1 mayıs

ABONE OL
28 Eylül 2015 08:35
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemizde ‘hep’ tartışmalara neden olmuş olan 1 Mayıs konusunda herkes bir şeyler konuşmasına karşın, çoğu zaman olaydan kopulduğunu, başka bir alana doğru kaydırıldığını düşündüm.

Bilinmesi gerekmesine karşın, ‘ısrarla’ bilinmemesi konusunda başarılı olan bir katmanın da ülkemizde var olduğuna inanıyorum.

77 1 Mayıs’ını anlatırken bile ne denli işçinin ‘bayram sevinçlerini’  sindiremediklerini çıkarırım konuşmalarından…

Çünkü 77 1 Mayıs’ı işçilerin çıkardığı bir katliamdır bu katmana göre…

Çünkü 77 1 Mayıs’ı işçilere gösterilen hoşgörünün sonucudur.

Çünkü 77 1 Mayıs’ı işçilerin birbirlerini çekemeyişlerinin fotoğrafıdır…

Bu katman, ülkemizde üretim araçlarını ellerinde, ‘maşalar’ aracılığıyla ‘provokasyonlar’ yaptırabilen bu sistemin egemen sınıfıdır!

Egemen sınıfta işçinin, emekçinin, köylünün bilmesini istemez; 1 Mayıs’ı olduğu gibi…

 

* * *

Konuyu açayım; peki nedir 1 Mayıs?

Tarihe sekiz saatlik iş gününün başarısı olarak geçer, 1 Mayıs.

1856 yılında Avustralya- Melbourne kentinde, inşaat işçileri günde dekiz saatlik iş günü için üniversiteden Parlamento Evi’ne dek yürürler…

İşçilerin direnişi yalnız Avustralya’da mı; hayır, Avrupa’da, Amerika’da da benzerleri vardır…

Ondokuzuncu yüzyıl, işçiler için ‘kötü çalışma koşullarının’ anlaşıldığı yıllardı.

Sanayi devrimi’yle yıkılan feodalizmin devrimci ayağı durumundaki burjuvazi, işçileri zor koşullarda çalıştırırken değişen bir şey vardı artık…

İşçi sömürüldüğünü, ezildiğini, iş gücünün çalındığını biliyordu artık…

Amerika’da 1860’da işçiler direnişe geçip greve yaparlar.

Buna karşın 1874 yılında işverenler dört eyalette birden ücretlerin düşürülmesine karar verirler.

Bu karara direnen işçilerin düzenledikleri kitlesel bir toplantı bastırılıp, birçok kişinin yaralanması, tutuklanması sağlanır. Bir düre sonra Pensilvanya’da kömür işçileri harekete geçer, direniş kanlı olur. On işçi lideri asılır, bir o kadarı da zindana atılır. Amerika’da işçi hareketi sürerken işverenlerin de baskısı artmaktadır. 1877 yılında tüm baskılara karşın işçi eylemleri doruğa çıkar. Oniki demiryolu işçisi yaşamını yitirir, ancak işçi sınıfı örgütlenmeden ödün vermez…

1888 yılında toplanan Amerikan İşçi Konferasyonu sekiz saatlik işgününü elde etmek için, her yılın 1 Mayıs günü kitle gösterileri düzenleme kararı alır… Yine aynı tarihte Fransa ile Belçika İşçi Sendikaları Konfederasyonları da sekiz saatlik işgünü için eylem kararı alıyordu.

14-21 Temmuz 1889 yılında Paris Kongresi ile 2. Enternasyonal, 1 Mayıs’ı işçi sınıfının uluslararası birlik-dayanışma günü olarak tanıyacaktı.

1890 yılından sonra da 1 Mayıs’lar dünyada uluslararası işçi bayramı olarak kutlanacaktı…

 

* * *

1 Mayıs, 1906 yılında kutlandı ilk kez…

  1. Meşrutiyet’ten bir yıl sonra, 1909 yılında Üsküp’te Bulgar, Sırp, Türk işçilerinin katılımıyla kutlandı.

1910’da Selanik ile birlikte birkaç Rumeli kentinde…

1911’de Üsküp, Selanik, İstanbul, Edirne, diğer Trakya kentlerinde…

Selanik’te ondörtten fazla sendika ile birlikte Yahudi, Bulgar, Yunan, Türk işçileri katıldı.

1925 yılına dek ülkemizin değişik yerlerinde kutlanan 1 Mayıs, yoğun bir baskıyla karşılaştı. Çıkarılan bir yasa ile de İşçi Bayramı, 1 Mayıs Bahar Bayramı’na dönüştürülecekti. İkinci Dünya Savaşı sonuna dek, her yıl bunalımlarla geçti, işçiler üzerinde baskılar doruğa çıktı!

İkinci Dünya Savaşı sonunda sendikal gelişmeler olurken, çok partili yaşama geçilmiş, işçi sınıfı sistemin de desteğiyle ‘bölünmesi’ sağlanmıştı.

İşçi sınıfı iki parça…

Biri tarihsel gelişimini değerlendirerek gücünü göstermeye çalışırken, diğeri de tarihsel gelişimi unutturmaya çalışan egemen sınıfın elleri arasında 1 Mayıs’ın ‘komünist bayramı’ biçiminde algılanmasının önünü açıyor…

 

* * *

Bu yıl 1 Mayıs Taksim’de kutlanacak.

77’de, 37 kişinin yaşamını yitirdiği alanda ‘sekiz saatlik iş gününün’ kazanılması adına işçi sınıfı ‘dayanışma’ örneği gösterecek…

Oysa, sekiz saatlik iş gününden öyle yararlananlar olmuştu ki; neden onlar da yoklar?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP