Mekin ŞAHİN
Demire şekil veren körükle yaratılan kor ateştir. Kor ateşte, ateşin rengini alan istenen şekle girmeye hazır olur. Usta demirin elini yakacağını bilir. Ama vaz geçmez, örs üzerinde demire vura vura şekil verir. Türkiye Cumhuriyeti kor ateşlerin içinde kuruldu. İlelebet var olmanın ilke ve hedefleriyle 20. Yüzyılda sömürge yapılan ülkelere örnek oldu. Nedir ilkeleri: 1.Tam bağımsız ülke olmak. 2. Ülke içinde ve dışında özgürlükten yana olmak. 3. Ülkede ve dünyada kardeşçe yaşamak için barışı savunmak ve savaşa karşı olmak. 4. Daima halka hizmeti her şeyin üstünde görmek Hedef: Bilgi ve teknolojinin sadece insana hizmet ettiği, sürekli değişen ve dönüşen çağdaş dünyanın parçası olmak.
Kolay iddialar değildi! İnanmak ve karalı olmayı gerektirir. Mustafa Kemal inandığı değerlere cumhuriyeti kurarak hayata geçirmeye başladı.
Ölümüne kadar devam etti. Ölümü sonrası ikinci dünya savaşının getirdiği sonuçlar, Devleti yöneten kadroların öngörüsüzlüğü; ülkemizi yeni sömürgeciliğin bir halkası haline getirdi. Sonrası inişler çıkışlar ve 22 yıl ülkeyi yöneten AKP-MHP hükümeti. İlkeler rafta. Hedef yok. ABD ve ittifaklarının sömürgeci politikalarına uymak ve yerine getirmek var.
Suriye’de maalesef bu süreç yaşanıyor. Ülke içindeki ekonomik kriz yanı sıra; Suriye’deki süreçle paralel giden Anadolu kültürü ötekileşme zemininde körükleniyor. Dünyanın emperyalist kuşatma altında olduğu dönemde ilelebet var olmanın ve tam bağımsız ülke hedefimizin tek çıkış yolu; tıpkı kurtuluş savaşında olduğu gibi kendi gücümüzle yaratacağımız kor ateşte ilke ve hedeflerimize şekil vermektir.
En ufak kırılma bizi çok sıkıntılı günlerin içine çeker.
Ülkemizde ve komşularımızla barış içinde yaşayacak politikalar üretilmeli.
ABD ve ittifakları; Balkanları, Anadolu’yu, Ortadoğu’yu, Kuzey Afrika Boynuzunu, Orta Asya’yı ve Uzak doğuyu içine alan BOP’nin ana kapısı olan Anadolu ve Ortadoğu etabını tamamlamak istiyor. Hedefleri Doğu Akdeniz’e hükmeden İsrail ve Irak, İran, Suriye ve Türkiye’den alınacak coğrafya üzerinde Büyük Kürdistan devleti kurdurmak.
Irak ve Suriye’de alt yapı hazır. Sırada İran ve Türkiye!
Suriye’de başlatılan iç savaşın amacı; İran ve Türkiye kapılarını iç savaşa açmak. Hazırlamak ve müdahale koşullarını olgunlaştırmak. Dolaylı ya da direk önce Türkiye üretim sistemi dağıtıldı. Sonra ırk ve inanç farkıyla ötekileşme sistemi işletildi. Anadolu halkının devlete ve ülkesine olan bağlılığını zayıflatmak. Adaletsiz, hukuksuz kararlarla bağları zayıflayanları bir çatıda toplamak.
Farklı çatıları provakatif eylemlerle savaştırarak, Türkiye’ye müdahale ederek parçalamak.
Türkiye devleti bu gerçeği görmeli ve emperyalist manevralara top yekûn karşı koyacak politikayla hazırlık yapmalıdır.
Türklerle Kürtler bin yıllık tarihlerinde top yekûn halkın katıldığı savaşlar yaşamadı. Daima kardeşçe ve barış içinde yaşamayı tercih ettiler.
Karşılıklı ırkçı tutumlardan kaçındılar.
Özellikle Anadolu’da çok yönlü iç içe yaşama arzularına her koşulda sarıldılar.
Devleti yönetenler mevcut alt yapıyı bilerek ve görerek birlikte yaşama arzusunu güçlendiren çözümleri kesintisiz sağlamalıdır.
İlk etapta ekonomi krizi bitmeli. İkinci adım sosyal yaşamın dengesizliğine son verilmeli.
Bütün bunlar yeniden yapılacak anayasayla güvenceye alarak; demokratik cumhuriyet yönetimine hazırlık yapılmalıdır.
Türkiye’de yaşayan herkes eşit bölüşüme, eşit adalete ve hukuk sitemi içinde yaşamalı, yaşatılmalı!
Türkiye kurulduğu günden itibaren komşularıyla barış içinde ve yardımlaşma içinde ilişkiler kurdu. O ülkelerin iç işlerine karışmadı. Onlarda aynı şekilde Türkiye’nin iç işlerine karışmadı. Özellikle emperyalizme karşı çok duyarlı oldular. 12 Eylül askeri darbesiyle ilişkiler bozuldu. AKP hükümetleriyle bozulma tavan yaptı.
Özellikle Irak, İran, Libya, Mısır ve Suriye ilişkileri pamuk ipliğine bağlı hale geldi. ABD ve ittifaklarının bu ülkelere dönük taleplerinde kapımızı açık tuttuk. Ama o okları ABD ve ittifakları bize döndürdü. Ülkemizi parçalamak adına yapmadığı şey yok.
Körfez savaşıyla başladılar, Arap baharı adı altında fiili işgallerle komşu ve iyi ilişkilerimiz olan ülkeleri param parça ettiler.
Yeni kurdukları devletçikler üzerinden; doğu Akdeniz başta olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında bizi bölme ve parçalama hazırlığı yapıyorlar.
Suriye gediği bu açıdan çok önemli. Hızla Suriye’de açılan deliğin kapanması gerekmektedir. Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayacak politikalarına destek verilmeli.
Suriye devletini dört parçaya bölmek isteyen ABD ve ittifakları acile Suriye’den çekilmeli.
Suriye devletlide mezhebe ve ırka dayanan yönetim biçimini terk ederek, her kesimin inanç ve etnik konumuna eşit davranan bir yönetime kavuşmalıdır. Sünni Araplar, Nusayri Araplar, Şii İsmail’i Araplar, Hıristiyan Araplar nüfusun %80’nini oluşturuyor. Diğerleri Kürtler, Türkmenlerden oluşuyor.
Kürt ve Türkmenler farklı millet. İki milletin kendini var edecek değerlere dönük talepleri olabilir. Ancak inancı farklı olanların önemli bir bölümü Arap milletinden oluşuyor.
Farklı inançlara saygı duyan, etnik kimliklerini yaşamak isteyen halklara eşit mesafede olan demokratik Suriye cumhuriyeti kurularak yaşanan onca acılara son verilebilir.
Başta Esat olmak üzere Suriye’de bir nedenle bulunan tüm güçler akıl tutulmasına son vermelidir. Savaş derinleşirse ne emperyalist devletler nede onlara hizmet edenler umduklarını bulmaz.
Ucu Türkiye’ye dokunduğunda dünya savaşı kaçınılmaz olur. Çünkü eski ipek yolu coğrafyasının anahtarı Türkiye’dir.
Herkesin Çıkarı için Suriye halkı emperyalist kıyıma terk edilmemeli!
YORUMLAR