’ın sıla öyküleri ile güney doğu öykülerini okurduk bolca. Reşo Ağa’yı, Alman Ekmeği’ni, Türkler Almanya’dayı, Harran’ı, Beyaz Türkü’yü… Okura ‘hişt-hişt’ sesiyle bir şeyler anlatırdı. ‘Hişt baksana, orada bu da var.’ Ya da ‘hişt, bunu da bil’ der gibi iletisini verirdi.

Bizdeki medyanın ‘Öykü ile Sevgili’yi yan yana getirmek gibi bir uğraşı olacak mı, sistem buna ‘izin’ verecek mi? Aslında bu sorunun yanıtını hepimiz çok iyi biliyoruz.

Yarın belirli noktalar salt ‘sistemcil’ olarak düşündüklerimiz değil, kendilerini ‘muhalefet’; ezilenin, haksızlığa uğrayanın, adil olmayan yöntemle suçlananın, emekçinin yanında olduğunu her ‘fırsatta’ dile getiren sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, belediyeler ellerinde çiçeklerle ‘kutlama’ yaparken, ‘sevgililer günü’nün dışına çıkamayacaklar…

‘Sevgililer Günü’nü, ‘Dünya Öykü Günü’nün önüne taşıyacaklar…

***

Olsun…

14 Şubat ‘Dünya Öykü Günü’ olarak kutlamak isteyen, sistemin ‘tüketme’ eylemine ‘hişt-hişt’ tepkisini gösteren, yaşamın sesine de kulak kabartanlar da olacak…

Olsun…

14 Şubat ‘Öykü, Sevgili’ buluşmasını ‘paylaştıkça çoğalma’ bilinciyle buluşturanlar olacak…

Olsun…

130218

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP