Okullar açılırken ‘TEOG kalkmalı’ denilmesiyle birlikte yaşanan karmaşa, öğrenci ailelerini düşündürmeye başladı!
Bundan sonra ne olacak, sorusuna verilebilecek yanıt bugün için yok!
Kasımda yapılacak sınav için, günler öncesinden yapılan hazırlıkların öğrenciler için, aileleri için, dersaneler için, kitap basımcılar için ekonomik kaybı düşündürüyor.
Oysa TEOG gündeme ilk geldiği günlerde övgüler dizmeyen, gelecek kuşaklar adına sevindiriciliği anlatılan ne denli sözler duymuştuk öyle…
Başta iktidardan…
***
Bugün TEOG konusunda her tür yergiyi, her biçimiyle yapanlar ‘övenler’ değil miydi?
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ‘muasır medeniyetlere’ taşıyacağına dek anlatmıştı, çevresinden biri de çıkıp ‘bu sistemle mi olacak bu’ diye sormamıştı!
Anımsarsınız…
İkibinli yıllarda LGS diye bilinen liselere giriş sınavı vardı. İkibindörtte terk edilerek yerine OKS getirildi. Açılımı Ortaöğretim Kurumları Seçme-Yerleştirme Sınavıydı. İkibinsekiz yılında kaldırılıp yerine SBS denilen Seviye Belirleme Sınavı getirildi. İkibinonüç’e dek süren SBS, yerini hem öğrencilerin, hem de ailelerinin gözlerinin içine bakılarak övülen TEOG’a bıraktı…
Öğrenci ‘deneme tahtası’ ya da ‘yap-boz’ gibi üç-dört yılda bir ‘yeni’ bir sistemle tanışırken; her yeni sistem öncesinde eskiyi ‘hep’ yerden yere vurma alışkınlığı düşündürücü…
Tartışmadan, sormadan, araştırmadan yapılan ‘sistemin’ sonucu…
İkibinonyedi, TEOG sınavına iki ay kalmıştı ki; tu-kaka yapılarak kaldırıldı!
***
Şunu düşünüyorum:
Biz öncelikle ne yapmak istiyoruz?
Öğrencileri ‘çağdaş’ eğitim sistemiyle topluma kazandırmalı mıyız, yoksa çağın gereksinimlerinin dışına çıkarak ‘soru sormayı, düşünmeyi, sorgulamayı’ bilmeyen-beceremeyen bir sistemle mi yeni kuşağı eğitmeliyiz?
Bilimde, teknolojide ülkemizden söz edilmesini mi istiyoruz, yoksa; teknolojiyle uğraşmamayı mı, dilini bilmemeyi mi, matematiğe bakmamayı mı, bilişimden kaçmayı mı?
Bugün petrol zengini ülkeleri gibi çalışmamayı, üretmemeyi mi?
Buna karar vermeden içine ‘balıklama’ dalınan sistemlerin ne olduğu, ne yararlar sunduğu bilinmeden futbol amigolarına benzer yandaşların eşliğinde benimsemelerin sonucu bu!
Neye, kime, karşı yarıştıklarını bilmeyen kuşakların yaşadığı bir yer oldu ülkemiz!
Birçok tanıdığımdan bildiğim…
Çocukluğumuzda aklımızdan geçen, büyüyünce yapmak istediğimiz mesleğin ne olduğunu sorarlardı. O yalın çocuk aklıyla, herkes bir şeyler söylerdi…
Üstelik ‘o’ çocuk yıllarında söyledikleri meslekleri birçokları oyunlarında da oynardı…
Doktor olurdu, polis olurdu, öğretmen olurdu, ressam olurdu…
Peki bugün, ‘çocuk aklıyla’ söylenen ‘o’ mesleği yapan kaç kişi var acaba?
Ya da bugün, çevrenizde ‘en iyi üniversite’ diye adlandırılan okullardan mezun, ancak bölümünü sevmeyen kaç tanıdığınız var?
İşiyle ‘barışık’ olmayan tanıdıklardan söz ediyorum…
Biz böyle, ‘nedeni’ bilinmeyen yarışlarda çocuklarımızı harcamak, ter döktürmek, üç-dört yılda bir değiştirilen eğitim sistemi yerine; eğitim sistemlerini yıllardır değiştirmeyen, toplumla-insanla iç içe, yaşamı bilen, yarın yapılacakları gören, geleceğe ışık olan kuşaklar yetiştiren ülkelere yüzümüzü dönmek zor bir şey mi?
Onlarca üniversiteyi, binlerce mezunu dünya sıralamasında yer bulamadan eritiyoruz!
***
TEOG kaldırıldı.
Yerine gelecek sistemin daha adı, açılımı, biçimi tartışılırken yeni müfredat yaşamımıza girdi.
Okullarda nasıl bir seçmeye geçileceği konusunda her öğretmenden ‘farklı’ açıklamalarla evlerine dönen öğrenciler ailelerini soru yağmuruna tutuyor.
Bir tanıdığım ‘iktidarın bilmediği sınav sistemini öğretmenler konuşuyor, çocuğumun soruları karşısında ne yapacağımı bilmiyorum’ diyor.
Bilen var mı?
TEOG kaldırılmadan bunun anlatılması, tartışılması, eksiklerin giderilmesi gerekmez miydi?
Başka konularda olduğu gibi ‘yanıldık’ demek yetiyor mu?
230917
EĞİTİM
15 saat önceYAZARLAR
16 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceEĞİTİM
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce