Mehmet Halil Arık

Mehmet Halil Arık

07 Nisan 2024 Pazar

Ey İnsanoğlu!…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Siz siz olun; “SEN KİMSİN?”diye posta koyana, SAKIN OLA Kİ; güç, makam ve fırsat vermeyin!. Felakete ilk adımdır bu.
Kompleksleri vardır insanların. Suskun ve alıngandırlar örneğin. Veya öfkeli ve saldırgan…
Kişileri bu davranışa iten güç, bilinçdışında var olan ve karar verme yetisini yani sağduyuyu etkileyen, baskı altında tutan, ruhsal dengesizliklere neden olan karmaşıklıktır.
Bazıları bu komplekslerini bir biçimde erdem, bilgi ve becerilerini hem geliştirerek, hem de başka yönlere kanalize ederek yenmesini bilmişler, o komplekslerini ego ve ihtiraslarını motive edip daha da büyümesinin önüne geçmişler. Toplumun uyumlu ve faydalı birer bireyi olarak normal yaşamlarını sürdürmesini bilmişlerdir..
Bazıları ise, ki özellikle çocukluk dönemlerinde uğradıkları olumsuz deneyimleri ve travmalari, yetişkinlik dönemlerinde de atlatamamışlardır. Bu kişiler, özellikle erk ve yetki sahibi olduklarındaı toplumdan toptan intikam almak adına hırs ve egolarını büyüttükçe büyütmüşlerdir. Bu davranış normal değildir ve bu tedavisi zor bir bozukluktur.
Sahip olduklar ne güç, ne para, ne makam tatmin eder onları. Ulaştıkları her hedef daha da iteler, kamçılar hırslarını, ve doyumsuzluğa iter onları. Salt küçük dağların yaratıcısı değil, asrın lideri olarak anılmak bile tatmin etmez onları. Böylesi bir durum, normal insan davranışları ile ölçümlenemez. Toplum içinde bu kişiler, felaket ölçeğinde tehlikelidirler.
Bu tür kişilik sahipleri toplumları büyük felaketlere sürüklemiştir. Tarih sayfaları bu türden acılarla doludur.
Bu tür kişileri ele veren bazı eylemleri şöyle sıralayabiliriz
1- Kendilerinden başka hiç kimseyi sevmezler ve güvenmezler. Herkes onlar için kullanılacak metadır. Bir kullanımlık mendil hükmünde ve “kul” değerindedir
2- Her konuda, benmerkezci, egoist, hırslı ve kindardırlar.
3- Her konuda kendilerini sadece yetkili değil, bilgili ve yetkin de görürler. Şayet literatürde onlar için yeni bir terminoloji bulunacak olsaydı karşılığı “herbokolog” olurdu.
4-Gerektiği zamanlar dışında bile yalanı ve iftirayı, hedefe götüren araç olarak görürler. Bu nedenle de ne ahlak dışı ne de inançdışı sayarlar.
5- Dün söylediklerini ertesi günü inkar etmekten kaçınmadıkları gibi, hiçbir zaman söylemediklerine de sahip çıkmayı edepli davranış sayarlar.
6-Bilgi ve bilim ile karşısındakileri ikna yerine, sanal ve akıldişi safsataları inanç kisvesi altında sunmayı aldatmaktan saymazlar. Dini bile, çıkarlarını mevkilerini ve makamlarını korumak adına kullanmakta beis görmezler.
7- Bütün bunların ötesinde nerede ne zaman, ÜNÜ ÇIKTIĞI BOYDAN, ÖNÜNE GELEN “SEN KİMSİN!?” diyerek POSTA koyan birisini duyarsanız, işte orada kişilik bozukluğu içinde bir muhteris kindar vardır!…
İnsanoğlu!… Siz siz olun; toplum sağlığı için, postasını “SEN KİMSİN?”diyerek koyan kişiye, SAKIN OLA Kİ; güç, makam ve fırsat vermeyin!.Ey