0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hollanda yapılan son seçimlerde ilk sırada çıkan İslam karşıtı aşırı sağcı siyasetçi Geert Wilders, “eninde sonunda Hollanda’nın başbakanı olacağını” söyledi.

İktidarı kazanmak için gerekirse pozisyonlarını “ılımlı hale getirmeye devam edeceğini” belirten Wilders, “Bugün, yarın ya da öbür gün, Özgürlük Partisi (PVV) hükümetin bir parçası olacak ve ben de bu güzel ülkenin başbakanı olacağım” dedi.

Wilders, X’teki paylaşımında hükümet kurmak için işbirliği yapma konusundaki isteksizlikleri nedeniyle diğer partilere yönelik hayal kırıklığını ifade etti.

Seçimden üçüncü sırada çıkan Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi’nin (VVD) lideri Dilan Yeşilgöz, Wilders ile birlikte bir kabinede yer almayacağını ancak kurulacak hükümete dışarıdan destek verebileceğini söylemişti.

Wilders, Yeşilgöz’ün sözlerini “büyük hayal kırıklığı” olarak nitelendirdi.

Yeşilgöz, açıklamasında, “İyi tedbirler alan merkez sağ bir kabineyi kolaylaştırıcı ve yapıcı bir şekilde destekleyeceğiz. VVD’nin bunu yapabileceği yer de artık Meclis’tir.” demişti.

22 Kasım’da yapılan seçimi rakiplerinin önünde tamamlayan PVV’nin Hollanda parlamentosundaki sandalyelerin yüzde 25’ini alacağı tahmin ediliyor.

Bu durumda Wilders’in hükümeti kurabilmek için en az iki ılımlı parti ile daha işbirliği yapması gerekecek.

Yeni Sosyal Sözleşme Partisi kritik konumda

İlk kez seçime giren ve 20 sandalye elde eden Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) Wilders’in muhtemel hükümetinde ortak olarak görülüyor.

Ancak kilit parti konumundaki NSC lideri Pieter Omtzigt, din özgürlüğüne ilişkin Hollanda anayasasını ihlal ettiği gerekçesiyle Wilders ile işbirliğinin zor olacağını söyledi.

Wilders, PVV, NSC, VVD koalisyonuyla 81 milletvekiline ulaşılabileceği sinyalini vermişti.

Hollanda’da hükümetin kurulması için 150 üyeli mecliste salt çoğunluğu bir fazlası olan 76 sandalye gerekiyor.

Wilders’in hükümeti kuramaması halinde, PVV’yi dışlayan bir hükümetin de kurulabileceği konuşuluyor.