Etkilenme mi, paslaşma mi?

Etkilenme mi, paslaşma mi?

ABONE OL
7 Mayıs 2024 11:33
Etkilenme mi, paslaşma mi?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

Son günlerde gazetelerin haber merkezlerine ulaşan iki haber bülteni, kafamda karşılıklı etkilenme mi, yoksa paslaşma durumu mu var sorusu doğmasına neden oldu.

Haber bültenlerinin biri 30 Nisan’da, diğeri dün gazetelere ulaştı..

İlk bülten CHP Adana milletvekili Ayhan Barut’a, ikinci bülten Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı’ya aitti.

Her iki bültenin konusu, Çukurovada hasadı başlayan buğday..

Daha doğrusu buğday taban fiyatı..

İki bültenin diğer ortak özelliği taban fiyat olarak istenen miktar..

Ayhan Barut da, Ahsen Tayakısı da buğdaya on beş lira taban fiyat istiyor..

Ayhan Barut, on beş lira için gerekçesini, “Türkiye’de yaklaşık 20 milyon ton civarında buğday üretimi var. İğneden ipliğe, tohumdan mazota her şeye yüzde 100’ün üstünde zam geldi. Tarımda enflasyon ise yüzde 75’i geçti. Geçen yıl TMO’nun açıkladığı fiyat 8.25 liraydı. Şu anda enflasyon farkı da konulduğunda en az 15 lira fiyat açıklanmalı” diye ortaya koyuyor..

Ayhan Barut daha siyasal söylemlerle on beş lira isterken, Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı daha bir hesap kitap yaparak on beş lira istemine ulaşmış..

Tayakısı, buğdayın kilogram maliyetinin onbir lira yirmibir kuruş olduğunu belirterek, buğdayın kilogram fiyatının on beş liranın altında olmaması gerektiğinin ifade etmiş..

İsteğinin de biz gazetecilere kalem kalem maliyet çıkarak, neden on beş lira olması gerektiğini açıklamış..

Ucundan kıyısından tarımla uğraşan biri olarak, Ahencan Tayakısı’nın hesabının doğru olduğunu biliyorum..

Ayhan Barut da Ahsen Tayakısı da ziraat mühendisi..

Her ne kadar bir tarım makineleri, biri bahçe bitkileri mezunu olsa da, girdi fiyatlarını hesaplamada uzman kişiler..

Aynı fiyatı bulmaları bu nedenle doğal..

Ama, insan yine de yazının başında belirttiğim gibi, acaba birbirlerinden etkilendiler mi, yoksa paslaştılar mı sorusunun sormadan edemiyor!..

 

Soylu’nun yıldızı yeniden yükselecek

İçişleri eski  Bakanı Süleyman Soylu’nun yıldızı yeniden parlayacak gibi görünüyor..

Yerel seçimlerde beklentilerinin altında kalan AK Parti’de genel merkezde ve taşra örgütlerinde geniş kapsamlı değişime gidileceği söyleniyor..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncelikle genel merkez kadrosununda değişikliğe gideceği ileri sürülüyor..

Ankara’da, Erdoğan’ın Süleyman Soylu’ya Teşkilat Başkanı olarak görevlendireceği de konuşuluyor.

Genel Merkez’de Adana’yı çok yakından ilgilendiren bir atama yapılması da bekleniyor.

Bu arada, il başkanlıklarında Haziran ayında geniş kapsamlı bir değişikliğe gidileceği de gelen bilgiler arasında..

 

Merkez Sağ’da yeni parti

Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimler sonrasında ilk yoklamaları yapılan, 31 Mart yerel seçim sonuçlarından sonra başlayan, İyi Parti’de genel başkanlık koltuğuna Müsavat Dervişoğlu’nun oturmasından sonra hızlanan “Merkez Sağ”da yeni bir parti kurma çalışmaları sürüyor..

Yeni parti kurmak isteyen eski siyasetçilerin özellikle de İyi Parti’nin olağanüstü kongresinin bekledikleri söyleniyor..

Partiyi örgütlemeye çalışanların ANAP, DYP ve MHP kökenli eski siyasetçilerin ağırlıkta olacağı partinin kurulur kurulmaz Mecliste temsil edilmesi için bazı milletvekilleriyle görüştükleri ve üç milletvekillini kuruluşun hemen ardından yeni partiye katılmaya ikna ettikleri iddia ediliyor.

Gelen bilgiler, yeni parti kurmak için kolları sıvayan ve milletvekili transferi için görüşmelere başlayanların, öncelikle İyi Parti’de genel başkanlık yarışını yitiren Koray Aydın ve ekibini ikna etmeye çalışacakları yolunda..

Yani, AK Parti’ye karşı yeni bir merkez sağ merkez oluşturmaya çalışanlar umutlarının İyi Parti’de olduğu gibi yine MHP kökenli siyasetçilere bağlamışlar..

Merkez Sağ bir parti için merkez sağdaki siyasetçiler yerine MHP kökenli Türk milliyetçisi siyasetçilerde umut bağlamaları da siyaset bilimi açısından incelenmesi gereken son derece ilginç bir durum!..

 

Beş bin yıllık sözcüklerimiz

Bugün kullandığımız sözcükler beş bin yıl öncesinden geliyor..

Arkeolog Erman Ertuğrul, Arkeofili dergisindeki yazısında,  Kültepe Kaniş Karum höyüğündeki kazılarda bulunan çok sayıda çivi yazılı tablet, bugün kullandığımız sözcüklerin beş bin yıl öncesinden geldiğini ortaya çıkardığını belgeleriyle anlattı. Bu önemli yazıyı gelin birlikte okuyalım..

“Bugüne kadar Kültepe Kaniş Karum höyüğündeki kazılarda bulunan yirmibeş bin çivi yazılı kil tabletin, bir saraya ya da krala ait olmadığı, tamamen o dönemde yaşayan halka ait olduğu biliniyor.

Bugün bir işletmede, bir tüccarın muhasebe bölümünde olan bütün ticari belgelerin 5.000 yıl önce de tüccarların elinde olduğunu tespit ettiklerini belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. Kulakoğlu, buldukları 25.000 tabletin içeriklerinin oldukça zengin olduğuna ve bu tabletlerin bugün Kayseri’deki gibi özel tüccarların arşivleri olduğuna dikkat çekti.

Para eden her şey kayıt altına alınmış

Bugün ticari bir firmada, muhasebe arşivinde ne bulunursa Kültepe’deki tüccar evlerinde bu konularda arşivler olduğunu belirten Kulakoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Tüccar arşivinde ne olur? Ekonomik anlamda ticari konular olur. Alacak, borç, kredi, faiz, ödemeler olur. Bazen cezalar olur. Bugün de aynı şekilde firmanın muhasebesinde var. Bunların yanında şunları öğreniyoruz.

Burada kazanca geçen her türlü işlemle ilgili tüccarın ödemeleri kayıt edilmiş. Başlık parası, kan parası, Köprüden geçtiği zaman ödediği vergi. Krala ödediği vergi. Ticari malların yani altının, bakırın, gümüşün, kalayın fiyatlarını öğreniyoruz. Arada tarihi ve sosyal tabletler var.

Kültepe sadece Anadolu tarihini değil Mezopotamya ve Suriye’nin tarihini de aydınlatıyor. Arşivlerin özelliği bu. Boğazköy’de kralın icraatları ve faaliyetleri, ordunun zaferlerini anlatan arşiv var. Ama Kültepe’de çıkan tamamen para ile ilgili. Para eden ne varsa kayıt edilmiş. Kayseri’nin ticari dehasının genlerini buluyoruz.’

Anadolu insanı ilk defa okuma yazmayı öğrendi

Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, kazılarda para ile ilgili ne var ise bunların kayıtlarını bulduklarını anlatarak, daha da önemlisinin Anadolu insanının 5 bin yıl önce ilk kez okuma yazmayı öğrendiğinin de kayıtları olarak tabletleri gösterdi.

Bunun önemli kazanç olduğunu anlatan Prof. Dr. Kulakoğlu, “Bugün olduğu gibi o gün de bilgi en büyük güç. Bu tabletlerle bilgiyi kayıt ediyoruz. Anadolu insanı o dönemde en iyi çağını yaşadığını görüyoruz.” dedi.

Bu tabletlerin Akadca denilen dünyanın ilk imparatorluğu yani günümüzden 5.000 yıl önce oluşmuş bir dilin genç versiyonu olduğunu aktaran Prof. Dr. Kulakoğlu, şöyle dedi:

“Tabletlerdeki dil Akadca’nın Asurca versiyonu ile yazıldığını görüyoruz. Çivi yazısıyla yazıldı. Asurca günümüzdeki kadim dillerin atası. Asurca ve Akadca. Arapça en kadim dillerden birisidir.

Asurca’da, Arapça’ya geçmiş günümüzde bizim Türkçe konuştuğumuz birçok kelime var. Bunlardan bazıları şunlar; şemsiye, tercüman, kira, gebermek, emlak, beleş, akraba, esir, siftah, hata, hınzır, garb, erbab, haram, öşür, icar, ahize, akşam, neccar (marangoz), kabir, nadas, kese (para çantası), mevta (ölmek), müzakere, lisan, reis (baş-kafa), şakül, vekil, zikir, zürriyet, mahrem, ispat, mazbata.

Yani 300 tane kelime var. Biz kullanmaya devam ediyoruz. Arapçadan bize geçmiş kelimelerin kökeni Kültepe’den geçen kelimelerdir.”

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP