Portakal çiçekçileri ad ikileminde

Portakal çiçekçileri ad ikileminde

ABONE OL
15 Nisan 2024 10:39
Portakal çiçekçileri ad ikileminde
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

Adana’da malum “Portakal Çiçeği” günleri yaşanıyor…

Bir işadamının çocukluğunu yaşama arzusuyla başlayan ardından kimi siyasilerin ve siyasal iktidarın sahip çıktığı “Portakal Çiçeği” etkinliğinin adıyla ilgili olarak, düzenleyenlerin de, destekleyenlerin de kafası çok karışık..

Kimi zaman “karnaval” diyorlar, kimi zaman da “festival.”

Hatta, kafa karışıklığı öyle bir noktaya gelmiş ki, aynı afişte hem karnaval hem festival sözcüğünü kullanıyorlar..

Düzenledikleri, destek verdikleri etkinliğin karnaval mı, festival mi olduğuna oniki yıldır karar veremediler.

Adana caddelerine ve binalarına asılan afişlerin üstünde “Portakal Çiçeği Karnavalı Adana”, alt kısmında “Şehirde festival var” ibareleri yer alıyor..

Festival sözcüğü; dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı veya niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi. Belli bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi sonunda ödül, derece verilmesi biçiminde düzenlenen ulusal veya uluslararası gösteri dizisi, şenlik. Bir bölgenin en ünlü ürünü için yapılan gösteri, şenlik. Düzensiz toplantı, curcuna anlamlarına geliyor.

Karnaval sözcüğü ise Hristiyanların belli dönemlerde renkli, komik ve şaşırtıcı kılıklara girerek yaptıkları şenlik ve eğlence dönemi. Bu dönemde yapılan eğlence. Şenlik  anlamında.

Karnavalın, festivalden farkı dinsel bir anlam içermesidir.. Fransızca carnaval “Katoliklerde kırk günlük perhizden önceki salı günü, o gün yapılan taşkınlıklar” sözcüğünden alıntıdır.

Karnaval, Lent’in litürji mevsiminden önce gerçekleşen Batı Hristiyanlığı bayram mevsimidir. Ana olaylar tipik olarak Şubat veya Mart ayının başında, tarihsel olarak Shrovetide (veya Pre-Lent) olarak bilinen dönemde gerçekleşir. Karnaval, tipik olarak, sirkteki bazı unsurları birleştiren geçit töreni, halk sokak partisi ve diğer eğlenceler gibi olayları içeren halk kutlamalarını içerir. Ayrıntılı kostümler ve maskeler, insanların günlük bireyselliklerini bir kenara koymalarını ve yüksek bir sosyal birlik duygusu yaşamalarını sağlar. Katılımcılar genellikle yaklaşmakta olan oruç sırasında affedilecek aşırı alkol, et ve diğer yiyecek tüketimine katılırlar. Geleneksel olarak, tereyağı, süt ve diğer hayvansal ürünler “aşırı” tüketilmemekteydi, stokları israfı azaltmak için tamamen tüketildi. Krep, donut ve diğer tatlılar hazırlandı ve son bir kez yenildi. Lent sırasında, hayvansal ürünler artık tüketilmemektedir ve bireyler belirli bir nesneyi veya arzu faaliyetini bırakma yeteneğine sahiptir.

Sormak lazım, Adana’daki Portakal Çiçeği etkinliğinin nasıl bir dinsel (Hristiyan) anlamı var da karnaval olarak adlandırıyorsunuz..

Acaba, etkinlik fikrini ortaya atan iş insanı, çocukluk özlemi yanında daha önce batı ülkelerinde izlediği Hristiyan karnavallarını mı ülkemizde hayata geçirmek için mi karnaval sözcüğünü seçti..

Türkçe de karnaval ve festival sözcüklerinin içeriğini karşılayan “şenlik”, “şölen”, “eğlence”, “eğlenti”, “cümbüş”, “panayır” sözcükleri var..

Neden Portakal Çiçeği Karnavalı, Portakal Çiçeği Festivali yerine Portakal Çiçeği Şenliği, Portakal Çiçeği Şöleni, Portakal Çiçeği Eğlencesi gibi Türkçe adlar kullanılmıyor..

Türkçe adlar birilerine mi batıyor da, Adana’nın etkinliğine Hristiyan bayramı olarak tanımlayan bir adı seçiyorlar?..

Özellikle, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkçe ile ne alıp vermediği var da Türkçe Şenlik yerine Latince festival ve Fransızca karnaval sözcüklerini kullanıyor..

Ne demek, “Türkiye Kültür Yolu Festivali?”

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkçe sözcükleri kullanmaktan neden kaçıyor?..

Yoksa, TC Kültür Bakanlığı Türkiye’nin değil de batılı Hristiyan bir ülkenin Kültür ve Turizm Bakanlığı da Türk ulusunun mu haberi yok!..

 

Dijital reklama milyonlar harcandı

31 Mart Yerel Seçimler sürecinde siyasal partiler ve adaylar dijital reklamlar için milyonlarca lira harcadılar..

Bir araştırma, otuz günde beşyüz milyon liranın üzerinde harcama yapıldığını ortaya koydu.

En çok harcamayı da CHP yaptı.

Bu otuz günlük sürede CHP tamı tamına 32 milyon liranın üzerinde harcama yaptı. En yakın rakibi AK Parti ise aynı dönemde 6.8 milyon lirayı dijital reklamlara harcadı.

Meta tarafından rakamsal açıklanan verilere göre, CHP otuz iki milyon, AK Parti 6.8 milyon TL, Deva Partisi 4.7 milyon TL, Saadet Partisi iki milyon TL ve Milliyetçi Hareket Partisi 1.4 milyon TL civarında dijital reklam harcaması gerçekleştirmiş.

Meta’ya göre, partilerin yanı sıra siyasi liderler de kişisel hesaplarından reklam çalışmalarına katıldı ve Ekrem İmamoğlu 5.3 milyon TL, Murat Kurum 5.1 milyon TL, Mehmet Altınöz 2.5 milyon TL ve Hamza Dağ ise 2.4 milyon TL civarında reklam harcaması gerçekleştirdi. Aynı zamanda siyasi partilerin ve liderlerin dışında reklamlara destek olmak amacıyla haber içerik ve blog sayfaları da 150 milyon TL’nin üzerinde harcama yaparak bu rekabete dâhil oldular.

Siyasal partilerin ve adayların dijital reklamda tercih ettikleri mecraa Facebook oldu. Facebook’u İnstagram, Youtube ve TikTok takip etti.

Buradan sormamak olmaz:

Bu kadar parayı nereden buldunuz?..

Milyonlarca lirayı cömertçe nasıl harcadınız?

 

Japonya’da Turancılık

Japonya’da Turancılık hareketi Türkiye’den hemen sonra Macaristan’daki Turancı hareket ile birlikte, Macar Turancılarının desteğiyle başladı denebilir.

Japonların, Turancılık üzerine araştırmaları öncellikle Turan halklarından olan Japonların, Turan halklarıyla olan akrabalıklarının araştırılması üzerinde yoğunlaştı.

Macarlar, Japonlar, Finliler, Estonyalılar,  Türkler, Moğollar, Mançular, Koreliler arasındaki  ırksal DNA analizi yanı sıra onların dilleri arasında dilsel ilişki araştırmaları Japon Turancıları tarafından desteklendi.

1920 yılında Macaristan Turancı hareketi  Japonya’da yaygınlaştı. Macar ve Japon Turancıların Macar ve Japonların ortak ırksal atadan Japon  ve  Macarların atalarının Asya bölgesi kaynaklı olduğu görüşü başta Macaristan ve Japonya olmak üzere Turan coğrafyasında yaygınlık kazandı

Japonya’da, Turancı dernekler olarak; Turanian National Alliance: (Turan Ulusal İttifakı) gibi Turancı örgütler – Tsuran Minzoku Douma (1921). Turanian Society of Japan (Japonya Turan Derneği) – Nippon Tsuran Kyoukaiearly (1930). Japon-Macar Kültür Derneği – Nikko Bunka Kyoukai (1938) kuruldu.

Ayrıca Macaristan, kurulan Turan Toplum Örgütleri (1910) ve (1920 civarında) Macaristan Turan Birliği olarak Budapeşte’de Turan Cemiyeti, genellikle Japonya’da  Turan hareketiyle ilgili makaleleri Turan  halklarıyla ilgili  bilimsel yayınlar yayınladı ve vunları Japon Turancıları aracılığıyla Japon halkına ulaştırdı. Macar Turan Cemiyeti ayrıca 1922 yılında Japonya’ya bir kültürel çalışma yapması için ekip gönderdi. Bu ekibin çalışması, Japon toplumunda Turancılığın yaygınlaşmasının sağlamasının yanısıra Macar ve Japon devlet yönetimi arasındaki ilişkilerin gelişmesi için de çalışmalar yürüterek önemli bir misyonu da üstlendi.

Bugün Japonya ve Japonlar, Turan coğrafyasını ilgilendiren konularda Turancı refleksle hareket etmekte.

Örneğin, Ermenistan’ın bütün çabalarını reddederek, sözde ermeni soykırımı anmalarının Japonya’da yapılmasına izin vermemektedir..

Bunun yanında Çin’de Doğu Türkistan’da yaptığı zulümlere karşı, Japonlar büyük protesto gösterileri düzenlemektedir..

Türkiye’de kimse Doğu Türkistan’daki Türklerin yaşadıklarını görmeyip, Filistin ve Suriyeli Araplar için sokaklara dökülürken, Japonlar Doğu Türkistanlı Türkler için eylem yapmaktadırlar…

Türkiye’de Araplar için ağıtlar yakılırken, Japonların Türkler için meydanlara, sokaklara inmesi de Turancılığın bir farkı..

 

ZAFER PARTİSİ 31 MART’IN KAZANANLARINDANDIR

31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden on beş gün geçti..

Seçim sonuçları, Zafer Partisi için de bir parantez açmak gerektiğini ortaya koydu..

İstatistikler yeni kurulmuş ve ilk yerel seçimine girmiş, üstelik bütçesi ve teşkilat olanakları kısıtlı bir parti için hiç de fena bir sonuç değil.

Bu tablo, partinin söylem ve programının toplumun belli bir kesiminde karşılık bulduğunu gösterir ki, bu da Zafer Partisi açısından gelişime açık bir kazanım. Partinin 2028’de yapılacak seçimlerde Meclis’e gireceğini gösteriyor bana göre..

Zafer Partisi, kaçak mülteciler tehdidini ülke gündemine sokan partidir…

Anımsarsanız, ondan önce merkez partiler acil çözülmesi gereken bu büyük sorunu gönüllü dönüş veya entegrasyon gibi içi boş söylemlerle geçiştiriyorlardı.

Hatta AK Parti ve CHP’li belediyeler entegrasyon için Avrupa Birliği’nden aldıkları paralarla programlar düzenliyorlardı..

Zafer Partisi’nin sert tutumunun toplumdan karşılık bulmasından sonra merkez partiler söylem değiştirip “kayıtsız şartsız göndereceğiz” demeye başladılar. Bu dikkate değer büyük bir başarı.

Söylem değiştiren partilerden biri de CHP idi ve kazanılan yerlerde kaçaklarla ilgili bazı adımların atılmaya başladığını görüyoruz. Bunu da memnuniyetle karşılıyoruz ve devamının getirilmesini arzuluyoruz.

Evet, bu seçimin kazananlarından biri de Zafer Partisi’dir dersek yanılmış olmayız.

Kaldı ki kuruluşunun üzerinden henüz kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen oy oranını artıran ve elli bin üyeye dayanan bir oluşum var ortada.

Ayrıca ortada Atatürkçü Düşünceyi ve Türk milliyetçiliğini sulandırmadan temsil eden bir yapı var ki Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bu iki düşünce epey zamandır siyasette parti düzeyinde temsil edilmiyordu.

Atatürkçü Düşünce ve Türk milliyetçiliği, Türk vatanseverliği Zafer Partisi aracılığı ile önümüzdeki 2028’de ya da daha erken yapılacak genel seçimde meclise de taşınacaktır…

Aslında, bu seçimin tek bir kaybedeni oldu; AK Parti ve temsil ettiği siyasal İslam düşüncesi…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP