19 Kasım 2024 Salı
Gündoğdu YILDIRIM
Neyi merak ediyorum, biliyor musunuz?
Başka ülkelerde de bizde olduğu kadar rejim kavgası var mıdır?
Aradan geçen 99 yıla karşın hale bir rejim kavgasıdır, sürüp gitmekte…
Cumhuriyet mi, Osmanlı mı?
İsterseniz, gerilere gidelim…
Eski tarihlere…
Türkler bugüne kadar, on altı Türk devleti kurmuşlar…
Hunlarla başlamış, Türkiye Cumhuriyetli ile sonlanmış…
Tabii ki!
Yıkılışlar, kuruluşlar kolay olmaz…
Sancılı olur…
Bu bir gerçek…
Bu işin doğasında vardır…
Yeniler ve eskiler…
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın yerine kurulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti yeni, Osmanlı eskidir…
Yeniden, eskiden ziyade Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı arasında şöyle bir fark var:
Türkiye Cumhuriyeti, demokrasiyi; Osmanlı, monarşiyi temsil eder.
Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte monarşiden, demokrasiye geçilmiştir…
Osmanlı bir monarşi devletidir.
Taşıyla, toprağıyla; toprağın üstünde yaşayan insanıyla…
Ülke, tümden bir kişinin egemenliğindedir…
Daha doğrusu ülke bir kişinindir.
O bir kişi öldüğünde, yerine oğlu geçer…
Oğlu ölünce, oğluna bırakır ülkeyi…
Demokrasi, eşitlik, adalet, liyakat…
Ne bileyim işte…
Aklınıza ne gelirse…
Monarşide…
Yoktur…
Tepede bir padişah vardır…
Ne söylerse odur…
Her sözü kanundur…
Bu kadar…
Neden hala Osmanlı?
Anlamış, değilim!
Bu ülkede “yani Cumhuriyette” yoksul bir ailenin çocuğu cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili, genel müdür vb. olabiliyor.
Bugüne kadar cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin özgeçmişini inceleyin, ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız.
Bu ülkede hak eden, hak ettiği yere gelebiliyor.
Kimin kim olduğunun bir önemi yok…
Sınıf, zümre, ırk, din, cinsiyet ayrımı yok…
Eşit yurttaşlık var…
Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Anayasa ile tescillidir.
Neresinden bakarsanız bakın…
Ne derseniz deyin…
Batı demokrasisine entegre olmuş bir cumhuriyet, çok değerli ve de kıymetli…
Monarşi mi, cumhuriyet mi?
Tabii ki, cumhuriyet!