yonetici

yonetici

24 Kasım 2024 Pazar

Yağma alanı genişliyor…

Yağma alanı genişliyor…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Canlı yaşamı için, denildiğinde akla gelen yalnız insanlar değil; ağaçlar, hayvanlar, bitki örtüsü… Bunların her biri birbirini tamamlar. Bir ormanın ağaçsız olması, ya da yaşayan hayvanların barınacak yerlerinin kalmaması insanı büsbütün etkiler. Ülkemizde ormanlık alan denildiğinde çam ağaçlarının yanı sıra zeytinlik alanlar da anımsanır. Salt doğada oluşturduğu denge olarak değil, ülkeye kattığı ekonomik değer de önem kazanır. Şimdilerde, iktidar önce zeytinlik alanları madenciliğe açacağını söyledi, ardından da sit alanlarının. Bu doyumsuzluk, bu duyarsızlık da her duyarlı yurttaşı kaygılandırdı. Konuyla ilgili güzel bir yazı…

soL’dan Yusuf YAVUZ’un yazısı şöyle:

Zeytinliklerin enerji amaçlı madenciliğe açılmasına yönelik tepkiler sürerken 5 Mart’ta gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile doğal sit alanlarında madencilikten HES’lere, rüzgâr ve güneş santrallerinden doğalgaz hatlarına birçok faaliyetin yapılabilmesinin önü açıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı yönetmelik değişikliği, Nitelikli Doğal Koruma Alanlarında içme suyu amaçlı baraj ve göletler ile tarımsal sulama amaçlı göletlere, Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları’nda ise tarım ve hayvancılık amaçlı entegre tesislerin yapılmasına da olanak sağlayacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca hazırlanan “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” 5 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Sit alanları yeniden tanımlandı, sınırları değiştirildi

Geçmişte doğal sit alanı olarak üç ayrı dereceye ayrılan korunan alanlar, Bakanlıkça ülke genelinde yürütülen çalışmalar kapsamında yeniden tanımlanarak ‘Kesin Korunacak Hassas Alan’, ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ve ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak üç ayrı kategoriye ayrılmıştı.

Yapılan Yönetmelik değişikliği ile tıpkı zeytinliklerde olduğu gibi korunan alanlarda da enerji yatırımlarına yönelik kolaylıklar sağlanması dikkat çekiyor.

‘Kesin Korunacak Alanlar’da altyapı tesisi izni

Buna göre ilgili yönetmeliğin “Kesin Korunacak Hassas Alanlar”la ilgili uygulamaları belirleyen 7. maddesine şu fıkralar eklendi:

“Bu alanlarda, kesin yapı yasağı olmakla birlikte faaliyetlerin niteliğine, içeriğine ve zorunluluk haline ilişkin Bölge Komisyonları tarafından yapılacak değerlendirmeye göre; a) Kamu menfaati gereği zorunluluk arz eden hallerde mevcut yol güzergâhı kullanılması koşuluyla atıksu, içme suyu, doğal gaz ve elektrik hatları, b) Ulusal güvenlik için zaruret arz eden tesisler, c) Orman yangın yolu açılmasına, ormanların bakım ve onarımına, biyotik zararlılarla ve abiyotik (yangın, sel, fırtına) etkenlerle mücadele edilmesine yönelik çalışmalar, ç) Dalyan ve lagün ekosistemlerinde doğal dengenin devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum görüşleri doğrultusunda ve herhangi bir yapı yapılmamak şartıyla alanın özelliğinden kaynaklanan geleneksel avcılık yöntemleriyle yapılan balıkçılık faaliyetleri, yapılabilir.”

Daha önce bu alanlarda yapı yasağı vardı

Değişiklik öncesi söz konusu yönetmeliğin ilgili maddesi şöyleydi:

“Kaynak değerlerinin korunması için; alan kullanımı ve alana tüm etkilerin sınırlandırıldığı, gerektiğinde insanların bölgeye girişlerinin engellendiği, bilimsel araştırmalar, eğitim ya da çevresel izleme amacıyla özel önlemler alınarak korunacak kara, su, deniz alanları olup, Cumhurbaşkanı kararı ile ilan edilerek yapı yasağı getirilen mutlak korunması gereken alanlardır.”

Daha önce bilimsel faaliyetler için ayrılan “Kesin Korunacak Hassas Alanlar”ın kamu yararı ve zorunlu haller gibi gerekçelerle enerji, doğalgaz ve atıksu hatları, orman yolları ve güvenlik yapılarına açılmış olması dikkat çekiyor.

Korunan alanlarda HES ve barajlar yapılabilecek

Yönetmeliğin, “Nitelikli Doğal Koruma Alanları”yla ilgili iş ve işlemleri düzenleyen 8. maddesinde yapılan değişiklikle de Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonları tarafından yapılacak değerlendirmeye göre bu alanlarda ulaşım, elektrik ve içme suyu hatlarıyla trafo, otopark ve alanın korunmasına katkı sağlayacak tesislerin yapılmasına olanak tanınıyor. Değişiklikle ayrıca “Nitelikli Doğal Koruma Alanları”nda HES’lerin yanı sıra rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri, içme suyu amaçlı baraj ve göletler inşa edilebilecek; beton, asfalt gibi malzemelerin kullanılmadığı açık spor alanları, çadırlı kamp ve karavan ile günübirlik faaliyetler yapılabilecek.

Turizm ve yerleşimlere izin verilecek

Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak ayrılan yerlere ilişkin yapılan yönetmelik değişikliği ise Bölge Komisyonu tarafından yapılacak değerlendirmeye göre; kesin korunacak hassas alanlarda ve nitelikli doğal koruma alanlarında izin verilen faaliyetlere ek olarak doğal ve kültürel bakımdan uyumlu düşük yoğunlukta faaliyetlere, tarım ve hayvancılık amaçlı entegre tesislere, hidroelektrik, rüzgâr ve güneş enerji santralleri ile turizm ve yerleşimlere izin verilecek.

Yönetmelik 9 yılda üç kez değiştirildi

Korunan alanların tespit ve tescili ile bu alanlardaki uygulamaların belirlendiği yönetmelik, 16 Mart 2020 tarihinde çıkarılan Cumhurbaşkanı kararı ile daha önce de değiştirilmiş, korunan alanlarda madencilik, balıkçı barınakları ve turizm amaçlı yapılaşmanın önünü açan yeni düzenlemeler getirilmişti.

Ayrıca ilgili yönetmelikte 27 Ekim 2017 ve 19 Şubat 2013 tarihlerinde yapılan kimi değişikliklerle korunan alanların kullanıma açılması yönünde yeni uygulamalar getirildi.

Biyoçeşitlilik zengini Türkiye korunan alanları artırmalı

Biyolojik çeşitlilik açısından tüm Avrupa kıtasına yakın bir zenginliğe sahip olan Türkiye, korunan alanlar açısından ise Avrupa ülkelerinin çok gerisinde bulunuyor. AB ülkelerinin korunan alan yüzölçümleri ülke yüzölçümlerinin yüzde 25’i düzeyinde olduğu kaydedilirken Türkiye’de bu oran yüzde 8 seviyesinde.

Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin doğal ortamlarında geleceğe aktarılabilmesi için korunan alanlarının miktarını ülke yüzölçümünün yaklaşık üçte birine çıkarması gerektiği savunuluyor.

 

Doğal sit alanlarının Türkiye coğrafyasına dağılımı