Ömer ALPDOĞAN
Anımsayacaksınız, 26 Ocak Cuma günü bu köşede “Cevheri’nin Hüseyin Sözlü planı tutmadı” başlıklı bir yazı yayımlamıştım.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’dan Adana’da güçlü bir aday çıkarmak amacında olduğunu, bunu için belediye başkan adaylarını belirleme yetkisi isteyen; yetkiyi alınca da MHP’li Hüseyin Sözlü’ye Demokrat Parti’nin adayı olması için teklif götürdüğü ancak olumsuz yanıt aldığını yazmıştım..
Yazıdan sonra çok farklı kişilerden bir başka bilgi geldi..
Meğer, Hüseyin Sözlü’yü Demokrat Parti’nin adayı yapmak ilk plan değilmiş..
Plan öncesi plan varmış..
Hüseyin Sözlü’nün DP adayı olması planının sahibi Cevher Cevheri ile Demokrat Parti (eski DYP)’nin Adana’daki eski il başkanlarından Fırat Özkan, Çiftçiler Birliği eski Başkanı Cumali Doğru, Türkiye Jokey Kulübü eski Başkanı Behçet Homurlu daha öncesinde bir başka girişimde bulunmuşlar..
MHP il Başkanı Yusuf Kanlı’nı Kasım ayında adı geçen kişilere yaptığı ziyaretten sonra, adı geçen tüm “eski” milletvekili ve başkanlar oturup Cevher Cevheri ile birlikte bir plan geliştirmişler..
O zamanlar MHP’nin Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığında Hüseyin Sözlü’nün kesin aday gösterileceğini düşünerek, Sözlü üzerinden plan yapmışlar..
Plan şu. Hüseyin Sözlü Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilk sıraya DYP eski il başkanlarından Fırat Özkan’ı yazacak.. Her ikisi de seçileceği için Hüseyin Sözlü Büyükşehir Belediye Başkanı, Fırat Özkan da Başkan Yardımcısı ve Vekili olacak..
Tıpkı, Sözlü’nün belediye başkanlığında DYP’li Murat Cevheribucak’ın belediye meclis üyesi ve başkan yardımcısı olması gibi..
Bu plan kapsamında da MHP il başkanlığına ziyaretler gerçekleştiriyorlar..
Ancak, MHP’nin Adana Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını AK Parti’ye bırakmasıyla bu plan bozuluyor..
Sonrasında Cuma günü yazdığımız plan devreye alınıyor..
Ancak bu planda, Cevheri ve Demokrat Parti’nin eski ağır toplarının MHP üzerinde ilk planları gibi sonuçsuz kalıyor..
Planlarla ilgili bilgi sahibi olan kimi Demokrat Partililer, aslında birinci planın Hüseyin Sözlü tarafından kabul gördüğünü de iddia ediyorlar..
Eğer Bahçeli, Adana Büyükşehir Belediyesi’ni AK Parti’ye bırakarak bilmeden de olsa Demokrat Partililerin planlarını bozmasa, 31 Mart sonrasında MHP’li belediyelerde MHP’li değil DP’li bir başkan yardımcısı (belki de daha fazla) görecektik..
Tıpkı 2014 seçimlerinden sonra bir DP’li, ANAP’lı iki başkan yardımcısı ve vekili gördüğümüz gibi..
MHP’liler, kendi çalışmaları ve oylarıyla seçilecek bir belediyede Demokrat Partili eski siyasetçilerin yönetim kademelerine yerleştirildiğini görme ıstırabının ikinci kez yaşamalarını ve hüsrana uğramalarını önleyen Genel Başkan Devlet Bahçeli ve Genel Merkez Yönetimine binlerce kez teşekkür etmeli..
Bir kez satan her zaman satar!
Hemen her siyasal partide, mevcut belediye başkanlarının aday gösterilmeyince başka partiden aday olmaları karşısında şaşkınlık yaşıyorlar..
Hatta hayal kırıklığına uğruyor, tepki gösteriyorlar..
Bu tür şaşkınlık ve tepkiyi Adana’da da bir hayli fazla yaşanıyor….
Halbuki, şaşıracak bir durum yok ortada..
Ülkemizdeki siyasal anlayışın doğal bir sonucunu, doğal bir ilkesizliğini yaşıyoruz..
Kimileri, aday gösterilmeyince başka partiye koşan siyasetçileri partisini ve davasının satmakla suçluyorlar..
Öyle düşünenler açısından bakalım..
Siz, aday gösterilmediği için partisinden ayrılıp size geleni aday gösterirseniz, o kişinin sizden sonra bir başka partiden aday olacağını bilmelisiniz..
Satmaya alışan, bir kez satan, her zaman satar..
Bana bu gerçeği 1990’lı yıllarda o zamanlar MHP’nin en yetkili isimlerinden olan merhum Recai Yıldırım anımsatmıştı..
Yıldırım’ın sahibi olduğu bir kuruluşa bir arkadaşımı önermiştim..
Kendisi yok dese de, kuruluş başındaki kişiye “ben Recai Yıldırım ile konuştum” diyerek ikna etmiştim..
Sonrasında merhum Yıldırım, beni yanına çağırarak niçin olmaz dediğini açıkladı..
O arkadaşın parti içinde rakibi olan bir başka siyasetçi ile birlikte siyaset yaptığını, ancak onun birlikte çalışırken kendisine gelip o siyasetçi aleyhinde konuştuğu anlatmıştı. Onun için yok dediğini söylemiş ve “Bugün onu satan yarın beni satar. O nedenle o kişini benim yanımda yeri olamaz” diyerek yaşamım boyunca unutmayacağım ve asla kulak arkası yapmayacağım bir ders vermişti..
Şimdi ben de, mensubu ve taraftarı oldukları partilerinin başka partiden aday olamayınca gelen siyasetçileri aday ve başkan yapmalarına şaşırmadıkları gibi, bu kez kendileri aday yapmayınca başka partiden aday olarak meydana çıkmalarına da şaşırmasınlar..
Başkalarını satanların bizi de satması son derece normal diyerek kabullenmeli ve suçu “satanlarda” değil, onlara makam veren kendi yönetimlerinde aramalılar!..
Kubilay’ın yeğeni Belediye Başkan adayı
CHP Kozan’da bir kadın aday çıkardı.
Parti Meclisi Av. Sudiye Gizem Aksoylu’yu Kozan Belediye Başkan Adayı ilan etti..
Sudiye Gizem Akson adı, Adana’da başta CHP’liler olmak üzere tanıdık gelmeyebilir..
Ancak CHP İstanbul’da aktif bir kişi.
Babası da DYP’de yıllarca siyaset yapmış Osman Namık Adem..
DYP’li babanın CHP’li kızı..
Av. Sudiye Gizem Aksoylu Kozanlı, Eskişehir’de üniversite okumuş, İstanbul’da avukatlık yapıyor.
2017-2019 arasında CHP İstanbul İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu Üyeliği ve eğitim sekreterliği görevlerinde bulunuyor.
Halen CHP’den Beşiktaş Belediye Meclis Üyesi..
Ancak bir özelliği var ki, Sudiye Gizem Aksoylu’yu diğer adaylardan farklı kılıyor..
Çok tanındık bir ismin günümüzdeki soyu..
Aksoylu, devrim şehidimiz Kubilay’ın yeğeni…
Kubilay’ın yeğeni olmak Sudiye Gizem Aksoylu’ya oy kazandırır mı, onu da hep birlikte göreceğiz..
Futbolda Adana için kara bir hafta
Hafta sonu futbolda Adana için kapkara bir hafta sonu oldu..
Adana Demirspor ve Adanaspor rakiplerine Adana’da yenildiler.
Bırakın geçen yılı, sezon başındaki Adana Demirspor’dan eser yok..
Rakiplerinin korkulu rüyası takım gitmiş, sahada varlığıyla yokluğu belli olmayan, gelenin vurduğu gidenin vurduğu bir takım gelmiş..
Tamam, Hatayspor maçında Mert Güzenge adlı hakem olduğu iddia edilen bir şahıs, Adana Demirspor’u oynatmamak için elinden geleni yaptı..
Oyunu durdurmak için düdüğünün ağzından eksik etmedi..
Her nedense oldukça temaslı oynayan Hataysporlu oyuncuların orta sahada yaptıkları faullerde, avantaj kurallarını yok sayarak, Adana Demirspor atağa başlamasına bile izin vermeyecek şekilde sık sık düdüğünü çalarak çaldı..
Ancak, Hatayspor ceza alanı önünde yapılan tüm faulleri görmezden geldi..
Yani Hatayspor gol yemesin diye elinden gelen her şeyi yaptı..
Hataysporlu oyuncuların bir tacı üç dakikada kullanmasına bile izin verdi.
Aslında geçen yıl da, bu sezonun başında da Mert Güzenge gibi hakem olduğu iddia edilenleri sahada bolca görmüştü. Lakin güçlü bir Adana Demirspor rakipleriyle birlikte hakemleri de yenmeyi de başarıyordu..
Sen güçlü olursan, hakemsiler istediklerini yapsınlar…
Bugüne kadar çalıştırdığı takımlardaki başarısızlığı ortada olan Hikmet Karaman’ın antresinde takımın Serkan Damla döneminden bile geriye gittiği apaçık ortaydı..
Karaman’ın maç sonunda yaptığı açıklamalar, geçmişte Kayseri, Yeni Malatya gibi takımların yenildiği maçlardan sonra yaptığı açıklamalarla aynıydı..
Hikmet Karaman’ın Adana Demirspor’a sağlayacağı bir katkı olduğunu düşünmüyorum..
Sahadaki futbolculara gelince, gönülden oynayan sadece iki futbolcu vardı: Gravillon ve Semih Güler..
Bu arada, elinden geleni yapan sağbek İsmail Çokçalış’ın taraftarlar kadar ıslıklanması yadırgadım..
İsmail Çokçalış’a gelene kadar çok kötü oynayan futbolcular vardı..
Üstelik taraftarın, Mavi Lacivertli formayı giyen, armayı taşıyan futbolcularını kötü de oynasalar desteklemeleri, moral vermeleri ve ateşlemeleri gerekir..
İyi zamanda herkes destek olur..
Önemli olan, böyle kötü dönemlerde, futbolcuların moralinin bozuk, özgüvenlerinin düşük olduğu zamanlarda onlara destek vermek..
Bunu yapanlar benim için gerçek taraftar demektir..
Hatayspor cenahına gelecek olursak..
Volkan Demirel’in kalecilik yıllarını anımsayanlar vardır..
Her maçta, özellikle öne geçtiği maçlarda oyunu soğutmak, rakip taraftarları tahrik için yaptıkları hala belleklerde..
Volkan Demirel, Allah’ı var bu özelliğini futbolcularına çok iyi aşılamış..
Üç dakikada taç atışını kullananları, taç atışında birbirlerine top ikram eden futbolcuları, sık sık yere yatarak hakemin maçı durmasının sağlayanı, hakemin düdüğünden sonra topu alıp gideni sonra da olmadık yere atanı mı dersiniz, hepsini gördük.
Dediğim gibi Volkan Demirel çok başarılı bir iş yapmış, tüm futbolcularından birer Volkan Demirel çıkarmayı başarmış..
Adanaspor’a gelince..
Altı puanlık bir maçı kaybetti..
Maç öncesi Adanaspor ile Keçiörengücü aynı puana sahiptiler ve düşme hattıyla aralarında sadece bir puan fark vardı..
Denk kuvvetlerin maçında kazanan Keçiörengücü oldu..
Adanaspor’da maçı kazanma yolunda bir hırs ve inanç yoktu..
Yan paslarla orta alanda geziyorlardı..
Keçiörengücü’nün sekizinci dakikada attığı gole sadece üç dakika sonra Yepie Yepie ile yanıt verince, Turuncu Beyazlılların maçı çevireceğini düşünmüştüm..
Ancak çok değil maçın yirmibeşinci dakikasından itibaren yanıldığımı anladım..
İkinci yarıda altmışüçüncü dakikada Metehan Altunbaş’ın oyuna girmesinden sonra Adanaspor biraz olsun hareketlendi. İki topu direkten döndü, bir kaç net pozisyondan yararlanamadı..
Ancak yetmişbeşinci dakikada Ahmet Yazar ile golü bulan Keçiörengücü maçın istediği gibi yönlendirmeyi başardı..
Sonunda Keçiören üç puanı alıp gitti ve düşme hattıyla arasındaki farkı dörde çıkardı..
Adanaspor bu yenilgiyle düşme hattının sıcaklığını hissetmeye devam ediyor..
Adana Demirspor’un da, Adanaspor’unda ortak yanı, yetersiz kadro..
Ne Adana Demirspor bu kadroyla Süper Ligi kaldırabilir, ne Adanaspor Birinci Ligi..
Transfer dönemi içerisinde bir kaç nokta transfer yapılmadan, iyi birer teknik direktöre teslim edilmeden iki takım da, iki takımın taraftarları da ölüp ölüp dirilmeye, hafta sonundaki kabusu yaşamaya devam ederler..
Tabii, başkanları takımları güçlendirmek için transfer yapmak gibi bir düşünceleri var mı, o da bilinmez..
EKONOMİ
16 saat önceYAZARLAR
17 saat önceYAZARLAR
17 saat önceYAZARLAR
17 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce