Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İlhan Karaçay

Hz. İsa’nın Türkiye’deki tacının Amsterdam’a getirilişi…

Hristiyan dünyası açısından son derece büyük bir dini ve tarihi öneme sahip olan Hz. İsa’ya ait olduğu kabul edilen Kutsal Dikenli Taç’tan bir diken ile Çarmıhtan (Kutsal Haç) bir parçayı içeren kutsal emanetler, Türkiye’den gelen tarihi bir miras olarak Amsterdam’ın kalbindeki Aziz Nikolaos Eş-Katedrali’ne düzenlenen ihtişamlı bir törenle yerleştirildi.

Bu olağanüstü törensel teslimat, Katolik Kilisesi’nin ilan ettiği 2025 Jubilee yılı ve Amsterdam şehrinin 750. kuruluş yıldönümü kutlamalarıyla aynı zamana denk gelerek, dini olduğu kadar kültürel ve diplomatik boyutlarıyla da unutulmaz bir anı tarihe kaydetti.

Afbeelding met hemel, buitenshuis, stad, kerk Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

KUTSAL EMANETLERİN KÖKENİ: KUDÜS, KONSTANTİNOPOL, GALATA VE AMSTERDAM

Bu kutsal emanetlerin kökeni, Hristiyanlık tarihiyle iç içe geçmiş bir güzergâh izliyor: Kudüs’ten Konstantinopolis’e (Günümüzdeki Istanbul), oradan Galata’daki San Francesco Kilisesi’ne, nihayetinde ise Hollanda’ya ulaşıyor. 1660 yılında Galata’da çıkan büyük kilise yangını sırasında François Draco Testa, kendi hayatını tehlikeye atarak bu emanetleri alevlerden kurtardı. Bu kahramanlık, Papa VI. Pius tarafından takdir edilerek, kutsal emanetlerin Testa ailesine ait olarak kalmasına resmen izin verildi.

Testa ailesi, hem Osmanlı döneminde hem de sonraki yüzyıllarda Türkiye ile güçlü bağlarını sürdürerek, bu kutsal emanetleri kuşaktan kuşağa korumayı görev bildi. Ailenin bir üyesi olan Karl Victor Testa, 1935 yılında emanetleri İstanbul’dan Amsterdam’a taşıdı. Bu kutsal nesneler, o tarihten bu yana Aziz Agnes Kilisesi’nde özel koruma altında tutuluyordu.

Aziz Nikolaos Eş-Katedrali’ne taşınan kutsal emanetlerin öyküsü, sadece dini değil, aynı zamanda tarihsel bir yolculuğun belgesidir. Bu eşsiz kutsal emanetler, 1660 yılında Konstantinopolis’te yanmakta olan bir kiliseden kurtarılmış, yüzyıllar boyunca Testa ailesinin korumasında kalmıştır. 1939 yılında Amsterdam’daki Aziz Agnes Kilisesi’ne teslim edilen bu kutsal kabın, Amsterdam’ın 750. yıl kutlamaları vesilesiyle Aziz Nikolaos Katedrali’ne taşınması kararlaştırıldı. Artık özel olarak hazırlanmış, güvenlik camıyla korunan bir niş içinde sürekli olarak sergilenecek.

AZİZ NİKOLAAS EŞ-KATEDRALİ’NDE TÖREN: DİPLOMATİK VE DİNİ ZİRVE

Afbeelding met persoon, Rooms-katholieke klerikale kledij, kleding, ritueel Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

30 Mart 2025 tarihinde gerçekleştirilen özel bir ayinle, Amsterdam’ın en önemli Katolik mabedi olan Aziz Nikolaas Bazilikası’nda, emanetler resmi olarak kiliseye teslim edildi ve halkın ziyaretine açıldı. Aynı zamanda Şubat 2025’te Eş-Katedral statüsü verilen bu bazilika, bu anlamlı olayla birlikte Katolik dünyasında manevi bir merkez haline geldi.

Afbeelding met kleding, person, persoon, Menselijk gezicht Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Törenin başlangıcında, kutsal emanet kabı büyük bir saygıyla içeriye getirildi, sunak önüne yerleştirildi ve kutsal tütsü ile onurlandırıldı. Ayine, Haarlem-Amsterdam Başpiskoposu Mgr. Jan Hendriks’in onayladığı program doğrultusunda, Amsterdam Başrahibi Eric Fennis başkanlık etti. Törene katılanlar arasında, Hollanda Temsilciler Meclisi Başkanı Martin Bosma, Kuzey Hollanda Kraliyet Komiseri Arthur van Dijk, Adalet Bakanlığı Hukuki Koruma Devlet Sekreteri Teun Struycken, Türkiye ve Kazakistan Büyükelçileri, eski bakan Ed Nijpels, tanınmış gazeteci Jort Kelder, emekli deniz kuvvetleri komutanı Mathieu Borsboom ve çok sayıda diplomatik ve sivil toplum temsilcisi yer aldı.

Tören boyunca Basilica Consort korosu, Christiaan de Winter yönetiminde dini ezgiler seslendirdi. Aziz Kabir Şövalyeleri, Malta Şövalyeleri, Konstantin Tarikatı üyeleri ve Kutsal Noel Loncası temsilcileri törende hazır bulundu.

Kutsal emanetlerin yeni nesil sahibi olan Dr. Noepy Beckers-Testa, bu nadide eşyaları 56 yıldır özenle koruyan amcası Jonkheer André Testa’dan devraldı ve resmi olarak Haarlem-Amsterdam Piskoposluluğu’na geçici kullanım hakkıyla teslim etti. Beckers-Testa, törende kutsal kitabın ilk okumasını gerçekleştirdi ve tören sonunda duygu dolu bir teşekkür konuşması yaptı.

Afbeelding met persoon, kleding, pak, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
Mehmet Tütüncü, Hollanda’da çok ünlü olan Testa ailesini anlatan bir kitabı daha önce yayınlamıştı. Zamanın Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli ve Tütüncü Tesla ailesi ile.

Testa Ailesi, kökenleri 13. yüzyıla dayanan Cenevizli soylu bir aile olarak, Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul’da uzun yıllar boyunca diplomatik roller üstlendi. Baron Testa, 1934 yılında Atatürk ve Kraliçe Wilhelmina tarafından kurulan Türk-Hollanda Derneği’nin ilk başkanı oldu. Aile, hem İstanbul’un Osmanlı döneminde hem de modern Türkiye tarihinde önemli izler bıraktı.

MEHMET TÜTÜNCÜ’NÜN ESERİ: “TESTA RELİKLERİ – İSTANBUL’DAN AMSTERDAM’A

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, Officieel Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Törende tarihçi ve araştırmacı yazar Mehmet Tütüncü tarafından kaleme alınan “Testa Relikleri İstanbul’dan Amsterdam’a” adlı kapsamlı eser tanıtıldı. Osmanlı arşivleri ve Testa ailesinin özel belgelerine dayanan kitap, emanetlerin Kudüs’ten başlayarak İstanbul üzerinden Amsterdam’a uzanan 1700 yıllık manevi ve kültürel yolculuğunu anlatıyor.

TÜRKİYE’NİN DİPLOMATİK SESİ: BÜYÜKELÇİ SELÇUK ÜNAL’IN ANLAMLI KONUŞMASI

Kitap tanıtımı sırasında tarihçi Mehmet Tütüncü, eserin ilk nüshasını Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal’a takdim etti. Ardından büyükelçimiz, törende yaptığı konuşmayla katılımcılardan büyük takdir topladı. Türkiye’nin bu tarihî bağa ve kültürel sorumluluğa yaklaşımını ortaya koyan Ünal, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Afbeelding met kleding, persoon, person, Menselijk gezicht Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

“Saygıdeğer Testa Ailesi Üyeleri, Muhterem Misafirler, Değerli Protokol Üyeleri, Testa Ailesi’ne ait kutsal emanetlerin, ailenin yeni kuşağına ve yeni mekânında teslim edilmesi vesilesiyle düzenlenen bu törene katılmak bizim için büyük bir ayrıcalıktır. Bu kutsal emanetlerle ilgili hazırlanan kitabın ilk kopyasını bizlere takdim eden ve bu törene davet eden Sayın Andre ve Patrick Testa’ya teşekkür etmek isterim. Bu değerli sorumluluğu üstlenen Sayın Noepy Testa’yı da içtenlikle tebrik ediyorum. Testa Ailesi, yüzyıllara dayanan Türk-Hollanda ilişkilerinde çok özel bir yere sahiptir. 13. yüzyıldan bu yana, İstanbul’un Ceneviz, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde önemli roller üstlenmişlerdir. 1453’te İstanbul’un fethinden sonra, diplomatik yetenekleri Osmanlı İmparatorluğu tarafından takdir edilmiş ve tercümanlık ile arabuluculuk görevlerinde değerlendirilmişlerdir. Ailenin en yakın atası olan Baron Testa (bugün burada bulunan dostlarımızın babası), 1934 yılında kurulan Türk-Hollanda Derneği’nin ilk başkanı olmuştur. Bu vesileyle duyurmak isterim ki, Baron Testa ile seleflerimden biri arasında gerçekleşmiş bir yazışmanın orijinal nüshası, Türkiye ile Hollanda arasında 100 yıl önce imzalanan Dostluk Antlaşması’nın yıldönümü vesilesiyle yeni açılan Almelo Türk Göç Müzesi’nde sergilenmektedir. Lahey’deki Türkiye Büyükelçiliği, her zaman Testa Ailesi ile yakın temas içinde olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Daha önce kendilerine de söylediğim gibi, biz dostlarımızı asla unutmuyoruz. Bugünkü etkinlik, Ramazan Bayramı’nın bu özel gününde dostlarımızı onurlandırmak için bir başka vesiledir. Baron Testa’nın torununun da bugün bizlerle olmasıyla, Testa Ailesi’nin dostluk dolu ortak tarihimizin hatıralarını yaşatmaya devam edeceğinden eminim.”

250 KİŞİLİK RESEPSİYON VE ANLAMLI SÖZLER

Törenin ardından Amsterdam Merkez İstasyonu’ndaki “Eerste Klas” salonunda düzenlenen resepsiyona yaklaşık 250 davetli katıldı. Katılımcılara, yazar tarafından imzalanmış kitaplar hediye edildi. Büyükelçi Ünal buradaki ortamı değerlendirdikten sonra, “Biz dostlarımızı asla unutmuyoruz.” diyerek dostluğu pekiştirdi.

KÜLTÜREL VE MANEVİ MİRASIN IŞIĞI: TÜRKİYE’NİN DÜNYAYA ARMAĞANI

Aziz Nikolaos Eş-Katedrali’nde artık sürekli sergilenecek olan bu kutsal emanetler, her yıl yaklaşık 200.000 ziyaretçiye açık olacak. Böylece İstanbul’dan Amsterdam’a uzanan bu büyük tarih yolculuğu, yalnızca Hristiyanlık dünyasına değil, tüm insanlığa seslenmeye devam edecek.

Türkiye, bu tarihi olayla birlikte bir kez daha medeniyetler arası köprü olduğunu göstermiş, geçmişin mirasını günümüz dünyasına taşımadaki öncü rolünü kanıtlamıştır.

KİTAP

Bu özel tarih, De Testa Kutsal Emanetleri: Konstantinopolis’ten Amsterdam’a (Türk-Hollanda Buluşmaları Serisi, No. 10, SOTA / Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi, Heemstede, 2025) adlı kitapta okunabilir. Kitap, şu adres üzerinden sipariş edilebilir: sotapublishing@gmail.com

Kitap Özeti: “Testa Relikleri – İstanbul’dan Amsterdam’a”

Yazan: Mehmet Tütüncü

1. Giriş: Sessiz Tanıklar – Kutsal Nesnelerin Yolculuğu

Kitap, İsa’nın çarmıha gerilmeden önce başına konan “Dikenli Taç”tan bir diken ile “Kutsal Haç”tan bir parçayı içeren ve “Testa Relikleri” olarak adlandırılan iki kutsal emanetin olağanüstü tarihini konu alıyor. Bu nesneler, sadece dini birer sembol değil, aynı zamanda tarih boyunca değişen imparatorlukların, savaşların, inançların ve kültürel kimliklerin izlerini taşıyan sessiz tanıklardır.

Afbeelding met kunst, verven, Beeldende kunst Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

2. Kudüs’te Başlayan Yolculuk: İlk Relikler Nasıl Ortaya Çıktı?

Kutsal reliklerin kökeni, erken Hristiyanlık döneminde Kudüs’e dayanıyor. Hz. İsa’nın hayatına ve ölümüne dair fiziki kalıntılar —özellikle haç parçaları ve dikenli taç— zamanla kutsal kabul edilerek saygı görmeye başladı. 4. yüzyılda İmparator Konstantin’in annesi Helena’nın Kudüs ziyareti sırasında, Kutsal Haç’ın bir parçasını bulduğu ve onu Konstantinopolis’e (İstanbul) getirdiği kabul edilir. Bu dönemde relikler, imparatorluk meşruiyeti ve dini güç gösterisi açısından büyük önem taşımıştır.

3. Bizans ve Haçlılar: Kutsal Nesnelerin El Değiştirmesi

Bizans İmparatorluğu’nun Hristiyan dünyasında merkezi bir konumda olduğu dönemde, relikler büyük kiliselerde muhafaza edildi. Ancak 1204 yılında IV. Haçlı Seferi sırasında Latinler İstanbul’u yağmaladı. Bu sırada birçok kutsal emanet Batı Avrupa’ya kaçırıldı. Bu olay, hem Ortodoks hem Katolik dünyası için derin bir travma yaratırken, reliklerin Avrupa’ya yayılmasına da yol açtı. Bugün Paris’teki Notre-Dame Katedrali’nde bulunan Dikenli Taç’ın diğer parçaları bu yağma sonucu Batı’ya taşınmıştır.

4. Osmanlı Dönemi İstanbul’u ve Galata’daki Katolik Varlığı

1453’te İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra şehirdeki dini manzara büyük ölçüde değişse de Katolik ve Ermeni cemaatleri, özellikle Galata gibi ticari merkezlerde varlıklarını sürdürdü. 17. yüzyılda Galata’daki San Francesco Kilisesi, Katolik cemaatin önemli merkezlerinden biriydi. 1660 yılında çıkan büyük Galata yangını sırasında François Draco Testa, bu kiliseden kutsal bir relik muhafazasını kurtararak ailesinin kutsal emanet geleneğini başlatmış oldu.

5. Papa Onayı ve Aile Mülkiyeti

François Testa’nın kahramanlığı sonrası, Papa Pius VI bu reliklerin Testa ailesinde kalmasına onay verdi. Böylece kutsal nesneler, asırlardır bir aile tarafından taşınan nadir emanetler haline geldi. Bu, aynı zamanda Batı ve Doğu kiliseleri arasındaki tarihi kopukluğa rağmen reliklerin özel ellerde korunmasına dair ilginç bir örnek sundu.

6. İstanbul’dan Amsterdam’a: Modern Dönemdeki Yolculuk

1935 yılında, Karl Victor Testa, dönemin Hollanda Savunma Bakanı ve bir deniz filosunun desteğiyle relikleri İstanbul’dan Amsterdam’a getirdi. Bu transfer diplomatik bir özenle gerçekleştirildi. Karl Victor, relikleri 1939’da Amsterdam’daki Aziz Agnes Kilisesi’ne emanet etti. 1968’de, eşi Elisabeth Testa reliklerin mülkiyetini Jonkheer André Testa’ya devretti.

7. 21. Yüzyıla Miras: Yeni Nesillere Geçiş

Yarım asırdan fazla süreyle kutsal emanetlerin muhafızlığını üstlenen André Testa, yaşının ilerlemesi nedeniyle 2025 yılında mülkiyeti yeğeni Noepy Beckers-Testa’ya devretti. Aynı gün relikler, Amsterdam’ın kalbindeki Aziz Nikolaos Eş-Katedrali’ne yerleştirilmek üzere Haarlem-Amsterdam Piskoposluğu’na geçici kullanım hakkıyla verildi. Böylece halkın daha kolay erişebileceği, merkezi bir ibadet ve ziyaret mekânında yeni bir sayfa açıldı.

8. Din, Kültür ve Kimlik: Reliklerin Evrensel Anlamı

Kitabın son bölümlerinde reliklerin taşıdığı sembolik anlamlara yer veriliyor. Başpiskopos Hendriks’in de vurguladığı gibi, bu kutsal emanetler sadece İsa’nın çilesine değil, aynı zamanda günümüz dünyasındaki masum acılara, adaletsizliğe ve zulme dikkat çekiyor. Dikenli Taç ve Haç, umudu, barışı ve sevginin kötülüğe galip geleceği inancını temsil ediyor.

9. Aile Arşivinden Tarihe: Kitabın Hazırlanışı

Mehmet Tütüncü, Testa ailesinin özel belgelerine, yazışmalarına, soy kütüklerine ve tarihsel objelerine dayanarak kitabı büyük bir titizlikle hazırlamış. Aynı zamanda Bizans, Osmanlı ve Avrupa’daki benzer relik geleneklerine dair karşılaştırmalı bilgiler de sunulmuş. Kitapta ayrıca dönemin haritaları, tarihi belgeler, fotoğraflar ve kilise mimarisine ait bilgiler de bulunuyor.

Sonuç: Zamanlar Arası Kutsal Bir Yolculuk

“Testa Relikleri İstanbul’dan Amsterdam’a” kitabı, sadece bir aile hikâyesini değil; aynı zamanda üç büyük medeniyetin (Bizans, Osmanlı ve Batı Avrupa) kesiştiği noktada var olan dini bir objenin taşıdığı evrensel anlamı anlatıyor. İnanç, fedakârlık, aidiyet ve tarihsel sorumluluk gibi temaları işleyen eser, hem akademik hem kültürel açıdan çok katmanlı bir anlatı sunuyor.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER