0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ömer ALPDOĞAN

CHP’liler özellikle de adaylar ve parti yöneticileri seçim takvimi işlemeye başladıktan sonra sık sık önce  DEM Parti’nin aday çıkarmayacağını, adayların kesinleşme aşamasından bu yana ise adaylarını çekeceği iddialarını seçmen nezdinde yaygınlaştırmaya çalışıyorlar..

DEM Parti’nin 3 Mart’ta adaylarının çekeceği söylentileri bizzat DEM Partili adaylar tarafından yalanlanmıştı..

Bir sorum üzerine, DEM Parti’nin 3 Mart’ta, 7 Mart’ta, 30 Mart’ta adaylarını çekeceği yolunda iddialar ortaya atıldığını söyleyen Adana Büyükşehir Eş Başkan Adayı Mahfuz Güleryüz,  hiç bir tarihte çekilmeyeceklerini açıklamıştı..

DEM Parti Genel Merkezi de, başta İstanbul Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Meral Danış Beştaş olmak üzere partinin diğer adayları da çekilmeyeceklerini açıklamışlardı..

DEM Parti’den gelen bu açıklamalar CHP’lilerin “çekildiler, çekilecekler” yolunda iddialar ortaya atmalarını engellemedi..

Son günlerde, seçimlerin hemen öncesinde DEM Parti’nin adaylarının çekeceği iddiası yeniden ısıtılıp servis edilmeye başlandı..

Bu soru önceki gün bir televizyon programında İstanbul Büyükşehir Eş Başkan Adayı Meral Danış Beştaş’a da soruldu..

Beştaş daha önceki iddialara da gönderme yaparak, bir kez daha çekilmeyeceklerini, tüm adaylarıyla seçimlere katılacaklarını net biçimde belirtti..

Beştaş’ın “çekilmeyeceğiz, seçimlere gireceğiz. Alabildiğimiz kadar oyumuzu alacağız” ifadeleri karşısında moderatör çekilecekleri yolunda iddialar olduğunu bir kaç kez yineledi ve aynı yanıtı aldı..

Beştaş ayrıca, İstanbul’da kent uzlaşısı yapılan yerlerde de Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayları olarak kendilerine oy istediklerini, tabanın kent uzlaşısı sağlanan ya da aday çıkarmadıkları ilçelerde belediye meclisi seçimlerinde kime oy verecekleriyle ilgilenmediklerinin altını çizerek vurguladı..

Meral Danış Beştaş’ın çekilme ve CHP adaylarına destek ile ilgili sözleri şöyleydi:

BİZİM OYUMUZ BİZE, KAZANMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK

“Biz kazanmak için yola çıktık. Biz kendi oyumuzu istiyoruz. O kayışı önlemek için sonuçta bir kampanya yürütüyoruz. Kayış olma ihtimalini tırnak içinde söylüyorum, neticede bu dayanışmayı, toplumsal kesimlerle nüfusla temas ederken tabii ki oy ve destek istiyoruz.

BAŞKA PARTİYE OY İSTEMEDİM, İSTEMEM DE

Esenyurt halkı, bizim seçmen ve bütün Esenyurtlulara çağrı yapıyorum, büyükşehirde bize verin. Bizim ilçe örgütü bunun için çalışıyor şu anda. Büyükşehirde yarışıyoruz. Ben sadece kendi çalışmamızı yürütüyorum. Adayımız olmadığı ilçeler var. Esenyurt’a mitinge gittim. Başka bir partiye oy istemedim, istemem de. Ben büyükşehir belediyesi eş başkan adayıyım. Kendime oy istiyorum. Uzlaşı gereği bizim partiden belediye meclis üyesi olanlar o çalışmayı yürütecekler tabii ki.

NE KADAR OY ALIRSAM ALAYIM ADAYLIKTAN ÇEKİLMEYECEĞİM

Adaylıktan da çekilmeyeceğim. Pusulada kalıyorum. Doğru bu konuşuluyor, işin kötü tarafı halk arasından da soruluyor. TV’lerde tartışılıyor, 3-5 gün kala çekilecek deniyor. Buradan söylüyorum, çekilmeyeceğim. Çekileceğim yarışa da girmem. Ne kadar oy alırsak alalım son güne kadar çalışmamızı yürüteceğiz. Sandık güvenliğinin sağlanması için gayret göstereceğiz. Seçmenlerimizden destek bekliyoruz.”

Gördük ki, CHP’lilerin, DEM Parti’nin adayları çekeceği yolunda hala bir beklentileri var..

Ancak, bu beklentileri boşa çıkacak.. Meral Hanım’ın  açıklamaları da bunun bir kanıtı

Eros’un katili TCK’dan yargılanmalı

Eros adlı kediyi, aparmanın kapısı kapatarak kaçmasın engelleyip dakikalarca tekmeleyen ve ezerek öldüren İbrahim Keloğlan adlı cani toplumdan gelen tepkiler üzerine yeniden yargılandı ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Mahkeme caniye iyi hal uygulayarak cezasının 2,5 yıla indirdi ve yurt dışı çıkış yasağıyla serbest bıraktı..

Yani suçsuz ve günahsız bir kediyi vahşice öldüren bir cani, yeni vahşetler işleme potansiyeli ile aramızda dolaşmaya devam edecek..

Vahşi bir cinayet izleyen kişini nasıl iyi hali olur onu da anlamak mümkün değil..

Adalet Bakanı, en üst verildiğini ifade ederek kararı savunuyor..

Bu karar da önceki karar gibi vicdanları yaraladı..

Bir caninin öldürdüğü insan da olsa, hayvan da olsa elini kolunu sallayarak gezmesi kabul edilemez..

İbrahim Keloğlan’ın vahşice katlettiği Eros da dahil olmak üzere tüm hayvanlar bizlerle aynı canı yaşıyorlar..

Adaletsiz karar gösterdi ki, Türk Ceza Kanunu’nda cinayetlerle insan sözü tüm canlıları kapsayacak biçimde yeniden düzenlenmeli..

Örneğin “İnsanlığa karşı suçlar” kavramı, “canlılara karşı suçlar” ya da “insan ve hayvanlara karşı suçlar” değiştirilmeli..

İbrahim Keloğlan, Eros’a yaptıklarının hesabını Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre vermeli..

Keloğlan adlı cani TCK’nın 21, 77/a, 81, 82/a ve b maddelerine göre yargılanmalı ve bu madde hükümlerine göre cezalandırılmalı..

Buradan, hukukçu milletvekillerine,  Adana ve İstanbul Barosu başta olmak üzere tüm barolara, baroların hayvan hakları komisyonlarına, hayvanları koruma derneklerine çağrıda bulunuyorum..

Eros’u vahşice katleden İbrahim Keloğlan’ın TCK’ya göre yargılanması, hayvanlar karşı işlenen cinayet ve işkencenin de TCK kapsamına alınması için harekete geçin.

Vicdanları yaralayan kararlara izin vermeyin..