Anlamak için üç-beş yıl mı?/1

ABONE OL
12 Eylül 2017 19:38
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

‘Şehir Hastanesi’ tartışmaları sürerken Adana’da geçtiğimiz günlerde düzenlenen ‘Şehir Hastanesi uygulaması ne getiriyor, ne götürüyor’ konulu panel kanımca göz ardı edilmeden sorgulanmalı, irdelenmeli…

İktidarın kalemşörlerinin‘eylem anında’ olayı öve öve bitiremediklerine, sonra da ‘bakın nasıl değiştiriliyor’ denerek ‘u dönüşü’ yaptıklarına çokça tanık olduk!

Hepsini tek tek açmak yerine ‘ne istediniz de vermedik’den, ‘yanılmışız, aldatıldık’ denilen günleri anımsayalım…

Bir de hani ‘Sağlık Bakanlığı cemaate teslim’ denildiğinde seslerini yükseltenler, bakanlığın son aldığı ‘hastane yönetimine doktor atanması’ zorunluluğunun yeniden getirilmesi ekranlarda övülmeye başlandı bile!

Altı yıldır ‘cemaat’ olgusunun üzerine ‘din söylemli’ dayanaklarla destek olanlar, bugün ‘hükümet bu yanlışı gördü’ diyorlar!

İlle de aradan üç yıl, beş yıl, on yıl geçmesi mi gerekiyor ‘birlikte yürüdük biz bu yollarda’ demenin yanlışlığını anlamak için?

Şimdi Şehir Hastaneleri konuşulurken ‘yanlışlar’ anlatılıyor; hükümet ya da hükümet yanlıları ‘yanlışı’ kabul etmedikleri gibi, yapılanlarını yerli-yerinde olduğunu anlatıyor.

Bunu ‘görebilmek’ içinde mi üç-beş yıl gerekiyor?

***

Adana Tabip Odası ile SES Adana şubesinin ortaklaşa düzenlediği ‘ne getiriyor, ne götürüyor’ konulu panel Adana’da geniş yankı uyandırırken, sistemsel yanlışların da altı çiziliyor.

SES Adana şube başkanı Muzaffer Yüksel konuşmasında şu sözlere yer veriyor:

‘Birilerinin hayali Şehir Hastanesi açmaktı. Benim hayalimse sağlığın kaliteli ulaşılabilir olması, eşit, katkı, prim payı olmadan sağlığın ücretsiz sunulması. Doktora derdimi anlatırken tedavi olmak. Hastalanmamak, hastanede müşteri gibi görünmemek…’

Bu söylenenlerin hangisini kaldırıp atalım ki?

Şunu biliyoruz; Tıp Fakülteleri artık eskisi gibi hekim’ yetiştirmiyor. Hastayı görünce tanısını koymak yerine makineye yöneliyor! Müfredatın bilimden, anlamadan, sorgulamadan uzaklaşmasının yansıması sağlıkta da kendini gösteriyor. Üniversitelerde ‘doktor’ değil, ‘mezun’ yetiştirilmesinin sonucu olarak da ‘hasta’ ‘müşteri’ gözüyle görülebiliyor!

***

Panelde konuşan Adana Tabip Odası Başkanı Doç, Dr. Ali İhsan Ökten iktidar görev süresi içinde yaptığı yanlışları vurgularken aile hekimliğinin gerçek amacından uzaklaştığını, Kamu Hastaneleri Birliği’nin iptal edilip Sağlık Müdürlüğü sistemine geçildiğini, Genel Sağlık Sigortasının da uygulanamadığını belirttikten sonra, sözlerine şunları ekliyor:

‘Özel bir yasayla çıkarılan Şehir Hastaneleri yap-işlet-devret yöntemiyle yapılan, normalde üç-dört yılda kendisine sahip olacakken yirmibeş yıl boyunca kira ödeyecek olan çocuklarımızın geleceğini gasp eden bir sistemdir…’

Bu konuyu daha önce de bu köşede şunları yazmıştım:

‘En başta, üçüncü köprüde şirkete ‘geçiş sayısında verilen güvence’ gibi ‘sayıya ulaşılmadığı durumlarda devletçe karşılandığı herkesçe biliniyor! Benzeri ‘Şehir Hastaneleri’ için de geçerli olacak… Örneğin şirkete denecek ki, ‘her aya sana yirmibin hasta’, ‘karşılanmayan her hasta için de şu kadar bedel!’ eğitimde her yıl güç kaybetmemizi bu imbikten de geçirelim… Peki, ‘bir ayda gelecek hasta biliniyorsa…’ Sorum: Bu aç gözlüler mi hasta ediyor bizi yoksa?’

Başkan Ökten konuşmasında, kırkikibin yataklı hastane yapıldığı söylenmesine karşın yatak sayısının artmayacağını belirttikten sonra sözlerini şöyle sürdürüyor:

‘Bir yandan tıbbi malzeme çöplüğüne dönerken, bir yandan da dev şirketler için teknoloji pazarı olmuş durumdayız. Adana’da yapılan binbeşyüzelli yataklı hastanenin maliyeti altıyüzseksenmilyon dolardır. Plansızlık sonucu güney Adana’da hastane kalmadı, aynı güzergahta üç üniversite hastanesi, adliye, okullar, otoban giriş-çıkışı ile trafiğin getireceği gürültüyü, hava kirliliğini unutmamak gerek!’

***

Bir kez yapılan yanlışa ‘af’; tamam!

İkinci kez yapılan yanlışa ‘af’; olmaz ama neyse, tamam!

Üçüncü kez yapılan yanlışa ‘af’; bağışlanmaz, bağışlanmamalı…

110917

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP