Emeklinin “seçmeme” hakkı…

Emeklinin “seçmeme” hakkı…

ABONE OL
25 Mart 2024 11:51
Emeklinin “seçmeme” hakkı…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Haftaya, birkaç tartışmalı kentin dışında, bu saatlerde yerel seçim sonuçları açıklanmış olacak! Günlerdir siyasi partilerin sözcüleri, seçmen sayısının yüzde yirmibeşini oluşturan “emeklilere” yönelik söylem gerçekleştirmeyi sürdürüyor! Yüzde yirmibeş, düşünülmeyecek bir sayı değil, üstelik ana “muhalefet” partisi Chp’nin kıyısında/ köşesinde dolaştığı rakam! Oldukça önemli bir sayı…

Oldu/ bitti “iktidarı” anlamış değilim! Özellikle “emekliler” için söylediği “enflasyon altında ezdirmedik” sözüne inandıklarından mı, yoksa “nasılsa olsa inanan var” diyerek mi zaman zaman yineleme gereği duyuyor? Bir de, “iktidarın” yeni bir gelişme ya da “emekliyi” rahatlatacak bir durummuş gibi  “özendirme/ promosyon” konusu ile “bayram ikramiyesini” sürekli dile getirmeleri akılcı, insancıl bir durum mu? Bakın, seçimde yüzde yirmibeş gücü olan bir katmandan söz ediyorum! Emekliyi bu denli boş boğaz, bu denli yaşananları anlamıyor gibi görmek…

***

“İktidar” şunu ya çözmek istemiyor, ya bilmiyor, ya da üstünü örtmeye çalışıyor: emeklinin derdi ne  “özendirme/ promosyon” ne de “bayram ikramiyesi”, derdi “alım gücü”… Masraflı kış aylarından zorluklarla çıktı diyelim, önü yaz.. Bunca yorucu geçen günlerin ardından beş/ on gün dinlenmek isteyecektir, pazarda gördüğü mevsimsel ürünlerden almak isteyecektir, geçen yıldan giysisini/ ayakkabısını değiştirmek isteyecektir, yaşamak isteyecektir, doymak isteyecektir!

Son on yılı saymazsak eğer, buna benzer yaşamın ucundan/ kıyısından dokunmalar yapabiliyordu… Çocuklarıyla gezmeye gidebiliyordu, en az ayda bir kez çocuklarıyla dışarıda yemek yiyebiliyordu, kirasını ödeyebiliyordu, Et- Süt Kurumu önünde geceden kuyruğa girmeden mahalle kasabından etini alabiliyordu, bugünkü gibi el açar durumda değldi; emeklinin şimdi de istediği bu, çok mu?

***

Emekli aylığının onbin lira olmasının ardından kaç ay geçti “emeklileraşkına”? Bakın, haftaya nisan bir; dördüncü aya girilmiş olunacak! Son dört ayda temel ürünlere gelen zamların yüzde kaç arttığını düşünün bir… Etin, sütün, pirincim, kuru fasulyenin, yeşil sebzenin, insanların tükettiği temel ürünlerin fiyatları nereden nereye geldi; hiç önemli değil mi? “Emekliye onbin lira verdik” deniliyor ya bir de; sanki sadaka, sanki hak edilmemiş bir bedel… “Emekliye onbin verdik, enflasyon altında ezdirmedik” denilmesinin ardından, gelen zamları çıkın bakalım “elde kalan” ne olacak?

Bir yandan “iktidar”, bir yandan “yakın basın” sanki yapılanla “emeklinin” yaşamını “yaşanır” duruma yükseltmişler gibi köşelerinden “sanal sevinç” üretmeye çalışıyorlar!

***

Haftaya belirlenecek seçim sonuçlarının ardından “herkes” bir şey söyleyecek! Ama öncesinde, yüzde yirmibeş oyuyla “emekli” söyleyecek! Ya “iktidara” bugüne değin yaptıklarını daha da ağırlaştırması için desteğini sürdürecek, ya da emeklilere “içten” bir kızgınlığı olduğunu yüzüne vuracak!

Bakın gördüğünüz emeklilerin yüzlerine… Yaşam sevinçleri kopuk, yorgun, “bu aylıkla açız” diye sokaklarda çığlık atıyor! Emeklilerin yüzlerinin gülmesini, doymasını, yaşamasını sağlayacak kararlar alınıyor mu yok! Hakkı olan elinden koparılıyor, yaşamın zorlu kıskacı arasından bir başına bırakılıyor! “Emekli” işte bunları düşünerek sandığa gidecek! Gerekirse de, bir başka yurttaşlık hakkı olan “seçmeme” hakkını kullanacak! Anlıyorsunuz değil mi? 240324

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP