Liberal/Demokrat/Sosyalist (4)

Liberal/Demokrat/Sosyalist (4)

ABONE OL
28 Eylül 2024 15:00
Liberal/Demokrat/Sosyalist (4)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Habip Hamza ERDEM

‘Liberal’ ve ‘liberalizm’ üzerine bu ilk belirlemeleri yaptıktan sonra, şimdi ‘sosyalist’ ve ‘sosyalizm’ üzerine kimi anıştırmalar yapalım bakalım, ki bugün kendisi ‘sosyalist’ olarak niteleyen kişilerin nasıl da dünyadan haberleri olmadığı anlaşılsın.

Ya da ‘liberal sosyalist’ olunup olunamayacağı da öğ-re-nil-miş olsun.

Kuşkusuz bu dizi-yazıda beli bir kişi ya da kesimleri hedef almayıp, ülke genelinde ‘sözlük’, ‘ansiklopedi’ ve ‘akademisyen’ler dahil doğru bilinen yanlışlarını (galat-ı meşhur) düzeltmeye çalışıyoruz.

‘Sosyalizm’ teriminin ilk kullanımı, Fransız Devrimi’ni hazırlayan düşünürlerden din adamı Abbé Sièyes tarafından oluyor. Sièyes’e göre “insanların toplum olarak belli bir amaca ulaşmak için ellerindeki olanaklardan yararlanması” konusunu ‘bilimsel’ olarak ele almaya ‘sosyalizm’ denilmelidir: [‘Traité du socialisme’ (1780)]

Yani Sièyes, bir anlamda ‘sosyoloji’ ya da ‘toplum bilim’ diye adlandırılacak bilimsel çabaların ‘sosyalizm’ olarak adlandırılmasını öneriyor.

Fransız Devrimi’nden on yıl önceki bir dönemde olunduğu unutulmamalıdır.

Sièyes’ten sonra yine ‘sosyalizmin öncüleri’nden sayılan Saint-Simon (1760-1825) toplumsal bilimlerin ortak ‘bilimsel ilkeleri’nin ‘sosyalizm’ olarak adlandırılmasını isteyecektir.

Ancak, Fransız Devrimi’nden çeyrek yüzyıl sonra ve kendisinin ellili yaşına vardığı dönemde hâlâ ‘Liberal Parti’ye sempati duyduğu bilinmektedir.

Dahası Fransız Devrimi’nin el koyduğu Kilise Malları’nı satın almayı sürdürecektir.

Nitekim Saint-Simon’un ölümden sonra ortaya çıkan ‘not’larında, kendisinin “Ben serveti sadece büyük sanayi işletmeleri kurmak için bir ‘araç’ olarak kullanmak istiyordum. İnsanlığın Aydınlanma ışığında ilerlemesine katkı verecek bilimsel bir okul kurmak da amaçlarım arasındaydı” diyecektir.

Günümüzde bile kimi milyarderin ‘kızıl komünist’ falan diye adlandırıldığı bilinmektedir.

Şu farkla ki, Saint-Simon ya da İngiltere’deki Robert Owen’lerin yaşadıkları dönem ‘feodal’ ve ‘teolojik’ dönemden Auguste Comte’un ‘pozitivizm’ olarak nitelendirdiği ‘sanayi toplumu’na geçiş dönemi olup, toplumun yeni bir ‘politika’ (le politique), yeni bir örgütlenme (organisation) ve yeni bir ‘felsefe-bilim’ arayış dönemidir.

Kaldı ki, Saint-Simon’un ömrünün son yıllarında tamamladığı eserinin adı ‘Yeni-Hristiyanlık’ olacaktır: [Nouveau Christianisme-1824-25]

Saint-Simon’un akıllarda kalan sosyalist ilkesi ise «Herkese kapasitesine göre » (À chacun selon ses capacités, à chaque capacité selon ses œuvres) olup, her kapasite de « ürettiğine göre » olacaktır.

Ancak henüz ‘Sosyalizm’ teriminin günümüze gelen ‘tanım’ından söz edecek durumda değiliz.

Denildiği üzere, bu tür ‘sosyalizm’ tanımları ‘ütopik’tir.

Saint-Simon’un ‘sosyalist’ olarak nitelendirilmesi ise öğrencilerinden (tilmiz) Pierre-Henri Leroux (1797-1871) tarafından ve Saint-Simon’un ölümünden sonra olacaktır.

Mademki ‘sosyalizm’ bir ‘toplum bilimi’dir, o zaman, o güne kadar revaçta olan ‘bireycilik’ten (individualisme) ayrı bir yaklaşım geliştirmelidir.

İşte bu anlamda, Fransa’daki 1830 Devrimi ertesinde, Pierre Leroux, kendisinin çıkardığı Yerküre (Le Globe) gazetesinde ‘sosyalizm’ terimini kullanan ilk kişi olacaktır. (1831-34)

Gazetenin adından hareketle ‘sosyalizm’in ‘evrenselliğe’ ya da ‘globalizm’e açıldığı söylenebilir!

‘Sosyalizm’in tam anlamıyla ‘bilimsel’liğe kavuşması ise, tartışmasız Marx ve Engels’e ait olup, tarihsel olarak 1848 ‘Avrupa Devrimi’ne hazırlık yıllarına denk düşmektedir.

O arada Fransa’daki 1830 Devrim’inden kısaca söz etmek yararlı olacaktır.

Öncelikle 1830 Devrimi’nin bir ‘Liberal Devrim’ olduğunu söyleyelim.

Ve 1789 Büyük Devrimi’nin ardından 40 yıl geçmesine karşın, ‘Devrim’in sloganı olan ‘Özgürlük/Eşitlik/Kardeşlik’ten söz etmenin hâlâ olanağı yoktur.

Nitekim, sanayi sanayi denilmiştir ama, 1831 yılında Lyon kentinde ipek sanayi işçileri (Canuts), “Ya iş ya ölüm!” diyerek ayaklanmış, kolluk kuvvetlerine karşı “Açlıktan ölmektense polis/asker kurşunuyla ölmeyi yeğleriz” diyerek, polis ve askerlere karşı direnmektedirler. [Nous aimons mieux périr d’une balle que de faim]

İşte Pierre Leroux, 1789 Devrimi’nin ilkelerinin ancak ‘Cumhuriyetçi Sosyalizm’ (Socilaisme républicain) çerçevesinde uygulanabileceğini savunan bir ‘sosyalizm’ tanımı aramaktadır.

Ki daha sonra ‘Demokratik Sosyalizm’ ve benzeri onlarca tanım yapılacaktır.

Görülüyor ki, ‘Liberal’ gibi ‘Sosyalist’ sözcüğü de aklı esenin isteğine göre ‘betimlenebilmektedir’. (Tarif)

Oysa, anımsanacaktır ‘tanımlama’ ancak bir bilimsel yöntem gerektirmektedir.

Yani, ‘Bana göre’ demek hiçbir şey dememenin bir başka söyleniş biçimi olmaktadır.

(Sürecek)

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP