0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ömer ALPDOĞAN

Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Beştepe Yerleşkesi’nde yaptığı görüşmede bir yüzündeki gülümseme, bir de saçlarının rengi dikkati çekmişti..

CHP yandaşı gazeteci ve yorumculara göre, Akşener’in yüzündeki gülümseme Erdoğan ile görüşmekten mutlu olduğunun, merkez sağın yeni Tansu Çiller’i olmak istediğinin ifadesiydi.

Bu konudaki görüşlerimizi dün bu sütunlardan ifade etmiştik..

Bugün de, CHP yandaşlarının çok dikkat etmedikleri ya da yorumlamaya gerek görmedikleri saç rengini biraz bakalım dedim..

Erdoğan’la randevu öncesinde saçlarının sarıya boyatan Meral Akşener’in siyasal yaşamı dikkatli izlediğinde attığı her siyasal adımda saçlarının rengiyle oynadığı görülecektir.

Meral Akşener, DYP’den siyasete atılıp Tansu Çiller’in çantacısı ve öğrencisi, milletvekili, İçişleri Bakanı olduğu merkez sağ siyasetçisi döneminde saç renginde koyu kahverengi tonları tercih ediyordu..

Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdullatif Şener ile birlikte Yeni Oluşumcu ve ALK Parti’nin isim anası olduğu dönemde, saç rengindeki kahverengi tonları biraz daha açık kullandı..

AK Parti’nin kurucusu olmaktan vazgeçip MHP’ye dümen kırdığında saç rengini yine değiştirmişti. Akşener MHP döneminde DYP döneminin aksine daha açık tonları tercih etmişti.

Tarla Kurultayı’nın ardından MHP operasyonu başarısız olunca İyi Parti’yi kurduğuna bu kez saç renginde tercihi bakır rengi olmuştu. Sekiz yıla yakın süredir Akşener, İyi Parti Genel Başkanı olarak bakır rengi saçlarıyla belleklerimize kazınmıştı..

Akşener’in her siyasal makas değişikliğinde saçlarının rengiyle oynadığı, bu yolla mesaj verdiğini anımsayınca, Erdoğan ile görüşmesine sarı saçlarla gelmesi, yeni bir siyasal hamlesinin habercisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz..

Peki yeni siyasal hamlesi ne olabilir?..

İyi Parti’nin başına dönmesi ya da merkez sağda yeni bir parti kurması olanaksız..

Çillerin devletin başına geçme sevdasını akıllara gelince, izleyeceği yol ve yeni siyasal atılımı da biraz netleşiyor..

Akşener’in bundan sonraki hamlesi AK Parti içerisinden bir girişim olacaktır..

Öncelikle, MHP’nin yüz maddesinden elli yedisine karşı çıktığı anayasa değişikliğin çalışmalarında Erdoğan ile birlikte aktif olarak çalışacak, ardından da cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ya da AK Parti üst yönetiminde görev alarak siyasete kısa bir aradan sonra yeniden dönmüş olacak..

Bu tür bir gelişme Akşener açısından şaşırtıcı olmayacak..

Olsa olsa 2002’de yarı yolda terke ettiği, isim anası olduğu AK Parti’yle tam yirmi üç yıl sonra gecikmeli de olsa vuslata ermiş olacak!…

Bahçeli’den anayasa değişikliğine şerh

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, AK Parti’de Numan Kurtulmuş tarafından yürütülen anayasa çalışmasının büyük ölçüde karşı çıktığı ve şerh koyduğu ifade ediliyor..

AK Parti’nin yeni anayasada ABD anayasasının örnek aldığı belirtiliyor.. Yeni anayasanın kısa tutulmuş yüz maddeden olacağı kaydediliyor..

AK Parti’nin örnek aldığı ABD anayasasının yetkiyi ulusal ve eyalet hükümetleri arasında bölerek federal bir sistem kurduğunu anımsatarak, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin büyük oranda şerh koymasının nedenlerine bakalım.

Bahçeli’nin Türk ve milli sözcüklerin kaldırıldığı yüz maddelik yeni anayasa çalışmasında elli yedi maddeye karşı çıktığı ve onay vermediği söyleniyor.

Bahçeli’nin yakın çevresine karşı çıktığı maddelerle ilgili olarak “Bu maddelerin satır aralarında sinsilik var” diyerek eleştirilerde bulunduğu iddia ediliyor.

MHP’nin hazırladığı anayasa önerisi de AK Parti’nin önerisi gibi yüz maddeden oluşuyor ve “Başlangıç”, “Genel Esaslar”, “Temel Hak ve Ödevler”, “Cumhuriyetin Temel Organları ve Son Hükümler” biçiminde dört kısımdan oluşuyor.

Devletin genel esasları ilk beş maddede düzenlenen, “Devletin şekli ve nitelikleri” mevcut anayasadaki gibi aynen korunarak birinci maddede düzenleniyor, maddenin son fıkrasında “Bu madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” hükmü düzenleniyor.

Anayasa’nın ikinci kısmında “Temel Hak ve Ödevler” düzenlenirken birinci bölümde tüm haklara dair ortak rejimi belirleyen “Genel Hükümler” yer aldı. İkinci bölümde “Haklar ve Hürriyetler” başlığı ile temel hak ve hürriyetler “sınıflandırılmadan” en geniş şekilde güvenceye kavuşturulması hedefleniyor.
Anayasa’nın üçüncü kısmında, üç bölüm halinde “Cumhuriyetin Temel Organları”, yasama, yürütme ve yargı başlıkları ile düzenleniyor. Yasama organı için “Milli birliği sağlama”, yürütme için “kurumsallaşmış başkanlık sistemi”, yargı için “bağımsız ve tarafsız yapılanma” anlayışı ön plana çıkarılıyor.

Sözün özü, Cumhur İttifakı’nın iki ortağı arasında yeni anayasanın içeriği konusunda ciddi ayrılıklar var..

Ak Parti ve MHP anayasa konusunda taban tabana zıt fikirlere sahipler..

MHP’nin karşı çıkması ve Bahçeli’nin şerhi, AK Parti’nin istediği anayasanın Kabul edilmesinde büyük bir engel olarak duruyor.

Erdoğan – Akşener görüşmesinin anayasa tartışmalarının göbeğinde gerçekleşmesi, Akşener’in, MHP’nin yeni anayasa değişikliğine onay vermemesi halinde AK Parti’te destek olarak sahaya sürüleceği yolundaki değerlendirmeler hiç de yabana atılacak değerlendirmeler değildir..

Akşener’in AK Parti ile dirsek temasında olduğu birçok konuyu Akşener adına eski özel kalem müdürü Esma Bekar olduğu konuşuluyor..

AK Parti cenahının, Meral Akşener’e “ AK Parti’ye katılıp devlet yönetiminde yer alır mısınız” sorusuna, görüşme öncesi “yeni anayasa içerisinde yer alır mısınız” sorusunun eklendiği, Esma Bekar’ın da bir kaç siyasetçiyi arayarak “yeni anayasa içeresinde olmak ister misiniz” diye AK Parti’nin sorusunu ilettiği belirtiliyor..

AK Parti’nin devleti yönetmek ister misiniz ve yeni anayasa içerisinde yer almak ister misin soruları Meral Akşener ve çevresinin nabzını yoklamak olarak değerlendirildiğini de ekleyelim..