“Uzmandan” anne/ babaya ders…

ABONE OL
13 Haziran 2022 10:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Nasıl bir eğitim aldıklarını, kimlere yardımcı olacaklarını bilmiyorum, ancak son zamanlarda sıkça karşılaştığımız “uzman” önadıyla kendini tanıtan, dalında herkese yön verebildiklerini öne sürülen, verdikleri bilgilerle topluma katkı sağladıklarına inanılan bir katman var!

Örneğin biraz ekonomik birikimin varsa nasıl değerlendirebileceğini, sınava girecek çocuğuna nasıl davranacağını, kilo alana nasıl beslenmesi gerektiğini, anlaşamayan çiftlerin nasıl davranması gerektiğini, alış-veriş yaparken nelere dikkat etmesi gerektiğini…

Saymakla bitecek gibi değil!

Bir arkadaşım, “uzmanlık” ya da “yaşam koçluğu” adı altında çok satan yapıtlara takmıştı bir ara, “ne bu ya” demişti! “Sen bilmezsin, ben bilirim demek gibi bir şey bu! İnsanları aşağı görmekten uzak durmalılar” diye tepki göstermişti.

Tam da o denli olmasa da, çoğu zaman “sınırları” aşanlar da oluyor ama; yapma, düşünme, rahat bırak…

***

Yeni gelen bir bülten var elimde; benzerini sıkça alıyorum…

Kendine “eğitimci-kişisel gelişim uzmanı” önadını varmış, LGS ile üniversite sınavı öncesinde öğrenci yakınlarına önerilerde bulunuyor!

Çocuk yetiştirmiş midir, çocuğu yetiştirirken hiç geceleri uykusuz kalmış mıdır, sabahın erken saatinde onunla yola çıkmış mıdır/ elinden tutup okula götürmüş müdür/ çıkışında kapıda beklemiş midir?

Ekleyelim; yolda elele yürümüş müdür, yürürken istediğini alamadığı için üzülmüş müdür, bayramlığını alırken zorlanmış mıdır, büyüdükçe artan masrafları karşısında düşünmüş müdür…

Ekleyelim; çocuğunun yaşama tutunabilmesi için çaba harcamış mıdır, okula giderken dersaneye göndermiş midir, her acısında acılanmış mıdır?

Önerilerde bulundukları, “tüm” bunları her yönüyle yaşayan/ zorlanan/ acılanan anne/ babalar…

***

“Uzmanın” ilk önerisi şu:

“Koşulsuz yanında olduğunuzu hissettirin!”

Anne/ babaya “çocuğunun yanında durma, ona destek olma/ başının çaresine baksın” diyebilir misiniz? Haydi, bir deneyin de göreyim sizi!

Can/ ciğer olduğunuz, yanında olmayı yeğlediğiniz biri için, “yüzüne sevdiğini söyle” diyorsunuz! “O” sevgiyi anlatmaya nasıl “söz” yetmezse, anne/ babaya “yanında olduğunuzu hissettir” demek de gereksizlikten öte, hırpalayıcı bir yaklaşım!

Ardından gelen öneri “umudunu korumayı sağlayın”…

İki tane biyoloji, bir tane Freud okuyup insanların karşısına çıkarak “umudunu korumayı sağla” diyorsun anne/ babaya! Annenin/ babanın umutsuz olmasını gerektirecek “şey” her neyse, öyle bir başına çözülebilecek olgular mı?

Sınav öncesine özgü bir de!

Haydi, “o deyince” olsun bir kez! Ya bunun öncesi vardır, bugünü vardır, elbette yarını da yaşanan geçmişten oluşacaktır! Dün yaşananlardan bir çırpıda uzaklaşılmasını istemek; var mı böyle bir yaşam?

Doktora gidiyorsunuz; bir sürü yaşamışlıklarınız var, bir sürü yetmezlikleriniz var, beslenemiyorsunuz/ doyamıyorsunuz/ sevinemiyorsunuz, “bunları düşünmemelisiniz” diyor!

“Düşünme” deyince, “düşünülmemesinin” olanaksızlığını biliyor aslında da, olgunun üstesinden gelemeyeceğini anladığı için hastayla alay ediyor!

“Umudunu korumayı sağla” demenin de içinde böyle bir “bilmezlik/ alay” var!

***

“İktidar”, sanki gençliğin sorunlarının bir parçasını çözecekmiş gibi, biliyorsunuz üniversite girişte baraj puanını kaldırdığı gibi, sınav süresini de otuz dakika artırdı!

Sınava girenlerin hepsinin üniversiteye yerleşmesi sağlanacak, zorla da olsa bitirtilecek, meslek edinmesi zorlaştırılacak, işsizlik artırılacak, işyerlerine yardımcı çalışan bulunamayacak…

Bunun için “uzman” görüşüne ne gerek olduğunu düşünenlerdenim!

Onlarca zaman harcanarak yapılan konuşmalar, düzenlenen izlenceler, çalı/ çırpıya ödeme yapmaktan haz alanların kıskançlık çığlıklar, “benim çocuğum en iyisini yapar” duruşlar…

Sıkıcı, hem de can sıkıcı geliyor bana!

“Kendi stresinizi öğrenciye yansıtmayın, öğretmen rolüne girmeyin, sınav öncesi öğrencinin rutinini bozmayın, sınavdan birgün önce çok önemli, sınav günü yeni kıyafet giymemeli, sınavdan önce onbeş dakika yürümeli, sınavdan önce tempoyu azaltmalı…”

Bunları bir robota yükleseniz, “bu denilenin dışına çıkma” diye koşullasanız ret eder büyük olasılıkla!

Örneğin hem anne/ babaya bunları önereceksiniz, hem de “öğretmen rolüne girmeyeceksin” diyeceksiniz; akılcı bir durum mu?

***

Yok, sistem aslında kimseye güvenmiyor, kimsenin özgür istencine göre davranmasını istemiyor…

İstiyor ki daha çok ezilsin, daha çok hırpalansın, daha çok kendini aşan “şeylerin” peşine düşsün…

Düşünür, “kaldıramayacağın yükün altına girme; ezilirsin” der!

Bunca zorlukla birlikte, bir de “uzman” yüklerini bindirmeyin insanların omzuna; yapmayın!

110622

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP