Soyutlama üzerine

Soyutlama üzerine

ABONE OL
5 Aralık 2023 15:04
Soyutlama üzerine
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Habip Hamza ERDEM

Yeni bir yazı dizisine başlıyorum.

Hemen bu ‘soyutlama’ konusu da nereden çıktı, ülkenin bu kadar sorunu varken kime ne yararı olacak diyenleriniz olacaktır.

          Ancak yazı dizisi ilerledikçe, sıradan yurttaştan en ‘çokbilmiş akademisyen’e değin pek çok kişinin, ‘doğrusu bu kadarını düşünememiştim’ diyeceğini öngörebiliriz.

          Örnek olsun, uzunca bir süredir Türkiye’de ‘sosyal medya fenomeni’ türü bir ‘olgu’nın yaygınlaştığı ortadadır.

          Ama sadece şu ‘fenomen’ sözcüğü ne anlama geliyor diye sorulduğunda, o ‘çok bilmiş akademisyen’ dahil kimsenin düzgün bir tanım veremeyeceği de ortadadır.

          Hiç de öyle değil; Kant’ın ‘numen/fenomen’ ayırımı üzerine ders veriyorum ya da Husserl’in ‘fenomenoloji’sini bilmeyen mi var diyecekler de olabilecektir.

          İşte sıradan yurttaş kadar bu konuda ‘çokbilmiş’ olanların da ‘doğrusu bu yönünü bilmiyordum’ diyeceklerini umuyorum.

          Öyleyse ‘Fenomen’ sözcüğünün kökeninden başlayabiliriz.

          16ncı yüzyıldan itibaren Yunanca ‘phainomenon’ sözcüğünden türetilen fenomen sözcüğü, ‘görünürde olan’ anlamına geliyor.

          Eğer bir şeyin ‘görünürde olan’ı varsa, ister istemez bir de ‘görünürde olanın gerisinde olan’ bir şeylerin olabileceği düşünülecektir.

          Kabaca, bir yöntem ya da ‘akıl yürütme biçimi’ olarak, Avusturyalı filozof Edmund Husserl’le (1859-1938) başlayan fenomenoloji, Türkçe’ye ‘paranteze almak’ biçiminde çevrilmiştir.

          Peki ama ‘parantez içine almak’ ne demektir?

          Parantez içine alınacak olan, özde, genel olarak ‘görünürde olan’ değil ama, ‘göz çıkartacak’ biçimde ortaya çıkan anlamında kullanılmaya başlanmıştır, ki Türkiye’nin ‘sosyal medya fenomenleri’ tam da bu kategoriye girmektedirler.

          Öyle ki, bu ‘tip’ler, görünürlüğün dışında ‘göz kamaştırmak’ amacıyla olağan dışı bir tutum da benimsemişlerdir.

          Nitekim, bu yolda ‘akıl almaz’ davranışlar sergilemeleri, sonunda kamu otoritelerini, peki ama bu görüntünün ‘gerisi’nde ne var sorusunu sormaya yöneltmiştir denilebilir.

          Bu tür ‘aşırılık’ların ortaya çıkmasında, Türkiye’de uygulanan çarpık ekonomi politikalarının etkisine burada girmeyeceğiz.

          Ya da, ilerleyen bölümlerde, bu ‘çarpık ekonomi politikaları’nın gerisinde nelerin olduğu zaten ortaya çıkacaktır diyelim.

          Şimdilik, bu tür ‘ekonomi politikaları’nın çapıklığının, doğası gereği bu tür ‘hastalık’lar ürettiğini belirterek geçelim.

          Ve ‘fenomenoloji’nin aslında bir tıp dalı olarak, patalojik hastalıkların tedavisinde kullanıldığını belirtelim.

          Gerek Husserl ve gerekse Merleau-Ponty, Türkçe’de de yaygınlaşan ‘yaşanmışlık’ (lebenswelt) olgusundan hareket etmişlerdir.

          Ve yine Türkçe’de ‘deneyimlemek’ diye bir sözcük kullanılmaktadır.

          Demek ki, ‘yaşam’ın kendisi değil ama yaşam içinde ‘olağan dışı’ olarak ‘yaşanılmış’ olanlar söz konusudur.

          Öyleyse bu ‘olağan dışılık’ pek âlâ ‘parantez’e alınabilir.

          Nitekim, kimi ‘sosyal medya fenomenleri’nin ‘fenomenlik dönemleri’ yaşamlarının bir parantezi olarak kalabilecek ve bir ikinci parantezi de ‘hapishane dönemleri’ olarak ‘yaşanılmış’ ya da ‘deneyimlenmiş’ olacaktır.

          Ancak biz bu yazı dizimizde, bu tür somut örneklerden çok, genelde ‘görünürde olanın gerisi’nin nasıl araştırılabileceği üzerinde duracağız.

          Değil mi ki, “eğer şeylerin görünürde olanı ile özü bir olsaydı bilime gerek kalmazdı” denilmiştir.

          Demek ki, ‘görünürde olanı’ paranteze alıp incelemek de bir yöntem olabilir diyelim, ama ‘görünürde olanın gerisinde olanı’ nasıl inceleyebileceğiz?

          Dilan Polat ya da benzerlerini ‘parantez’e alıp gerilerini inceleyecek olanlar için fenomenoloji yeterli olabilir, ama tüm bu ‘yaşanmışlık’lar ile ‘yaşanabilecek olanlar’ı bir bütünlük içinde ele almanın da bir yolu ve yöntemi var mıdır diye sorulabilir.

İşte bütün ‘sorun’ burada düğümlenmektedir.

(Sürecek)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP